Hukuka uydurulan Ak Parti Büyükçekmece kongresi
«Önder (lider) çıkaramayan toplumlarda demokrasi oyunu oynanır. Yani demokrasi olur. Bu cümlenin anlamı şu. Demokrasi lideri, önderi olmayan toplumlar için geçerlidir. Önderi olan, lideri olan toplumların demokrasiye ihtiyacı yoktur.Bu otoriter, demokrasiyle akrabalığı olmayan cümle, aslında ne olduğunu ortaya koyan ama bunun farkında bile olmayan muhafakazar demokrat bir ilçe başkanına ait. Hani ‘şu ilçe başkanı’ diyeceğim; o, söylediği cümleyi inkar edecek. ‘Partinin önemli bir ismine’ söylemişsin diyeceğim, ‘o, ismi açıkla’ diyecek. O zaman da yukarıdaki cümleyi bana anlatan kişiye ayıp etmiş olacağım, çünkü isminin yazılmasını istemedi.
Evet, bu cümleyi söyleyen kişinin yönetici olduğu iktidar partisinin, Büyükçekmece İlçe Teşkilatı’nın Pazar günü kongresi var.
****
Büyükçekmece AK Parti’de kongre yapılacağına birkaç saat kala, İstanbul İl Başkanlığı tarafından, üç adayın olduğu kongre, ilin kendi adayının kazanılamayacağı düşünülerek iptal edilmişti.
Ve İl Başkanı Aziz Babuşçu, ilçe binasında düzenlediği toplantıda, teşkilat mensuplarına aba altından değil açık açık sopa göstererek şuna benzer bir şeyler söylemişti: ‘Yeni kongre yapacağız. Şayet o kongrede adayımız kaybeder ve tercih etmediğimiz aday seçilirse, pazartesi günü gelir onu görevden alırım.’
Ve geçtiğimiz ay yerel gazetelere bir haber düştü. “Büyükçekmece AK Parti kongresinde delege seçimleri yapıldı.”
Şaşkınlıktan küçük dilimizi yutacaktık, yutacaktık yutmasına da, AK Parti’de kimse şaşırmıyordu. Şaşırıyor da, seslerini çıkar(a)mıyorlardı. Biat kültürü böyle bir şey olmalıydı. Ne de olsa il başkanı söyleyeceğini söylemişti. ‘Adayıma karşı aday çıkarmayın, adayım kaybeder, çıkardığınız aday seçilirse ertesi gün gelir görevden alırım.’
*****
Yapılan delege seçimleri; Siyasi Partiler Yasası’na, AK Parti’nin tüzüğüne, seçim yönetmeliğine de aykırıydı. En az 2 yıllığına, en fazla 3 yıllığına seçilmiş olan delegeler yeni kongrede oy kullanamayacaklardı. Çünkü iptal edilmişlerdi. Yasalara, tüzüğe, yönetmeliğe, temayüllere aykırı bir şekilde yapılan delege seçimlerinde seçilenler, kongrede oy kullanacaklardı.
Ve ilginçti, 20 bin üyesi olan Büyükçekmece İlçe Teşkilatı’nda 400 delegenin 80’ini 1. derecede akraba, bir o kadarı 2. derece akraba, kimileri de isimlerini, seçimlerde oy kullanırken ellerine delege listesi pusulası tutuşturulduğunda görmüşlerdi. Ve iddia ediyorum ki, bir çoğu da sonradan öğrenmişti.
20 bin üyenin olduğu teşkilatta bir önceki delege seçiminde yaklaşık bin 800 kişi oy kullanırken hadi ben abartayım; 400 delegenin seçildiği delege seçimlerinde, sandığa 300 kişi bile zor gelebilmişti.
300 kişinin bir bölümü de ‘yemek var’ denilerek çağrıldıkları için yemeğe geldiklerini zannediyorlardı. Menü diyerek ellerine oy pusulası tutuşturulmuştu. Gariplerim, yemek yiyemeden parti binasından ayrılmak zorunda kalmışlardı.
*****
Bunları bir yerlerde anlatsanız, komedi zannederler. Şaka yapıyoruz zannedebilirler. Her zaman iddia ediyorum. Bu anti demokratik zihniyet AK Parti için geçerli değil. Tüm siyasi partiler için geçerli.
