Hırslı Adamlar
Hırslı Adamlar, Küskün Kadınlar Ve Yalnız Çocuklar…
Ne kadar çok paran varsa okasdar mutlu olcağını söyleyen bir toplumsal yaşamın içindeyiz…mutlu olmanın yolu sahip
olduğun zenginlik ve başarı ile ölçülüyor …en fazlada erkeklerin bu konuda aklı karışmış durumda…araştırmalar erkeklern kadınlardan daha hırslı olduğunu söylüyor.burada erkekler birazda kadınların isteklerine yetişebilmek için evlatlarını iyi şartlarda büyütmek için daha fazlasına zorluyorlar kendilerini…
İşten işe koşan ,ek işler yapan,olmadı kafasında binbir tilki ile dolaşan ve kendi ailesi için her şeyi göze alıp eve döndüğünde beklediği ilgiyi ve takdiri bulamayan o kadar çok erkek varki…daha fazlası ,dahada fazlası için bir çok şeyi feda eden feda etmeye de hazır olan bir çok erkek…
Bazı erkeklerde eşlerine rağmen daha fazla kazanma isteklerinin kurbanı olabiliyorlar…geçmişteki bir mahrumiyetin bir telafisi olarak zenginliğe yönelme ve bunun için hırsla çalışmanın bir gerekçesi olabiliyor .yada içte yaşanan değersizilik duygularını maskeleme adına işe kaçma ve işte hayatın geçiciliğini unutmaya çaşışma sözkonusu olabiliyor.yaşamda iz bırakabilme adına hırsala işe sarılanlar ve birey olduklarını bazende aile olduklarını unutanlar …
Birde evde erkeğini bekleyen küskün kadınlar var. Zamanında bir çok şey istemiş alttan alta eşinin gayretl bir insan olmasına çalışırken hırlı olmasına yol açmış kadınlar. Şimdi freni patlamış bir kamyona dönen eşlerini durdurabilecek bir çareleri olmayan kadınlar…onlarda eşerlinin verdiği pahalı oyuncaklarla zamna geçiriyorlar… gece eve çok geç dönen yada hiç dönmeyip toplantılarda sabahlayan, eşlerinin ödediği kredi kartlarını sonuna kadar harcıyorlar…alıyorlar veriyorlar giyiniyorlar ama eşlerini görememnin acısını hiçbir şeyle gideremiyorlar…arasıra sıkıştırılan zamanlarda yenilem luks lokantadaki yemeklerde olmasa birbirlerini neredeyse unutacak eşler…cep telefonunda konuşulan sürenin yarısı kadar bile yüzyüze konuşamayan eşler…
Annesi mutsuz olan çocuklar,yüzlerinde okuduğum hüzün yüreğimi çok acıtıyor. Bablara küskün hayata küsün annelrin yalnız çocukları onlar…babları var ama yanlarında değil .geceden geceye eğer uyanık kalabilmeyi başarabilirlerse görebiliyorlar bablarını…tüm ihtiyaçları anneleri tarafından gideriliyor . annelerine istedikleri kadar şımarabiliyor,istedikleri harçlığı alabiliyorlar…arada birde başuçlarında uyandıklarında yeni bir oyuncak buluyorlar babalarından gelen…bütün toplantılara anneler geiyor mesela… çünki baba işte çok alışması lazım…toplantı Pazar günü bile olsa babanın çok işi var…
Çocuklar tek kanatlı büyüyorlar çoğu kez,anneler yeterli olamıyor.diğer yandan anneler deşaşakın ve yalnız neden böyle olduğunu anlayamıyorlar çoğu zaman .yedileri önlerinde yemedikleri arkalrında.. ama neden böyle mutsuzlar.bilemiyorlar…
Nadirde olsa aile bir araya gelse ne konuşacaklarını bilemediklerinden baba için boşa zaman geçirmek gibi geliyor…çocuk şakınlıktan daha bir hırçınlaşıyor,anne de ise hayal kırıklığı…istediğinin ne olduğunu yeniden sorguluyor….
Zamanımızın insanı yolunu kaybetmiş durumda …ihtiyaçlarının fazlasını talep ettiğ için kendi elleriyle kazdığı hırs kuyusuna düşümüş hüzünleri yaşıyor.şimdi çıkma zamanı…
İnsan düştüğü yerden kalkar.peygamberimiz ev ve binek dışında dünyaya ait istenilen her şeyin insanın omuzlarına yük olduğunu söyleyerek her zaman herkes için geçerli ölçüyü belirlemiş.ama bugünün insanı gerçek ihtiyaçlar ile sanal ihtiyaçalrı ayıramadığından hırsla dünyaya yapışıyor…sonrası yalnız bırakıldığı için küskünleşen kadınkar…analı bablı olduğu halde yetim ve öksüz misali bilgisayara internete,televizyona teslim edilerek yalnızlaştırılan çocuklar.
İnsanda en iyiyi ve en güzeli istemeye yönelik bir eğilim var ama bunun yeri dünya değil. Çünkü dünya parayı çok pahalıya satıyor. Karşılığında hayatlarımızı satın alamk istiyor…
Kendimize gelmek durumun farkına varmak ve bir öncelik sıralaması yapmak durumundayız.yüksek bir model araba mı,ihtiyacı karşılayacak bir araba mı?ikiyüz metrelik bir ev mi? İhtiyacımı karşılayacak bir ev mi?işim benden ne istiyor karşılığında benden neleri alıyor?çocuğumun bu yaşarlını bir daha görebilecek miyim? Eşim gözleri pırıl pırıl beni yarın da bekleyebilecek mi? Neleri nelerle değiştiriyoruz….
Eğer rahmetten gelmişse bana elbette bir tek diyeceğimiz şey olabiliri .o da şükür.ama söylemeye çalıştığım şey hırsla dünyaya çalışma arzumuz ve kaybettiklerimiz.hazret Mevlana ile bitirmek istiyorum:Hz. Mevlana ya Dünya nedir? Diye sormuşlar.’’ Dünya ne kumaş, ne para, ne kadındır. Dünya insanı Allah'tan gafil bırakan şeydir’’ demiştir.
Yani, denizde geminin yüzmesi gibi kulun dünya nimetleri içinde bulunduğu halde onların sevgisini gönlüne yerleştirme-mesidir. Çünkü gemi suyun içinde yüzer, fakat su geminin içine girecek olursa gemi batar. Gayret edelim ama dünyanın ve hırslarımızın içinde boğulmayalım…