content

28 Tem

Hrant Dink Cinayetinde Neden İlerleme Sağlan(a)mıyor?

Hrant’ın katili Ogün Samast, çocuk mahkemesinde yargılandı ve 22 yıl 10 ay ceza aldı. Ana dava devam ediyor.

Hrant’ın avukatları, ta baştan beri deliller karartılıyor, yok ediliyor diye bas bas bağırıyorlar.
Yetkililer sağır ki, duymuyorlar!
Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, davanın aydınlatılmasının önündeki en büyük engelin emniyet ve MİT olduğunu söylüyor!
İşte zurnanın zırt dediği yer!

Kamera kayıtları silinmiş, sanıkların iletişim bilgileri yok edilmiş!a
İstenen kimi bilgiler bürokrasi tarafından verilmemiş veya sorulan kimi sorulara alaycı cevaplar verilmiş! Daha onlarca örnek verilebilir. Özellikle emniyet bürokrasisi, davanın önünde bir duvar oluşturmuş.

Katil Ogün Samast’ın cinayet bölgesinde yalnız olmadığını kimin tespit etmesi gerekirdi?
Savcı veya kolluk kuvvetleri değil mi?
Hayır, yanıldınız, burası Türkiye
Davanın dördüncü yılında, cinayet bölgesinde bulunan Osman Hayal’i, Hrant’ın avukatları tespit etti!
.

Darbe davalarında birazcık aslan kesilen hükümet, Dink davasında kediye dönüyor!
Niye?
Bu davanın alanında neden emniyet ve MİT yok?

Darbecilerin kovuşturulmasında ve yargılanmasındaki iradenin, Dink davasında ‘iradesizleşmesi’, hükümetin emniyet ve MİT ile işbirliğinde aranmalı.
Örneğin daha İstanbul Valiliğine Hrant’ı çağırarak tehdit eden MİT’çinin ifadesi alın(a)madı. Dönemin İstanbul Valisi ve Emniyet Müdürünün ifadeler ortada yok. İlgili bürokrasi, siyasi iradeden güç alarak soruşturma izni vermiyor!
Üstelik dönemin İstanbul Valisi Güler, bugün AKP’den milletvekili seçildi.
İşbirliğinin ‘güzelliğine’ bakın!

Mahkeme sürecinde onlarca aksaklığın, eksik ve hatta yanlı soruşturmaların yaşandığı bir gerçek.
Av. Çetin’e göre, sanki bu davanın sınırları önceden çizilmiş; hangi soruşturma nereye kadar gidecek, hangi alanlara girilmeyecek, yargılama hangi isimlerle sınırlı tutulacak vs. hepsi bir plan çerçevesinde yürütülüyor.

Bu davada siyasi irade, yani hükümet üzerine düşeni yapmadı!
Soruşturmanın selameti için gerekli girişimlerde bulunmadığı gibi, soruşturmayı tıkayacak ve belli bir sınırdan öteye gitmesini engelleyecek her türlü girişimi görmezden geldi!
Neden?
Bu sorunun cevabı, hükümetin emniyet ve MİT ile ilişkilerinde aranmalı.

Bu devletin derini yalnızca darbeci askerlerden oluşmuyor.
Bu devletin derini, asker-emniyet-MİT ve yargının üst bürokrasisinden oluşuyor. Elbette bu merkezin çeperlerinde de bir kısım siyasiler, bir kısım iş adamları ve bir kısım medya bulunuyor!
Bu oligarşik yapının merkezinde asker bulunabilir ama bu durum, diğerlerinin suçunu hafifletmez!
Derin devletle mücadele eden hükümet, bu derinin neden emniyet ve MİT ayağına karşı da mücadele etmiyor?
Sorunun şöyle bir cevabı olduğunu düşünüyorum: Asker ve yargı, hükümetle uzlaşmazdı ve hükümet, var oluşunu devam ettirmek için bu yapıyı şu veya bu ölçüde tasfiye etmeliydi ki, bunu yaptı. Bu durumun nesnel olarak demokrasi açısından kazanımları ayrı bir konu.

Emniyet ve MİT ise, yapısı gereği hükümetle uzlaşmaya ve ona destek olmaya daha yatkındı. Hükümetin bu iki kuruluşa ihtiyacı vardı. Bu iki kuruluşun da, hiçbir hasar vermeksizin hükümetle işbirliği yapması, kendi yapıları için daha uygundu. Ayrıca Gülen cemaatinin polis teşkilatındaki ağırlığını bilmeyen kalmadı. Hükümet ile emniyet ve MİT’in karşılıklı çıkarları, bir noktada birleşmişti.

Hedeflenen bu durumun sonucu ise; geriletilen vesayet rejiminin yerine, aynı nitelikte olmasa da, bir başka rejimin ikame ediliyor olmasıdır ki, edildi bile.

Hrant Dink davasının da bu siyasal tahlili doğruladığı kanısındayım.
Ya da bu siyasal ilişkiler gereğidir ki, Dink davasındaki hakikate ulaşılamıyor!

Etiketler : , , , , , , , , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank