İbrahim Agâh Çubukçu’dan Yüreğimin Esintileri
Prof.Dr. İbrahim Agâh Çubukçu hocamızın birbiri ardına yayınladığı ve bize ulaştırdığı kitaplardan birinin adı: Yüreğimin Esintileri.
72 sayfayla, merkezi Ankara’da bulunan Kültür Ajans yayınlarının 178. yayını olarak Günyüzü gören kitap, “Servi” adlı, başlıklı şiirle başlıyor. Bu şiirin iki dörtlügü şöyle:
Kabirde yatıyor ölü,
Çevresinde uzar servi,
Üstte eser seher yeli,
Gece-gündüz uzar servi.
Agah der olayım yakın,
Mezarıma ağaç diken,
Kuşlar gelsin akın akın,
Niçin bensiz uzar servi?
Biliyor ve görüyoruz ki, İbrahim Agâh Çubukçu hocanın anlatımı yumuşak, dili pürüzsüz. Görüşleri isabetli, gerçek... Bugünle yarın arasında önemli köprülerin kurulmasında başarılı oluyor. Geçmişe bağlanıp kalmayan bir görüş uzaklığı, zenginliği var hocanın. Bu gerçekler, şiirlerinde, öteki anlatımlarında kademe kademe görülüyor, yaşanıyor. Tebriklerimizi sunmalıyız burada.
“Benim gecelerim uzun/Gökte doğsun ay diyorum” diye söze başladığı şiirinde, öteki şiirlerinde, hep söylediklerimizle, anlatmak istediklerimizle, satır satır, gerçek gerçek karşılaştığımızı görürüz.
Elimdeki kitabın 66.sayfasındaki “Agâh Allah dedi” başlığıyla karşımıza çıkan şiir de, öteki şiirler gibi beş ayrı dörtlükten oluşuyor. Bu şiirin de iki dörtlüğüyle noktamızı koyalım:
Belli bir zamanda doğup gelmişim,
Sonsuzdan sesleniş duysam diyorum.
Büyüyüp kendimi insan bilmişim,
Göğün giysisini soysam diyorum.
Sayısız sultanlar gelip de geçti,
Herkes yazgısı kadar yedi içti,
Agâh Allah dedi, duayı seçti,
Başımı toprağa koysam diyorum.