İçimizdeki Şam Şeytanı Hacı
Hayal gücü... yüksekliği, alçaklığı.. Başka bir akıl türü olsa gerek. Akıl türü. Platon'un İdealar kuramına hak verdim vereceğim. Aslında her şey vardır. TabiÎ ki vardır. Hayal gücü görünmez bir ufuktan görünmez uçlu sonsuz ipleri ile çekmekte akılları. Var olan o yere doğru. Göremediğimiz şeye hayal diyoruz. Fakat vardır o. Olup bitmiş, gelip de geçmiş şeyleri de göremez ya insan; öyleyse boş hayal mi diyeceğiz onlara; tabiî ki demeyeceğiz.
7 Mayıs'ta bir öğrenci velisinin hakaretlerine ve tehditlerine maruz kaldık. Olayın benle bir ilgisi yoktu. Her zaman olduğu gibi, araya girici, arabulucu gibi otomatik bir tavırla daldım olaya. Maksadım kimseyi dövmek değildi. Dövmedim de zaten. Saldırgan şahsın kolunu tutup dışarı attım. Çok küfür etti şahıs. Bana da, saldırmaya çalıştığı öğretmen-idareci arkadaşa da. Neyse.. Polis molis geldi. Gittik, ifade verdik. Kendiliğinden bir kamu davasının şu günlerde açılmış olması gerekiyor.
Bir buçuk yıl önce de Turhal'dan Tokat'a giderken arabulucu özelliğimi sergileyebileceğim bir olay olmuştu. Tam Tokat'a girmek üzereyken midibüs ahalisinin “Şam Şeytanı-Kör Şeytan” olarak isimlendirdiği ford minibüslü bir hacı bize yandan bindirdiydi. Midibüstekiler harala gürele aşağı inip hacıya yöneldilerdi. Ben de indimdi; bir baktımdı, hacı zor durumda, hemen araya girdimdi, biraz edebiyat parçaladım ve dağıttımdı kalabalığı.
Eğitim öğretim döneminin başındaki veli toplantısında da veliler öğretmenlere saldırmak üzereyken yine velilerin arasına girip onları sakinleştirdimdi.
Böyle çok olay olmuştur hayatımda. İnsanın kendini kontrolünün muhteşem bir güç olduğunu bira ara fark etmiş olmalıyım ki sadece söz ile hem kendimi hem başkalarını sakinleştirebilme becerimi geliştirme yoluna gitmişim içsel olarak. TabiÎ, her zaman dengeli de olamıyor insan. Bazen benim gibi sakin bir insanı bile çileden çıkarabilecek şempanzeler çıkabiliyor insanın karşısına. Fakat genelde sakinlik mesken edinmiştir bünyemi.
Bunları can sıkıntısından anlattım. Bir amacım yoktu.
***
Satranç oyununu sevmiyorum. Gereksizce bir zeki olmak zorundalığına itiyor içten bir güç insanı. Bu sebeple GO OYUNU'na yöneldim. 13X13'lük, kısa zaman aralıklarında oynanmak için olanını aldım yakın bir zamanda Internet'ten. Sınıf öğretmeni olduğum sınıfıma da anlattım. Oyun kutusu elden ele dolaştı. Fikir edinildi.
Eski bir savaş talim oyunu olarak geçiyor kaynaklarda. Sonra sonra farklı amaçlarla da kullanılan bir strateji geliştirme oyunu olarak oynanıp, yayılıp durmuş.
***
Yurtiçi kargo ne kadar beceriksiz ve saygısız bir kargodur! Personelinden tut düzmece müşteri hizmetlerine kadar baştan savıcı, insan merkezli olmayan bir hizmet(!) yapısı var. Bir firmanın, herhangi bir kusurda öncelikle bu kusuru savacak değil kabul edecek bir anlayışa ihtiyacı vardır. "Parayı al ve kaç; gerisi önemli değil" anlayışında bir kargo şeyidir bu kargo. Sonra...dedim ki kendi kendime: Acaba sadece ben mi böyle bir fikirdeyim? Hayır. Kargo sektörleri içinde en kalitesiz firma bu. Internet'te hakkında en çok şikayet olan firma.
İnsan merkezli olmak nedir, unutmuş insanlar. Ama yine de bir faydaları var: iyi ve kötüyü kıyas ettirtip bize, doğruyu buldurmaları. Evet.Beceriksiz Yurtiçi