content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

02 Oca

Hz. Peygamber Döneminde Tehcir

Göç anlamındaki hicret kelimesinden türemiş olan tehcir; kişinin isteğine bağlı olmaksızın dışarıdan bir zorlama ile göçe mecbur edilmesidir. Bir idare, otorite, bir güç nedeniyle kişinin veya bir topluluğun göç ettirilmesidir yada sürgün edilmesidir.

Hz. Peygamber (sav) Mekke’de iken zaten mağdur mazlum durumundaydı. Saldırı altındaydı. Yönetici durumunda değildi. Ancak Medine’ye ulaştıktan sonra orada yönetici konumuna gelmişti. Medine’nin yerlisi olan Yahudi kabileleri ile de bir antlaşma yapmıştı. Medine Sözleşmesi veya Medine vesikası olarak bilinen bu antlaşmaya göre; Yahudiler kendi dini inanç ve uygulamalarında özgür olacaklar anlaşmazlık konularında Hz. Muhammed’in hakemliğine razı olacaklar, Müslümanlarla Yahudiler birbirlerine saldırmayacaklar ve Medine’ye bir saldırı olması halinde onun başkanlığında Medine’nin savunmasına katkıda bulunacaklardı.

 

Medine’de Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kurayza diye üç büyük Yahudi kabilesi de Hz. Muhammed’le Hicretten sonra (M.622)  bu antlaşmayı yapmış olmalarına rağmen Müslümanların Bedir’deki başarısını kıskanan Beni Kaynuka kabilesi antlaşmayı bozan davranışlara yöneldi. Beni Kaynukalılar Medine’de ticaretle uğraşırdı, Medine’nin güneybatısında Muşalla denilen yerde mukimdiler. Bedir savaşından sonra Beni Kaynukalıları kendi çarşılarında toplayan Hz. Muhammed onları antlaşmaya sadık kalmaları konusunda uyardı. Yahudiler ise Hz. Muhammed’e; “Galiba sen bizi kendi kavminle karıştırıyorsun. Savaşmasını bilmeyen bir toplulukla savaşmış ve onları yenmiş olman seni aldatmasın” diyerek Hz. Muhammed’i tehdit etmişlerdir. Beni Kaynukalılardan bazılarının ticaret çarşılarına uğrayan bir Müslüman hanıma çirkin davranışlarda bulunduklarına şahit olan bir Müslüman’ın Yahudi Beni Kaynukalılardan birisini olay yerinde öldürmesi üzerine ona saldıran Beni Kaynukalılar o Müslüman’ı şehit etmiştir. Olayı haber alan Hz. Muhammed gidip onları kuşatmıştır. Beni Kaynukalıların kuşatması on beş gün sürmüştür. Çaresiz kalan beni Kaynukalılar teslim olmuştur. Hz. Muhammed onların tümünü tehcir etmiş, önce Vadi’l Kura sonra ise Şam yakınlarındaki Azriat’a gitmişlerdir, mallarını ise ganimet sayarak Müslümanlara dağıtmıştır.

 

Enfal Suresi; 57-58: “Sen kendileriyle antlaşma yaptığın halde onlar, hiç çekinmeden her defasında antlaşmalarını bozarlar. Savaşta onları yakalarsan, onlar(a vereceğin ceza) ile arkalarında bulunan kimseleri de dağıt ki ibret alsınlar. Bir kavmin ahitlerini bozarak ihanetlerinden korkarsan, karşılık olarak sen de ahdi bozabilirsin. Allah hainleri sevmez.” Ayetlerinin de bu konu hakkında olduğu bilinmektedir.

 

Hz. Muhammed tarafından Maune seferine gönderilen Amr bin Ümeyye’nin iki kişiyi öldürmesi üzerine Amir bin Tufayl tarafından bu iki kişinin kan bedeli Hz. Muhammed’den istenmiştir. Hz. Muhammed ise daha önce Medine’deki Yahudi kabileleri ile yapmış olduğu antlaşmaya bağlı olarak onların da bu kan bedelinin ödenmesine katılmalarını istemek için Beni Nadirlilerin yurduna gitti. Beni Nadirliler ise Hz. Muhammed’in teklifini kabul edeceklerini bunun için kendi aralarında konuşup görüşmek için izin istediler. Onların görüşmelerinin sonucunu yanındakilerle bir duvar dibinde oturarak beklemekte olan Hz. Muhammed’e bir suikast yapma isteğinde birleşen Beni Nadirliler, tümüyle ondan kurtulmak istediler. Beni Nadirlilerden birisinin duvardan bir taş yuvarlayarak Hz. Muhammed’i öldürmeğe girişmek istemesi üzerine durumdan haberdar olan Hz. Muhammed Medine’ye dönüp gerekli hazırlıkları yaptıktan sonra Beni Nadirlilere haber göndererek “aradaki antlaşmaya hainlik ettiklerini, bundan sonra bir arada yaşayamayacaklarını eşyalarını alarak Medine’yi terk etmelerini” istedi. Ancak Müslümanların arasında münafıkların reisi olarak bilinen Abdullah İbni Übey ise; beni Nadirlilere, “Medine’yi terk etmemelerini kendisinin onları korumaya muktedir olduğunu” bildirdi. Hz. Muhammed, Beni Nadirlileri 15 gün kuşatma altında tuttu. Çaresiz kalan Beni Nadirliler, mallarını, eşyalarını ganimet olarak bırakıp canlarının bağışlanması ve Hayber yada  Azri’at’a gitmeleri şartı ile teslim oldular.

 

 

Hendek Savaşı esnasında (M.627) daha önce Hz. Muhammed’le yaptıkları antlaşmanın rağmına Medine’nin diğer Yahudi kabilesi Beni Kurayzalılar Mekkelilere yardım ettiler. Ticaret ve ziraatle uğraşır refah içinde yaşarlardı. Hendek savaşının Müslümanların lehine sonuçlanması üzerine Hz. Muhammed Beni Kurayzalıları 25-30 gün kuşatma altında tuttu. Beni Kurayzalılar teslim olmazdan önce Evs kabilesi; Kurayzalıların akıbetlerinin (Evs kabilesi risi) Sa’d bin Muaz tarafından tayin edilmesi müsaadesini Hz. Muhammed’den aldılar. Teslim olan Kurayzalıların bülağa ermiş olan erkekleri Sa’d bin Muaz’ın kararı ile öldürüldüler eş ve çocukları ise esir sayıldılar. Kurayzalıların eşya ve malları savaş ganimeti olarak Müslümanlar arasında paylaştırıldı.

 

Sa’d bin Muaz kararını açıklamazdan önce hem Hz. Muhammed’e hem de Kurayzalılara vereceği karara rıza gösterip göstermeyeceklerini sorduğunda her iki tarafta olumlu cevap vermiştir. Sa’d bin Muaz Kurayzalılar hakkında; Tevrat, Tensiye, XX/10-14’te yer alan Musevi Kanunu gereğince kararını vermiştir. Kurayzalılarda onun hakemliğini isterken muhtemelen böyle bir kararı alacağını hesaba katmamıştır.

Medine’den çıkarılan Yahudilerin bir kısmı, Medine’nin 150 km kuzeyinde bulunan Hayber’de toplanmıştı. M.629’da buraya yapılan seferin sonunda Hayber’liler, Toprakları Müslümanlara ait olmak üzere ancak maraba misali,  Arazi ve tarımı iyi bildikleri için her yıl üretecekleri ürünün yarısını Müslümanlara teslim etmek şartı ile Yahudiler Hayber’de bırakılmalarını teklif ettiler. Buna karşılık Hz. Muhammed ise “istediğimizde sizi buradan çıkarmak üzere” diyerek Yahudilerin bu teklifini kabul etmiştir. Hayber topraklarının yarısı savaşa katılan Müslümanlar arasında dağıtılırken diğer yarısı ise Hazineye/Devlete intikal ettirildi. Halife Hz. Ömer döneminde ise (M.641) Ensardan Muzahhir Bin Rafi’i öldürdükleri için, Hayber Yahudilerinin tümü buradan tehcir edilmiştir.

 

Necran Hıristiyanları da Hz. Ömer döneminde Necrandan alınarak topluca Irak’ta tehcir edilmiştir. Kendi köy ve kasabalarından geçen Müslümanlara saldırı ve suikastlar yapmaları nedeniyle yine Hz. Ömer döneminde Arabistan’da bulunan Yahudiler bulundukları yerlerden sürgün/tehcir edilmiştir.

Hz. Peygamber ve onu takiben Hz. Ömer döneminde yapılan bu uygulamaları oryantalistler özellikle Yahudiler çokça tartışma konusu yapmıştır. Ancak bu uygulamaların sonunda Rap yarım adasında gayri müslim nüfus kalmadığı gibi, Yahudi nüfusta kalmamıştır. Arap yarım adası bütünüyle tek dinli bir topluluğun/yalnızca Müslümanların  ikamet ettiği bir yer durumuna gelmiştir.

 

 

S E Ç İ L M İ Ş   K A Y N A K Ç A :

 

 

1-Adolf Grohmann, Hayber, İslam Ansiklopedisi, C.5/I, MEB Yayınları, İst., 1993, s.384.

2-A.J. Wensinck, Kaynuka, İslam Ansiklopedisi, C.6, MEB Yayınları, İst., Tarihsiz, s.467.

3-El-Belazuri, Ülkelerin Fethi / Fütühu’l-Büldan, Çeviren: Mustafa Fayda, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1987.

4-İbn’ül-Esir, İslam Tarihi / El-Kamil Fit-Tarih, Çeviren: M. Beşir Eryarsoy, C.2, Bahar Yayınları, İstanbul, 1985, s.134.

5-İbn-i Hişam, Hz. Muhammed’in Hayatı / Es-Siret’ün-Nebeviyye, Çevirenler: İzzet Hasan, Neşet Çağatay, C.II, TTK Yayınları, Ankara, 1992.

6-Muhammed Hamidüllah, İslam Peygamberi, Çeviren: Salih Tuğ, C.1, İrfan Yayınevi, İstanbul, 1980, s.621.

7-Muhammed Hamidüllah, Hz. Peygamberin Savaşları, Beyan Yayınları, İstanbul, 2002.

8-Süleyman Ateş, Yüce Kur’an’ın Çağdaş Tefsiri, C.3, Yeni Ufuklar Neşriyat, İstanbul, 1989.

9-Taberi, Milletler ve Hükümdarlar Tarihi, Çeviren: Zakir Kadiri Ugan-Ahmet Temir, C.IV, MEB Yayınları, İstanbul, 1992, s.341.

10-V. Vacca, Kurayza, İslam Ansiklopedisi, C.6, MEB Yayınları, İstanbul, Tarihsiz, s.1013.

 

Etiketler : , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank