content 1977 Trabzon doğumluyum/evli ve bir çocuk annesiyim. yerel bir gazetede ve İnternet bir edebiyat dergisinde yazılar yazıyorum. k.t.u mezunuyum.
12 Kas

Hürriyetin Yüreğindeki Esaret Zinciri

Başlangıcı ve sonu belli olmayan bir çizginin üzerinde yürümeye kararlıyız bugünlerde. Hayat zor ama yaşamaya değer kılıflara sokarak kendimizi kandırma cüretini gösterip gidiyoruz işte-lerle.

“Parmaklarımdaki sızı kalemime ayan olmuş

Bertaraf etmek istercesine yazmaya niyetsiz

Kahreden asayişi kırıp cümlecikler devriliyor

Tüm ahali yok dedikçe kelimeler hep geliyor.” AYSUN GÜL

Bir günlük mutluluklarla giydirdiğimiz hayali giysilerden çıkamayan çıplak kral olup kaldık anı yazarken ve yaşarken.  Tat alma duyusunu kazanma duygusuna bağlayıp yaptığımız her işi rekabete döküp saçtık isteyerek ve bilerek. Günlerin ardı arkası kesilmeyen halsizliğinden çıkamadık bir türlü. Gölge olmayı gerçeğin üzerine perde edip kendimize gelemedik silkinerek. Silkindikçe ayaklarımıza dökülen asabiyet boncuklarını başkalarının önüne iterek yaşamaya çalıştık zarar gördüklerini düşünmeden.

Gün gelecek bu hummalı yaşam, bizden ayrılacak ve hiç aklına bile getirmeyecek bizleri. Bizse zamana kasıtlı oyunlar oynadığımızı, zannederek kıpırdanmadan parçalanarak, ufalanıp gideceğiz. Tümseklerin üzerine çıkıp feryat ederek, sırt aşağı düşeceğiz figanların ayakucuna.

“Bir kadın tanımıştım senelerce önce.  Adı bende saklı, bir yüreği kırık keman. Küstahlaşan günlerin sokak aralarına, gözyaşlarını saklayan. Güneşe bakan yüzünü birilerinin keşkeleri yüzünden kaybeden asi deli bir rüzgâr.  Başkalarının uğruna seferber ettiği hayatından kendi hayatını çıkaran bir pareyi yara. Canında filizlene aşkı için candan olan bir canan. Varlığını değeri olmayanlara değer kılan ve değerinden değer yitiren bu kadının hayallerinde yaşamak bile acıya davet edilmek gibi kahırlı ve hüsran doluydu. Dostluğunun icraatında dostluk ötesi bir dünyayı tanımlayan, bilimin aklının ermeyeceği kadar yüce bir arkadaşlıkla yaşayan ve yaşatan bir kalbi esrar hatun. Dillere destan gözlerinin içinde kaybolmayacak tek bir kişiye rastlanmayacak kadar anlamlı bakışları olan ada bakışlı hanım. Konuşunca dilinden badeler damlayan dilberi sultan.  Böylesi hasletleri olan bu güzellik abidesini hayata küstürenler nedametin kucağında kıvranmaktalar şimdilerde.”

Hürriyetin yüreğine taktığımız esaret çelmesiyle, bir kez daha yoklarız kendimizi. Kendimize yaptıklarımızı. Yapacaklarımızın sırtına yüklediğimiz yakıp yıktıklarımızı. Sevgiye açtığımız kıskançlık çukurunda debelendikçe, yıprattıklarımız. Aşkı ve bağlılığı radikalleştirip kalbimize vurduğumuz zincir izlerimizi.   Fıtratı zürriyetini ayaklarının altına paspas eden bedenlerin kırışan tenine kan kondu bile artık. Lekelenen ruhlarının merhemini mahbubu firaktan aramaktan yorulmamış gibi görünseler de tükendiklerinin farkına vardılar artık. Mahbubun sıratında yan gelip yatanların yastıkları eskidikçe ve yeniye dairi olanı eskiye kavuşturmaya geç kaldıkça gözyaşlarındaki ağıtı bitiremeyecekler zamanın yollarında. Ah’ın içinde ahlarla vah-larla ah olup gidecekler kalabalık kuytularda yaşlanarak.

Boşluktayım boş olmayan başıboşlukta

Baş aşağı yaşamışlık bedenimin yaşadığı

Ruhum beni boşladıkça

Ben hayata asılarak boşluktayım” AYSUN GÜL

Bahara saklanan aşkın kokusunu bekleyerek yaşamak, nasıl da ağır gelecek o anlarda. Koca gövdesinde sevgililerin baş harflerini saklayan, asırlık ağaçlara bakarak bakınıp kalacaklar. Bir kelimelik yüreği olmayan haberlerin mahiyeti esrarında, acabaların dibi kırık testisinden sızılan duyguları yakalamaya vakit-i mizan bulamayacaklar. Önsözleri sonrasına söylemeyi beklemeyenlerin sonsözleri de olmayacak o tutarsız anlarında. İklimler küreselleşirken, iklim-i insanda küresellik bombardımanında patlamalar yaşarak, amentülerle son verecek hayatı esrarına.

“Güzele dair ucube-lik sardı etrafımı

Gül yarası canımda canlar acıtan

Ataletsiz yürüyüşlerin sonsuzluğunda

Fütursuzca benliğimi askıya atan.” AYSUN GÜL

Bir hayali olmalı insanın geceyi gündüze takıp, gezdirebilecek bir kadar cesur bir hayali. Yıldızları güneşe komşu edecek güçlükte, düşleri saklamalı içinde. Ruhunu bedeninden ayrıştırdığında yerine tekrar koyabilecek bir hayali olmalı. Basit ama asil çığlıkları arasından kopup gelmeyi bilecek derinliği sermeli âlemi seyre. Dünleri bugünlerine âşık edecek hali arzı olmalı. Bilecek kadar bilmeli, bilemeyeceği kadar sükûtu ezber etmeli hayatına şarap olsun sözleri.

Etiketler : , , , , , , , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

1 Kere Cevaplanmış to “Hürriyetin Yüreğindeki Esaret Zinciri”

  1. 1
    Fazilet AKTAŞ BOZDOĞAN Says:

    Aysun hanim,
    Siz yazmaya biz okumaya devam edelim.Yurekten gelen sesinizi ne guzel yansitmissiniz.Ellerinize saglik.
    Ankara'dan sevgiler...



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank