Hoca Nasrettin ve Enformasyon
Enformasyon (malumat) ;en genel anlamda belirli ve görece dar kapsamlı bir konuya (bağlama) ilişkin, derlenmiş bilgi parçasıdır. Derleme süreci ölçüm, deney, gözlem, araştırma ya da haber toplama (istihbarat) bulgularının özetlenmesi biçimini almaktadır. Bulgular, onların biçimlendirilmesi ve sunulmasında kullanılan sembollerin genel olarak kabul görmüş bir yaklaşımla yorumu ile anlamlandırılmaktadır.Belirli bir konuda zamanla biriken enformasyon, ayıklanıp sınıflandıktan ve düzenlendikten sonra, genelliği ölçüsünde bilgiye dönüşmektedir. Bu açıdan, enformasyon özel bir konunun anlaşılmasına ya da özel bir problemin çözümüne hizmet ederken, bilgi görece daha genel bir konunun anlaşılması veya belirli türden problemlerin tümünün çözülmesi için kullanılmaktadır.
Tarihimizdeki enformasyon üstadlarından birisi de Nasrettin Hoca’dır.
Hoca Nasrettin halka çok sıcak ilişkiler içerisinde , tamamen onlardan birisi olarak , onların dilini kullanarak onları bilgilendirmiş bilge bir enformasyon adamıdır.
Bilginin kazanılmasında temel esaslar şunlardır.
1-) Konuşan kişinin çok iyi tanıyan ve hitap ettiği çevreye bütünleşmiş olması.
2-) Konuştuğu bilgiyle hayatı arasında tam bir uyum olması
3-) Konuştuğu bilgiyle düşünmeyi ve karşıdakinin gönlüne hitap etmeyi başarması.
İnsanda akıl bir Word sayfası gibidir. Okuduğumuz ve işittiğimiz bilgileri o daima açık olan Word sayfasına yazarız. O bilgiyle beraber duygu yüklemek Word sayfasında ‘kaydet’ düğmesine basmak gibidir. Eğer verdiğiniz bilgide ya da aldığınız bilgide duygu yoksa worda yazıp kaydetmeden çıkmak gibi o bilgi boşa gider kazanılamaz.
İnsanda ki en mühim duygulardan ikisi endorfin ve seratonin dediğimiz mutluluk hormonlarıdır.
Bir eğitimde siz muhatabınıza mutluluk hormonlarını salgılatamıyorsanız kaliteli bir eğitici değilsiniz demektir.
İşte Nasrettin Hoca zeki, nüktedan, her mesajına duygu yükleyen , tamamen halkın seviyesinden, onların dilini konuşan hem düşündüren hem de güldüren, gülümseten çok büyük bir bilge insandır.
Bu gün bizlere hayatın tüm alanlarında rahatlıkla kullanabileceğiz/kullandığımız geniş bir eğitim külliyatı bırakmıştır.
Hoca; Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Karacaoğlan gibi tamamen halk adamı olarak halkın dilinin eğitimde nasıl kullanılacağını göstermiştir.
Nasrettin Hoca sadece 05-10 temmuz tarihinde hatırlanılarak geçiştirilen bir değer olmamalı.
Bizlere düşen ise yapacağımız çalışmalarla Hoca’nın emanetine layıkıyla sahip çıkarak hayatın her alanında onun sesinin daha gür çıkmasını sağlamaktır.