Hürriyet Gazetesinden Güncelleme Fiyaskosu
Ekimde Hürriyet gazetesi internet sayfasında yer alan “Astım psikosomatik bir hastalıktır!” başlıklı haberdeki hata ve yanlış anlaşılmalara yol açabilecek ifadeleri tenkit etmiş ve bu görüşlerimi e-postayla gazetenin Okur Temsilcisine de bildirmiştim (1).
***
24 Ekimde gazetenin Faruk Bildirici tarafından hazırlanan Okur Temsilcisi bölümünde şu bilgi notu yayınlandı (2):
“Prof. Dr. A. Rasim Küçükusta: Hürriyet internetin “Astım psikosomatik bir hastalıktır!” haberinde hatalar ve yanlış anlaşılmalara yol açabilecek ifadeler var. “Astımın temelinde bastırılmış cinsellik ve erotik fantezilerin yattığı” ifadesi uydurma ve astımlılara hakaret.
NOT: Bu söyleşi, yanlış anlaşılma ve ifade eksikliklerini gidermek amacıyla güncellendi.”
***
Güncellemeye erişemedim
Haberin yayınlanmasından tam 20 gün sonra yapıldığı bildirilen güncellemeye erişemeyince durumu Okur Temsilcisine bildirdim ve Faruk Bildirici’ den e-posta ile şu cevap geldi:
“Sayın Küçükusta,
Güncellenen link altta. İlginiz ve uyarılarınız için teşekkür ederim.
İyi akşamlar…”
***
Haber güncellendi denilmesine rağmen bunun ancak iki gün sonra gerçekleştirildiğini dikkatinize sunuyorum.
Verilen bağlantıdan “güncellendiği” bildirilen habere ulaştım ve okuduğumda bunun güncelleme ile hiçbir ilgisi olmadığını gördüm.
Güncelleme ile olay hakkındaki yeni bilgiler veya yeni gelişmeler kast edilir.
Güncellenen haberde ilk haberde açıklamalar yapan psikiyatri uzmanı doktorun bu sefer adı geçmiyor.
İlk haberde doktorun bilgisine başvurulmadan adı kullanıldıysa bu büyük bir gazetecilik ayıbıdır.
Eğer bu açıklamalar onun tarafından yapıldıysa güncellenen haberde adı neden verilmiyor?
Psikiyatri uzmanının adının çıkarılması dışında haberde bazı değişiklikler yapılmış olmakla beraber -artık bildirmek için zaman kaybetmek istemediğim- birçok hata tekrarlandığı gibi, yeni anlaşılmaz ifadelere yer veriliyor.
Haberin masa başında akciğer hastalıklarını da psikiyatriyi de bilmeyen biri tarafından oradan buradan derlenen bilgilerin bir çorbaya dönüştürülmesiyle hazırlandığı, muhtemelen de astım atağı ile globus histerikusun birbirine karıştırıldığı anlaşılıyor.
Tıpla ilgisi olmayan herhangi bir okuyucunun bile bu haberdeki karışıklıkların ve saçmalıkların farkına varacağına inanıyorum.
Gelelim neticeye
BİR: Astımlı hastaları gereksiz korku ve endişeye sevk edecek bu saçma sapan haberin ne maksatla hazırlandığını anlayamadım.
İKİ: Astımlı hastalar içinde antidepresan veya sakinleştirici ilaçların tedaviye eklenmesi ihtiyacı herhangi bir hastalıktaki veya genel nüfustaki kullanım oranından farklı değildir ama Hürriyet’ in haberlerini okumadan önce sakinleştirici almak yerinde bir davranış olacaktır.
ÜÇ: Okur Temsilcisinin “güncelleme” ve “düzeltmenin” ne demek olduğunu tekrar okuyup öğrenmesi gerekiyor.
DÖRT: Böyle bir durumda gazetenin kendilerini uyaran okuyucusuna teşekkür edip tüm okurlarından da özür dileyerek haberi geri çekmesi doğru olurdu.
BEŞ: Hürriyet gibi ülkenin en çok satan gazetesinin sıradan sağlık haberlerinin bile bu kadar “sorunlu” olması diğer haberlerinin de doğruluğuna gölge düşürüyor.
***
Güncellendiği bildirilen 27 Ekim 2016 – 11:49:11 tarihli haber aynen şöyle (3):
Astım psikosomatik bir hastalıktır!
Astım tablosunda zaman zaman nefes kısıklığı, akciğerde tipik “ral” denen muayene bulgularına rastlanır. Nöbetler gerek bahar dönemlerinde alerjiye bağlı olarak, gerekse de sigara içilen ortamlarda artar.
Astımın klasik patofizyolojisinin her çeşit stresör faktörle tetiklendiği bilinmektedir. Evrimsel psikoloji açısından baktığımızda ise bu nöbetler aslında hatalı bir boğulma alarmıdır. Klasik psikanalitik bilgilere göre nefes almada sorun yaşama şeklindeki nöbetlerin (globus histerikus) temelinde psikolojik açıdan bastırılmış cinsellik ve öfkenin yanı sıra erotik fantezilerin yer aldığı ifade edilmiş olsa da, modern tıpta, çevresel ve ailesel faktörlere bağlı olarak, özellikle de allerjik zeminde bronş duvarlarının kasılması sonucunda alınan havanın rahatlıkla dışarı verilememesi sonucunda ortaya çıkan nöbetler olduğu bilinmektedir.
Kişinin yaşadığı kötü hayat olayları ve ruhsal sıkıntı, işte bu patofizyolojiyi olumsuz olarak tetikler. Şiddetli kaygıları ve depresyonu olup, ayrıca astıma ailesel yatkınlığı olan kişilerin astım nöbetlerinin sıklığının ve şiddetinin çok daha arttığını gözlemlemekteyiz.
Nöbet sırasında aşırı balgam çıkışı ve nefes alıp verirken boğulma duygusu olur. Şiddetli öksürük hastayı perişan eder. Müköz (sümük gibi) bir parçayı öksürerek çıkarmak için büyük sıkıntı çeken hasta bazen o kadar şiddetle nefes verir ki, kendini boğulacakmış gibi hisseder.
Çırpınarak soluk almaya gayret ederken nihayet öksürünce, sıkışmış olan salgılar ve balgam çıkar.Sonunda derin nefes alıp verirken rahatlar ve kendine gelir.Sonunda şiddetli tonda bir öksürükle rahatlar. Dolayısıyla, astım aslında genetik bir hastalıktır fakat psikiyatrik bir yönü de vardır.
Astımın temel belirtilerinin tedavisine ek olarak, psikiyatrik açıdan destekleyici nitelikte pek çok ilaç ve tedavi işe yarar.Biz genellikle antidepresanlar ve sakinleştiricileri tedaviye ekleriz.
Bazen de destekleyici olarak akupunktur gibi teknikler uygulanabilir. Hipnoterapi ve benzeri uygulamalar da işe yarayabilir ama temel fizyopatolojinin tedavisine yönelik, nefes açıcılar ve akciğerin solunum kapasitesini arttıracak bütün tedavilerin öncelikli olarak kullanılması esastır.
arpanetmedya.com Tarafından hazırlanmıştır.
Yayınlanma Tarihi : 06 Ekim 2016 – 11:40:00
Kaynaklar:
3. http://www.hurriyet.com.tr/astim-psikosomatik-bir-hastaliktir-40238846