İç Huzurumuza Doğrudan Operasyon
Sanıyorum, Türkiye huzur içindedir diyebilen hiç kimse yoktur. Yaşanan bu huzursuzluğun müsebbibi olarak elbet, taraflar birbirlerini suçlar. Yönlendirme ve saptırmalar nedeni ile de, huzursuzluğun gerçek kaynağı kargaşa içinde kaybolur gider.
İktidar cephesinden baktığımızda, iktidarın huzursuzluk istemesi kendi çıkarları açısından olacak şey değildir.
Aslında muhalefet de huzursuzluk istemez. Çünkü ileride iktidar olacaktır. Ya da o yolda maraza çıkaran birisi olmak istemez. Zira halkın ilk talebi huzurdur. Sonra ekmek.
Herkes programını ortaya koyar. Ve halktan yetki ister. Mekanizma böyle işlerse, kimsenin huzursuzluk çekmesine bir neden kalmaz.
Ama… Dünyanın düzeni bu değildir.
Amerika’nın Dünya’dan talepleri vardır. Daha çok da Türkiye’den talepleri vardır. Ya da çıkarları vardır.
İşte tam muhalefet ile iktidarlar huzur içinde yarışıyorken, devreye Amerikan çıkarları girer.
Amerika iktidardan, Kürt Açılımı(Türkiye’nin federasyonlaşması) ister. Türk ordusunu kendine göre istikrarsızlık olan bölgelerde müdahale gücü olarak kullanmak ister. Kıbrıs’tan çekilmemizi ister. Ermenilere Türk Yurdunun açılmasını ister.
Arkasından, iktidar Amerika’nın taleplerini yerine getirmek için planlar, programlar ve tertipler geliştirir. Bu plan ve tertiplerin adı değişimdir.
Yani değişim; Türk halkının kendi taleplerinden vazgeçip, Amerika’nın taleplerine uygun hale gelmesidir.
Yargı buna karşı çıkarsa Yandaş Yargı gerekir. Ordu buna karşı çıkarsa Yandaş General gerekir. Yandaş general haline gelmiyorsa, doğrudan operasyona tabi tutulur. Suçları ne derseniz. Hele bir tutuklayalım da uygun bir suç buluruz derler. Değişim budur. Medya manipülasyonları ile dönüştüremediklerini, ya da devşiremediklerini Silivri’ye tıkar.
Amerika Türkiye’nin İran’a baskı uygulamasını istiyor. Sanıyorum ki, siyasi iktidar da bunu yapmak istemiyor. Ama varlığını Amerika’ya borçlu olduğu için Amerika’nın dediklerini yapacaktır. Muhalefet ve halkta buna karşı çıkacaktır. En duyarsız olanlar bile en azından zihinsel olarak rahatsız olacaklardır.
Huzursuzluğumuzun temel kaynağı Amerika’nın bölgedeki çıkarlarıdır. Türkiye’nin çıkarları ile Amerika’nın çıkarları uyuşmamaktadır.
Amerika bölgedeki çıkarları için her yöntemi kullanıyor. İktidarı kullanıyor. Ekonomiyi kullanıyor. Kendi istihbarat örgütlerini kullanıyor. Tertipler üzerine tertipler organize ediyor. Hiç kimsede huzur ve ekmek kalmıyor.
NATO’dan, Batı Bloğundan kurtulmadan Türk Halkına huzur yoktur.
Zira Batının esas derdi; Anadolu coğrafyasına tam olarak sahip olmaktır.
Ergenekon Tertibi de, Balyoz Tertibi de, mahkemeler sorunları çözer safsatası da hep buradan çıkar.
Aslında bu yargılamalar, Batı ile 200 yıldır sürdürülen kavganın yansımalarıdır. Batı her zaman yurtseverleri yargılanacak mevkide tutmuştur.
Huzursuzluk yurtseverler ile Batının çıkarlarını savunanlar arasındadır.
Sorun siyasi iktidarların, Batının çıkarlarından yana değil, ülkenin çıkarlarından yana olmasıdır.