content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

12 Mar

Hukuk Reformunda Türkiye-Fransa Yanlış Benzetmesi

Gazeteler, televizyonlar haberi "Yargı reformu sadece Türkiye'nin değil, Fransa'nın da gündeminde" üst başlığıyla verdiler. Tıpkı Türkiye'de olduğu gibi Fransa'da da Hukukçularla hükümetin başının dertte olduğunu yazıp, söylediler. Oysaki durum hiç de aynı değildi.

Durumu Türkiye ile özdeşleştirmeden önce Fransa'daki yargı sistemine bir göz atmak lazım.

Türkiye'de "emniyet sibobu" olarak düşünülen Anayasa mahkemesinden başlamak istiyorum. Fransa'da Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçimini yasama ve yürütmeye bırakılmıştır. Yasama organını meclis, yürütmeyi ise bildiğiniz üzere cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu oluşturmaktadır. Kaba tabirle, Anayasa Mahkemesi aslında üyeleri halkın seçtiği kişiler tarafından seçilmektedir.

Türkiye'de ise hali hazırdaki durum;

Anayasa mahkemesi üyelerinin belirlenmesinin de YÖK bile bir üye seçme hakkına sahipken, yasamanın yani meclisin hiç bir yetkisi yoktur. 11 üyenin, yargı organı tarafından seçilen 7 üyesinde 2'sini ise "askerî yargı" organları tarafından seçilmektedir. "Ülke genelinde fevkalade küçük bir kitleyle alakalı olan Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek İdare Mahkemesine ülkenin kanunları üzerinde böylesine söz söyleme yetkisine sahip bir organa üye seçme yetkisi" verilmiştir. Dünyanın hiçbir (demokratik) ülkesinde böyle bir durumala karşılaşılmamıştır.

Hukukçu değilim... ve aslında birçok köşe yazarının da dediği gibi ülkedeki gözümüze sokulan hukuksuzluğu anlamak için de koca koca kitapları bitirmek gerekmiyor çoğu zaman. İnternet üzerinde yapacağınız sıka bir araştırma ile Fransa ile Türkiye arasında ortak noktaymış gibi sunulmaya çalışılan şeyin, aslında Türkiye'de yapılması acizane benim tarafımdan da şiddetle desteklenen daha fazla özgürlük ve demokrasi adına bir reform olduğu, Fransa'da ise bizim ulaşmayı istediğimiz durumdan, bizim şu anki durumuza geçmik için başlatılması düşünülen anti-reform olduğunu anlamak o kadar da zor olmasa gerek.

Alıntı: Kemal Gözler, "Anayasa Mahkemesi Üyelerinin Seçilmeleri: Bir Karşılaştırmalı Anayasa Hukuku İncelemesi",

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

4 Kere Cevaplanmış to “Hukuk Reformunda Türkiye-Fransa Yanlış Benzetmesi”

  1. 1
    halil dağ Says:

    Türkiye'de herşeyi meclis seçsin denilerek "yasama fetişizmi" yaratılmakta ve yüceltilmekte.
    Oysa mahallesinde muhtar bile seçilemeyen adamların, güçlü bir partinin koruması altında meclise girip bize kanı bozuk diyebilmesi mümkündür.

    Şimdi size sorarım, partisini sevmediğim için bana bunu diyebilen bir kanı bozuğun seçme yeteneği parti başkanının ya da başbakanının işaret ettiği noktadan ne kadar bağımsızdır???
    Hukuk bu mudur yani?
    Hadi böylesi adamların demokrasisini anladık yedik yuttuk da hukuku da mı bu adamlara teslim edelim?

  2. 2
    Hazal Seyitoğlu Says:

    Biri size çıkıp: "Kanı bozuk" der; altında kalmak olmaz, siz de ona dersiniz. Siz birinin partisini sevmek zorunda değilsiniz elbette, o bazı birilerinin sizin de tuttuğunuz partiyi (futbol takımı gibi oldu)sevememesi doğaldır.
    Efendim hukuk dediğimiz kavram, kanların, sevmenin veyahut sevmemenin üzerinde "adaleti" temsil etmesi gereken bir durumdur. Bu yüzden atalarımız şeriatın (kanunun) kestiği parmak acımaz der. Kanunlar kendimiz gibi düşünenlerin menfaatini sağlamak için yapmayız. Kanunları ihtimaller üzerine de yapmayız. Zaten suçun uluslararası tanımı bellidir. Daha geçen günlerde aynı suç unsurlarını taşıyan davalardan farklı iki karar çıktığını okuduk gazetelerden. Bu nasıl olabiliyor? Hakimler eline siyasetten çekmeli. Tıpki hakemler gibi... hangi takımı tuttuklarını kimse bilmemeli ve maçı adil, kurallarına göre yönetmeliler...

  3. 3
    Halil DAĞ Says:

    Şimdi siz diyorsunuz ki;
    Falanca kulübün başkanı çok iyi hakemlik yapar.
    Öyle diyorsanız öyledir. Ne diyeyim.

    Öyle demedim diyorsanız şunu diyeyim:
    Şu an Türkiye'de politize olmamış kaç adam var?
    İşi fişlemek olan bir adamın yaratacağı yasadan bahsediyorum, hakimlerden değil....

    Gerisinin ne önemi var? Ha yok ben memnunum benim tek derdim hakimler diyorsanız yine siz bilirsiniz.

    Ama hukuk meclisten çıkacaksa meclisin temiz olması gerekir. Önce meclisin hırsızlarının ve bilumum suçlularının o şeriata parmağını uzatması lazım.

    Daha nasıl anlatabilirim ki?

  4. 4
    Hazal Seyitoğlu Says:

    Açıkçası, fişleme işini Türkiye'de en iyi kimin yaptığı ayan beyan ortadır ve şu andaki anayasa mahkemesi üyelerinin oluşumunda etkili olan bir kurumdur kendileri... Fişlenen kişiler de ya mütediyyin kişilerdir ya da tam demokratlar! Aksini hiç duymadım. "Benim gibi düşünmeyenler fişlenebilir" derseniz o başka elbette!
    Ben tüm fişlenmelere karşıyım, baştan söyleyeyim...
    Bir noktada mutabık olacağımıza inanıyorum: Deveye sormuşlar neren eğri? "Nerem doğru ki?" demiş. İşte Türkiye'nin tüm sancısı bundan. Doğru olmayan şeylerin üzeri artık katranla kapanmıyor. Bir yerden patlayıveriyor. İnsan gibi yaşayıp, insan gibi yaşatmak zorundayız. Yoksa haritadan silinip gideriz.
    İşte bunun için; başta anayasa sivilleştirilmelidir. Askerler, hakimler, öğretmenler, doktorlar herkes kendi işini yapmalıdır ve elbette politikacılar. Seçim kanunları yeniden gözden geçirilmelidir. Milletvekili dokunulmazlıkları kalkmalıdır.
    Artık eski usül korkutmaların, aldatmaların tedavülden kalktığını herkes kabul etmelidir.
    Bilmem ben de anlatabildim mi?
    Saygılar,



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank