Hırsızın Hiç mi Suçu Yok!
Tamam namuslu yaşayalım, kul görmezse Allah görür bilinci ile donanalım ama ya bir gün ayağımız, gönlümüz şeytanın tatlı diline, eline, beline kayarsa? Yandık o zaman! Yani ne bu dünyada ne de öte dünyada yatacak yerimiz yok! Rezilliğin biri bin para...
Düşünsenize, tamam halka mal olmuş biri değilsiniz, para piyasalarında adınız senet yerine geçmiyor olabilir, alış veriş merkezlerinde elinizi kolunuzu sallaya sallaya rahatça gezebilecek tanınmamışlığa sahipsiniz ya da meydanlara çıkıp bana güvenip oy verebilirsiniz diye kitleleler seslenmeyeceksiniz ama sizin gibi sade bir vatandaşın bile yaşadığı gayri meşru bir ilişkinin gün yüzüne çıkarılmış olmasını ne kadar hazmedebilirsiniz? Bütün bunları yaşarken iyi hoştu fakat nereden bilebilirsiniz birinin sizi dinlediğini veyahut gözetleyip kameraya çektiğini?
Senaryo şöyle, birgün ailecek bir arkadışınıza akşam oturmasına gidiyorsunuz ve arkadaşınızın oğlu internette videoları seyrediyor... Siz güle oynaya dostça belki de bir parça bilmişlikle sohbet ederken birden oğlanın gözlerinin size kenetlendiğini görüyorsunuz... Önce sıradan bir göz kesişmesi olduğunu düşünüp, üzerinde fazla durmuyorsunuz... Yine el kol hareketleriniz ve tüm mimiklerinizle akşamın starı olma yolunda ilerlerken, gözler yeniden kesişiyor... Çocuğun size dik dik baktığını fark ediyorsunuz... Belki de dik dik bakmıyor şaşkın şaşkın bakıyor belki de safça size soruyor "... amca/teyze bu videodaki kişi size çok benziyor" "Brokolinin sonu bitkisel hayat!" Eyvah!
Biri ile telefonda görüşürken başka birinin dinlediğini öğrenmek de en az bunun kadar can sıkıcı. Önceleri bende adet olmuştu. Telefon konuşmamı bitirirken "dinleyen arkadaşlara da selam" derdim. Bu dinlenme fobisi bende 1993 yılında başlamıştı. Çalıştığım özel bir dershanede "dinleniyoruz" uyarısını almıştım. O gün bugündür dinleyen arkadaşlara selam etmeyi unutmamaya çalışırım. Sadece bir kere atlamışım. O da konuştuğum insanın samimiyetine güvenmiştim, aldanmışım.
Bu dinlenmeler de bize Rahmetli İsmet İnönü'den yadigardır da herkes çamuru her şeyde olduğu gibi Rahmetli Menderes'e atar...
Dinlemek, dinletmek, görüntülemek, seyrettirmek... Bu nasıl bir ahlak anlayışıdır? Yani bu işte hiç mi hırsızın suçu yoktur...
MHP film sektörüne girmiş bulunuyor...
🙂
Yine iz'ânlı, insâflı
Mayıs 12th, 2011 at 09:19basit ammâ sâbit bir yazıydı.
İbrahimî bey,
Mayıs 12th, 2011 at 16:05Teşekkür ederim.
Bir Hazal parayonası sinemalarda,demek isterdim.Ama bu işler Türkiye gerçeği oldu galiba..
Mayıs 27th, 2011 at 21:31