Hoşgörülü Bakışlarda Yaşayan Üslup!
“Hayasızlık karanlıkta perde çekmiş gözlerine / Bir el uzanır perdeden haya diye.
Gün görmeyen saçma sözler yalan olmuş dillerine / Bir söz gelir dillerden gün diye” AYSUN GÜL
Ayıplarımızı ve yanlışlarımızı; doğrularımız ve gerçeklerimiz kadar hak görmek mütevazılıktır, ömür kafesimiz de.Bizimle birlikte yaşayan her kalbin yaptıklarını, beşerin bir sancıyla ve hatayla yaptığını görmezlikten, gelmek olgunluktur.
Hatalarımızı en doğru ve hak yöntemlerle düzelterek, tekrar yaşamamak adına kabul etmek, insani bir hassasiyettir. Bunu yaparken başkalarına zarar vermeden ve incitmeden ele almak gayri ihtiyari bir niteliktir. Yanlışları görmezden gelmek değil, amaç söyleyebilme yöntemini görmektir, kamiliyet’in sırrı.
“Men setera uyûbel-müslimîn, seterallàhu uyûbehü) "Kim ki, kardeşlerinin günahlarını örter; Allah da onun günahlarını örter!"
Hadis-i şerif
Yanlışlara Peygamber içtenliğiyle olmasa bile, onun hassasiyetiyle bakmak için çaba harcamamız gerektiğine inanıyorum. Onun yoluna koyulan tüm taşları, bir anda gölgesi bile yapmayan ve görmezlikten gelen bir Nebi’nin ümmetine de bu yakışır. Taif halkının yaptıklarını bir kalemde aklının ve kalbimin külliyetinden silen o değil miydi? Rabbin ebedi yolunun neferleri, bunu tüm engellere rağmen yapabilmişlerse, bize neler oluyor!
“Fısıldama sakın sitemkar dünlerini
Azap gelir, sızı verir bedenime
Ruhumda bir sıkıntı
Günler azap da daraldım
Bunaldım
Canım yanmakta.” AYSUN GÜL
Nasıl bir küstahlık ve bencillik yaptığımız! Bir kardeşimizin kusurlarını ve ayıplarını öreteceğimize, ona zarar verme isteğiyle bundan zevk alma noktasında, çabalamak nasıl bir gaflet! Hataları düzeltmek yerine, üzerine gitmek hataların daha da büyümesine neden olmuyor mu?
“Sus artık dilindeki tiksintiyi görüyorum
Dur artık elindeki kirlenmişlik ellerimde
Gör artık hatalar eza içinde
Git artık bilmediğin uslubunla canımdan.” AYSUN GÜL
Sözde hatalar üsluba da yansıyanca, hayatlar çıkmazlar da diye, şarkılar yazılmaya başlanıyor.
“Allah bir kimseye hayır murat ederse, onu kendi kusurlarıyla meşgul eder.”Hadisi şerif ne güzel anlatıyor zamanın hayata asılışını.beşerin kendi içindeki boğumunu.
İslam bir Müslüman’ın, başkalarının kusurlarını araştırması haram kılınmıştır. Nitekim “Birbirinizin kusurunu araştırmayın.” (Hucurat 12) ayeti bunu açıkça bildirmektedir. Kuranın ışığında bir yol belirleyebilirse insanoğlu, yanlış yapmaktan ve günahlara kapılmaktan da o kadar uzak kalabilecektir.
Kuran’i bir ahlakı benimseyen benliklerin, kendine ve çevresine ve hayatındaki her yöne bakışı da o doğrultuda olacaktır.
İnsanların ayıplarına gözlerini diken insan, kendi hatalarını görmez. Kendi kusurlarını görebilen insan; hem huzurludur, hem de nerde, ne yapacağını bilendir.
Başkalarını düzeltebilmek için, önce kendimizi düzeltmemiz gerekir. Zaten kendi nefsiyle uğraşan ayıp, hata ve kusurlarını düzeltmeye çalışan insan, başkalarının kusurlarını görmeye vakit bulamaz.
“Ayıpların sıkıştırıldığı kalplerin günahı
Sızılandı bir anlık acı kahkahayla
Ahuzarı sözden ala dua gibi her yerde
Ağrılandı ansızın ölü bakışlarla.
Gülümseyen bir gafletin ardına
Kahırlandı elden gelen cümleler.
Yıkık dökük yüreklerin önsözü
Küstahlaştı birden bire gözlerde.
Yalanların ardına gizlenen diller
Parçalandı gerçeklerin der’inde
Aciz kalan bedenlerin yerinde
Sürüklendi düşünceler fer’inde.” AYSUN GÜL
Benliğimizde ki, şüpheci ve gafleti düşünceler aklımızın ve ruhumuzun darlığından, saygı ve sevgisi tasavvurunu unuturuz veya kaybederiz. Nizam ve intizam kalbin terbiyesinin akla yansımasıdır, hayata işlenmesidir. Bu terbiye, önce aileden başlar ve nesillere ulaşır.
Mevlana’nın deyişiyle sözlerime virgül koymak istiyorum.
“Bilgili adamın uykusu ibadetten üstündür.
Hele insanı gafletten uyandıran bilgi olursa.
Bilgi, uçsuz bucaksız ve kıyısız bir denizdir.
Bilgi isteyense, denizde dalgıçlık edene benzer.”
“Hoşgörü ve üslup kardeştir. Üslubumuz hoşgörümüz olsun, hayata bakışımızda ki.” AYSUN GÜL
Kendi kusurlarını görebilmek, onlardan kurtulmanın ilk kuramıdır. Kusur bilindikten sonra, ona çare bulmak kolaydır. Biz başkalarının değil kendimizin hesabını vereceğiz. Başkalarında görüp de kızdığımız, beğenmediğimiz halleri karşısında kendimizi düşünmeliyiz. Acaba o noktada biz ne yapardık? Nasıl davranırdık?, diye kendimizi sorgulamalıyız.
Hoşgörü ve üslup kardeştir. Üslubumuz hoşgörümüz olsun, hayata bakışımızda ki.”Bu çok hoş...teşekkür ederim aysun...
Eylül 17th, 2010 at 00:55Kaleminize,yüreğinize sağlık aysun hnm çok anlamlı bir yazı...
Eylül 17th, 2010 at 13:36