İçimizdeki Bizler
Bir gün gelir güvendiğin dağlara kar yağarsa, feleğe kahretmek istersen ya da arkana bakmadan gitmek istersen uzaklara, geriye dönüp bir daha bakmalısın.
Gönlüne hüzün çöküşmüştür efkârlanmışsındır, kendine söz geçiremediğin bir yere gelmişsindir. Ama yinede düşünmelisin. Kimin için, kime karşı ya da nereye, değmez aslında hiç birisi ne bırakıp gitmene ne de efkârlanıp üzülmene. Sen ancak karşılaştığın haksızlıklar ve ya olumsuzluklar için yapmak istersin bunları.
Ama suyun akışını tersine çevirmeninde mümkün olmadığını, gecenin ne kadar karanlık olursa olsun, mutlaka sabahının da olacağını bilmelisin. Ömür dediğimiz şey rüzgârın önü süre sürüklenen sarı yapraklar gibidir. Nerde kalacağı, nereye düşeceği belli olmaz. Hayatı, yaşamı kendi akışına bırakmayı neden hiç aklından geçirmezsin ki.
Hep kendin öz veride bulunursun bırak senin düşündüğünü başkaları da düşünsün biraz. Düşünmeseler bile senin kader çizgin bellidir. Orda ne yazılmış ise yaşanacaktır hepsi, onu değiştirmekte senin elinde değildir. Sadece ona belli ölçülerde yön verebilirsin belki. Hani şu uğruna kul köle olduğun insanlar varya bulamazsın onları yanında dara düştüğünde dağılmışlardır onlar senin ihtiyaç duyduğunu anladıklarında, vay be dersin ben böylemi yapmıştım onlara, hayır sen öyle yapmamıştın ama herkse senin gibi düşünmüyor ki. Boş ver zaman her şeyin ilacıdır de geç.
Zaman gelirde yanında bulmadıklarını, senin yolunu bekler duruma düştüklerini görürsen de sende onları yaptıkları ile baş başa bırakırsın.
İçindeki duygular her geçen gün bir çığ gibi büyür sanki karakışın ortasında kalmış gibi titretir yüreğini, bu nedir diye bir isim ararsın ona ama bulamazsın sonra yine geriye bakıp düşünürsün omuzlarına ağır bir yük biner nedenini ararsın bulamazsın. Bazen boş ver bunlarda geçer diyebilsen olacak ama çok zor.
Her geçen gün senden çok şey götürüyor bunu unutma farkında ol bunların.
Farkında ol ki bu dünyada hiçbir şeyin senin yaşamından daha önemli olmayacağını hatırla. İşte o zaman başka sayfalarda ki güzellikleri görmeye çalış, içindeki umutlar tekrar yeşerecek seni yeni bir hayata bağlayacaktır. Yaşadığın güzellikler de başkaları için örnek olacaktır.
Yeşeren umutlar güç verecek yaşama zevkini artıracaktır. İşte o zaman terk edeceksin anlamsız düşüncelerini, içinden çıkmadığın karmaşıklıkları. Değeri üç kuruş etmez insanlar için beslediğin iyi niyetlerini, sana değer verenler için kullandıkça haz duyacaksın iyiliğinden güzelliğinden.
İnsanın şerefiyle, onuruyla yaşaması gerektiğini çok iyi bilirsin ve sen hep böyle yaşadın, dünyada önemli olan bunları kaybetmemektir. Onursuz ve şerefsizler için değmez düşünmeye hiçbir şey. Onlar zaten o vasıfları çoktan kaybetmiş ve insanlıklarını bile unutmuşlardır.
Öyle bir zaman da yaşıyoruz ki kimin dost kimin düşman olduğu belli değil. Her geçen gün benliğimiz, özümüz bozulmakta, insanlar arasında saygı sevgi bitmektedir. Eğer sen payına düşeni yerine getirebiliyorsan işte o zaman en önemli görevlerinden birini yerine getirmiş oluyorsun bir insan olarak. Mükemmel insan olmanın gereği de bu değilimdir.
Etrafımızda dolananlar olmasın, paran pulun olmasın hiç önemli değil. Ama şerefin ve onurun her şeyin üstündedir senin ve sen onun farkındasın yaşadığın sürece. Bu güne kadar kaybetmediğin yaşam zevkini basit ve değersiz şeyler için harcamanın da bir anlamı yoktur.
Her insan taşıdığı değer kadar değerlidir.