Ancak “Millet iradesi” diyerek, darbeci zihniyetlere karşı çıkan bir partinin kendi içinde, kendi yazdığı tüzüğü ve yönetmeliğe bile aykırı işler yapması insanı şaşırtıyordu.
Bugün TBMM’de bulunan büyük çoğunluğu oluşturan AK Parti, CHP ve MHP bir araya gelseler; Siyasi Partiler Yasası’nı değiştirseler. Partilerin il, ilçe ve belde teşkilatlarını kaldırsalar. Seçim yapmasalar. İnanın daha samimi olacaklar.
Ve Türkiye büyük bir yükten kurtulmuş olacak. Hiç olmazsa, ‘yok parti içi demokrasi, yok üyelerin iradesi’ gibi kavramları kullanmaktan, bir yükten kurtulacaklar ve belki de daha demokratik olacaklar!
Hiç olmazsa söyledikleriyle yaptıkları birbirine benzeyecek. Yok siyasi partiler yasasına, yok tüzüğe, yok seçim yönetmeliğine ‘uyum sağlayalım, işi kılıfına uyduralım’ diye sıkıntıya girmeyecekler.
****
Düşünebiliyor musunuz, bu kadar kıyametten sonra, yaptıkları yeni delege seçiminden çıkan sonuca bile güvenmeyen ‘olur ya, buna rağmen yeni aday çıkar, seçimleri kazanır’ diyerek dâhice bir buluşa daha imza atıyorlar.
Pazar günü yapılacak kongre saatini, (inanın hayatım boyunca duymadım, şahit olmadım) 16.30 diye kamuoyuna ve delegelere açıklıyorlar.
Partiden arayan bir yetkili beni kongreye davet ederken, 16.30’da kokteyl olduğunu, sonradan divanın oluşturulacağını ve kongrenin başlayacağını söylüyordu. Demek ki, kongre saat 17.30’da başlayacak.
Ve kongre salonuna büyük bir ekran kurmazlar ise salon 18.30’da boşalır. Çünkü, şampiyonluk düğümünü çözecek Fenerbahçe-Galatasaray maçı saat 19’da oynanacaktır.
Kim takar AK Parti Büyükçekmece İlçe Kongresini, şampiyonluk maçı varken. Ancak belki birileri için, her yer Trabzon’dur.
****
Kongre başlatılır, divan oluşur, partinin büyükleri konuşur, faaliyet raporu aklanır, ardından seçimlere geçilir. Kongreye 300 delege bile katılmaz, 200 oy kullanılır. Seçimler sonucunu bile öğrenmeye gerek yoktur.
Herkes maça gider. Maçın yorumlarından kimsenin kongre üzerine konuşmaya takatı bile kalmaz. Ve AK Parti bir yükten kurtulmuş, 2014 için dizayn edilen İstanbul AK Parti İl teş-kilatında nokta konulmuş olur.
*****
AK Partililere bir hatırlatma yapayım. O gün kongrede ikinci bir başkan adayı çıkabilir. Bugün karar verilecek. Ancak buna rağmen Av. Celal Babayiğit’i şimdiden kutluyorum. Çünkü il başkanı, seçimlerin galibini günler öncesinden ilçe binasında açıklamıştı. İlçe başkanlığı kutlu olsun. Ne de olsa o, Büyükçekmece AK Parti’nin bir önderi. Seçim dediğin ne ki; bir formalite…
Hadi Büyükçekmece AK Partililer; bu kongre size hayırlı olsun.
Ne demiş ak sakallı adamın biri: “Toplumlar hak ettikleri ile yönetilirler.”
Şimdi de tarihi bir not düşe-yim sizin için: 2014’de seçimleri de rakibinize bugünden hayırlı olsun..
Son söz: AK Parti Büyükçekmece ilçe yöneticilerine, il yönetimine soruyorum: Kongre gününü, saatini, gündemini nerede ilan ettiniz? Hangi gazetede yayınladınız?
Görülen o ki, kongre duyurusunu herhangi bir yerde yayınlanmamış gibi (yayınlansa da yayınlananla yapılan aynı değil).
Parti yetkililerine ilanın nerede yayınlandığı sorulduğunda verilen yanıt şöyle: Herşey hukuka uygun yapıldı. Bunları şimdiden konuşmak doğru değil.
Bu sözün anlamı şu: Herşey hukukuna uyduruldu.