Hizmet Aşkı Zordur
HİZMET AŞKI ZORDUR
Migren ağrısı tutunca öyle çekilmez oluyor ki, hayat. Ağrıdan başka hiçbir şey düşünülmüyor. Ancak bugün kü yazımı yazmalıyım. Dün Turgay Ciner’in Tercüman’ı, İstanbul CHP’nin belediye başkan
adaylarını yazmış. Bölgemizde ortalık karışmış. Belediye başkan adayı olmak isteyenler bu haberden rahatsız olmuşlar. Benim görüşüm ise şu: isimleri zikredilenler için bu haberi bir olumsuzluk sayıyorum. Aday adaylarının arasından bazı isimlerin kesin aday gibi sunulması parti kamuoyunu rahatsız eder. Seçimlere beş ay sürenin olması isimleri kesin aday gibi sunulanlarır yıpranmalarına yol açar. Tercüman’da haberi yapan Erhan Öztürk’ü aradığımda, İstanbul’da CHP’nin Belediye Başkan adayı diye yazdığı isimlerin bazılarını üst düzey bir yöneticiden aldığını, diğerlerini ise kendi özel araştırmaları sonucunda ulaştığını söyledi.
Aslında haberde kesin gibi yazdığı isimler, çok uzun süredir belediye başkan aday adayları arasında geçiyordu. Görülen o ki, seçimlerin günü yaklaştıkça sadece CHP’de değil, diğer tüm siyasi partilerde adaylık için kılıçlar çekilecek. İşte o zaman seyrelemek gerekir gümbürtüyü. ‘Ben o adayı desteklemem. Onun arkasında durmam. Ona oy istemem. O adaylığa ve partiye layık değil’ diyenlerden tutunda daha neler neler söylenecek. ‘Partim için canımı veririm’ diyenlerin hemen ertesinde başka siyasi partilere yada başka adaylara çalıştığını duyacağız. Aslında bu yaşananlarıda normal bulmak gerekiyor. Yıllarca parti içinde bir yerlere gelmek için çalışacaksın.
Manevi ve maddi zorluklara göğüs gereceksin. Yağmur, kış, güneş demeden partin için çalışacaksın. Günü geldiğinde, aday olmak istediğinde, hizmet yapmak istediğinde partiyi yönetenler seni elleriyle bir kenara itecekler, belki partiye hiç emeği olmamış, cefa çekmemiş birini aday yapacaklar. İşte o an; kolay değildir insanın hayallerini yitirmesi. Kolay değildir emeklerinin boşa gittiğini görmek. Sonra senden hiçbir şey olmamış gibi, çalışmanı isterler parti büyüklerin! Mümkün müdür kırılmamak, arkanı dönüp gitmemek? Ancak bir gerçek vardır. Arkasını dönüp gitmeyenler, kırılsada acısını ve hayal kırıklığını yüreğine gömenler sonunda başarılı olurlar. Bugün değilse başka bir gün diyerek mücadeleye devam edenler, günü geldiğinde siyasette hak ettiğini alırlar. Olayın başka bir boyutu ise şudur. Ve burası olayın en zor yeridir.
Partinizin bulunduğunuzda yerde seçimleri kazanmasını, başarılı olmasını istiyorsanız iyi adaylar bulmak gerekir. Seçmen desteğini alacak, o işi yapmaya dirayetli olacak, partinizi orada büyütecek; seçimleri kazanma şansı varsa bu adayları bulmak gerekir. Belki bu adaylar partinin kapısından bile geçmemiş olacakdır. Sorun şudur ‘benimle kazanmamaktansa, onunla kazanmayı tercih etmek gerekir’ diyebilecek medeni cesaretli insanlara ihtiyaç vardır. Kendisinin kazanamayacağını düşünenler aday olurlar mı? Yanıt hayır ise, doğal olarak kendisini aday adayı olarak gören herkes kazanabileceğini düşünmektedir. Ve en iyi adayda kendisidir.
İşte asıl zor olanda budur. Kendisinden iyi biri olduğunda ona iyi diyebilecek insan malzememizde azdır. En zor soru ise şudur: Yıllarca politikada uğraş, didin, paranı harca, sağlığını yitir, ailenle geçirebilecek aylardan, yıllandan taviz ver. Birgün senden iyi olduğu düşünülen biri senin yerine aday olsun. O zaman neden politika ve partilerde yöneticilik yapılsın ki? Son söz: Hizmet aşkıyla yanıp tutuşmak kolay değildir. Bu aşka yakalanmış olanların işi zordur. Onlara aşk hayatlarından başarılar dilerim.
