Hikâyenin Adı 600 Milyar Dolar
Liberalizm, kapitalizmin yapısal tıkanıklıklarından birine tosladı mı, yeni bir yol arar.
Bu yeni ve halka karşı yolun adı; yeni hikâye olur.
Bir başka ifadeyle, eski sermaye birikimi modeli artık işlemiyordur, yeni bir model yaratarak, sömürüyü yeniden sürdürülebilir kılmanın adı; “yeni hikâyedir”
Ülkemizin, üretmeyen sadece Batının ürünlerini ülkemizde pazarlayan zenginlerimizin, yollarına devam edebilmeleri için “yeni bir hikâye GEREKİYOR”.
Zaten TÜSİAD Başkanı ve diğer işverenler de, bu yeni hikâyeden söz ediyorlar.
Yeni bir hikâye için iki yol var. Ya üreteceğiz ve ürettiğimiz kadar tüketeceğiz. Ya da ürettiğimizden çok tüketerek borçlanacağız.
Borçlanmanın sonuna geldiğimize göre…
Yeni bir yol arayışının adına, neden “yeni bir hikâye” ihtiyaç var diye ifade ediyorlar?
Halkı, zenginlerden yana yeni bir düzene ikna etmenin adı; yeni hikâyedir.
Özal ve sonrasında, kamunun malının yağmalanmasının hikâyesine; “dünyaya açılmak” demişlerdi.
Tüm Cumhuriyetin birikimlerini yabancılara satarak, yeni bir hikâye yazdık.
Üretmeyen işbirlikçiler, Batının stoklarının erimesi için ulusal pazarları ardına dek açtılar.
Var olan sanayimizin önemli bir kısmı yok olduğu gibi, yaşayabilen sanayi de, ürün olarak dışa bağımlı, katma değeri düşük sanayi haline getirildi.
Ve bir hikâyenin sonuna geldik.
İşbirlikçi sermaye yeni bir hikâye arıyor. Yapısal önlemlerden söz ediyorlar.
Yeni hikâyenin arkasındaki esas amaç; üretmeyen işbirlikçilerin biriktirdikleri 600 milyar dolar borcu, halkın sırtına yıkmaktır.
Buna işbirlikçi lisanında, zararların sosyalize edilmesi(halka paylaştırılması) deniyor.
Kazançları özelleştirdiler. Zararları halka pay edecekler.
İşte bu zararların(borçların) halka paylaştırılması söylemine “yeni hikâye diyorlar.
Yalnız bu kez olağandışı bir durum var. İşbirlikçilerin bu büyük borçları halka bölüştürebilmesi için gereken bir ortam yok.
Türk Devleri yönetilemez bir konuma geldi. Karları özelleştirdiler ama zararları(borçları) ödetecekleri halk, bu borcu ödeyecek durumda değil. Sosyal alt-üst olmuşluk ta cabası…
600 milyar dolar/80 milyon nüfusumuz=7500 dolar. Kişi başına gelir 10 bin dolar diyorlar.
10.000-7.500=250 dolar/yıl kişi başına geçinmek için kalıyor.
Hangi hikâyeyi yazarlarsa yazsınlar, bu borç ile yola devam edemezler.
Çözüm; plandır. Çözüm üretimdir. Artık kaderimizi piyasa adı altında onun bunun eline bırakmayacağımız yere geldik.
Kendi kararlarımızı kendimiz vermezsek, kaos içinde yok oluruz.
Bülent Esinoğlu
bulentesinoglu@gmail.com
ulusalkanal.com.tr