İbrahim Agâh Çubukçu’dan: Kıssalar, ibretler ve şiirler
Prof.Dr. İbrahim Agah Çubukçu hocamızdan, birbiri ardına gelen kitaplarla, O’nun yayıncılık alanındaki başarılarını da görme, izleme ve değerlendirme fırsatı buluyoruz. Yeni gelen kitaplarından birinin adı: kıssalar, İbretler ve Şiirler.
Merkezi Ankara’da bulunan Kültür Ajans yayınlarının 179 ncusu olarak Günyüzü gördü bu kitap. Kısa anlatımlarla, anlamı geniş görüşler, ibret alınacak anlatımlar çıkıyor karşımıza. Bunların ilki, “Öğünme ve Hasan Basri” adının taşıyıcısı.
Sonra, Ölüm üzerine, Sabır ve barış, Akıl ve efendilik, Nefis üzerine, Nefsin düzeltilmesi, Ananın ya da teyzenin duası, hanımlık ve erkeklik, Çalışma, İnsan ve ötesi gibi başlıklar altındaki anlatımlar sayfalarda karşımıza çıkıyor, çıkarılıyor.
İbrahim Agah Çubukçu, hocaların hocasıdır. Dünyası geniş, hoşgörü zenginliği bulunan, herkese örnek olan, güzelliklerle dolu bir bakış açısının sahibidir o.
Kıssalar, ibretler ve şiirler kitabının 35. sayfasındaki şiirler başlıyor. Ne imiş?, adlı, başlıklı şiir çıkıyor karşımıza. Bu şiir beş ayrı dörtlükten meydana geliyor. İlk dörtlüğü bu şiirin:
Veli taşar, yere sığmaz,
Muhiddin’e Şam ne imiş?
Tapınmağa dünya değmez,
Gökkubbede dam ne imiş?.
Prof.Dr. İbrahim Agâh Çubukçu, “Ben neyim ki?” diye sorduktan sonra, Türlü türlü rengim var şiiriyle bizimle selamlaşır. Buradaki anlatım da, ötekilerde olduğu gibi, anlatım zenginliği içinde karşımıza çıkar, çıkarılır. Bir anlatım bütünlüğü vardır şiirde. Bu şiir de beş ayrı dörtlükten meydana gelmiştir. İki dörtlüğünden örnek alalım bu şiirin:
Ruhum ile yere indim,
Türlü türlü rengim vardır.
Düldül ile ata bindim,
Türlü türlü rengim vardır.
Agâh ile sultan oldum,
Birlikteyim, cihan oldum
Dört mevsimde nisan oldum,
Türlü türlü rengim vardır.