İç Güvenlik Yasasımı mı, Siyasetin Silahlandırılması mı?
Yedi sekiz Ekim, Kobani olaylarını gerekçe göstererek, Meclise İç Güvenlik Yasa teklifini getirdiler. Kamuoyuna da, maske ve Molotof yasağı gibi verdiler.
Sanki Jandarma ve Sahil Güvenliğin siyasi iktidara bağlanması, yok gösterilerek konu kamuoyuna sunuldu.
Şunu anlarım; bazı ihtiyaçlar vardır, yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulur. Önemli kalkışmalar olmuştur. Sıkı Yönetime başvurulması gerekmiştir.
Elinde Sıkı Yönetim Yasaları dururken, yeni İç Güvenlik Yasaları çıkarmak nereden icap ediyor?
Meclise getirilen İç Güvenlik Yasa Tasarısı, “medya maymunları” tarafından maske ve Molotof kokteyli olarak, kamuoyunun önüne konuluyor.
Maske ve Molotof kullanılmasıyla ilgili, bir yasa ihtiyacın varsa, onu çıkar. Neden jandarmayı bu işin içine sokarak, gizli amaçlar peşinde koşuyorsunuz?
Oysa iktidarın asıl amacı; Jandarma ve Sahil Güvenliği kendine, siyasetine bağlamaktır. Bağlamak istiyor. Çünkü memleketin her köşesinde örgütlenmiş silahlı güç arayışındadır.
Diyeceksiniz ki, tüm Genelkurmay Başkanlığı siyasi iktidara bağlı değil mi? Onun bir parçası olan Jandarma da, bağlansa veya bağlanmasa ne değişir?
Jandarma ve Sahil Güvenliğin tayin ve terfilerinin siyasete bağlanması, yani siyasileşmesi, iktidar organının doğrudan silaha ulaşması demektir.
Ayrışmanın, kutuplaşmanın hat safhaya geldiği bir ortam da, belli bir siyasi anlayış silaha sahipken, muhalefetin silahsız olması faşizmin temel koşuludur.
Mevcut iktidarın siyasi sicilini ve ideolojisini dikkate aldığınızda, böyle bir yasanın iyi niyetle kullanılmayacağı aşikârdır.
En basit bir olayı bile, toplumu ayrıştırma fırsatı diye kullananlara güven yoktur.
Her konuyu, iktidarlarını güçlendirme adına kullanan bir kadronun, bu güvenlik yasasını da, kendi amaçları doğrultusunda, kullanacağına dair birçok delil vardır.
Jandarma ve Sahil Güvenliğin eskiden olduğu gibi Genelkurmay Başkanlığına bağlı olması halk için bir güvencedir. Hiç değilse tarafsız olduğunu düşünür.
Anlaşılan odur ki, silahlı emniyet teşkilatının kendilerine bağlı olmasını yeterli görmüyorlar. Yavaş yavaş, halkın güvenini temin eden ordunun, üstüne üstüne gidip, ordudan bir parça daha koparmaya çalışıyorlar.
Jandarmanın siyasete bağlanması hususu; öteden beri, gerek Amerikan yöneticilerinden gerekse, onların Türkiye içindeki daimi temsilcilerinden hep söylenegelmiştir.
Deniz Kuvvetlerini Balyoz ile imha eden ABD, şimdi de orduya bir darbe daha vurmaya çalışıyor.