Hey Gençlik Yenildik Size…
Geçenlerde yeni emekli bir tanıdıkla konuşuyorum. Bürokraside yüksek mevkilerden ayrıldı. ‘Ne yapmayı düşünüyorsunuz, balık mı tutacak, sebze mi dikeceksiniz’ diye takıldım. Motosiklet alacakmış. Kendisini hep şoförlü siyah makam arabasında gördüğüm için doğrusu onu motor üstünde, bandanalı düşünmek komik geldi.
Gülme dedi; “Hayallerimi gerçekleştirmeye hiç fırsatım olmadı.’” ‘Gençliğini yaşayamamış insanlar elbette gençleri anlayamazlar’ diye geçti içimden.
Türkiye onun gibi onbinlerce yöneticiyle dolu.
Hani sosyal faaliyetleri öğrenci derneğinden öteye geçemeyen, kızlı erkekli aynı banklarda oturmayan...
Gençliklerinde bir kez olsun delice eğlenmeyen, sabahlara kadar şarkılar söylemeyen, sporu vakit kaybı, basketbolu mini şorttan ibaret görenlerin, aşkı mekruh sayanların yönetici olduğu bir ülke, gençlerini nasıl anlasın? Vakitleri yoktu, paraları yoktu ama en çok da renkleri azdı. Hayat onlar için baştan belliydi. Askere gidilecek, ailelerinin belirlediği kızlarla evlenilecek çoluk çocuk yaşamın içinde kavrulup gidilecek. Dost meclisleri, erkek muhabbetleri hele bir de siyaset varsa hayat gökkuşağı. Sahi bir Kürşat Tüzmen vardı, suya dalan dağa çıkan bir bakan, o da uzun sürmedi. Onu bırak sanayi tesisi gezen vekil bile yok bir, iki yıldır. Zaten anlayış sertleştikçe hayat daha sorunlu, daha soğuk. Gençliğin durumu eskisinden soluk.
CAN VEREN GENÇLER
Ne doğudaki kızların yazgısı silindi, ne çocuk gelinlerin sayısı azaldı, ne de vatan uğruna can veren gençlerin...
İşsizlikten bunalmışlar, birkaç parlak okul hariç mezunlar iş diye kıvranıyor, asgari ücrete talim gerçeğine yüzler çarpılmış, 10’undan 8’i yurtdışına nasıl kaçarım hesabında. Bir de şiddet var tabii, kimse onlara şiddetsiz bir toplum vaad edemiyor.
Diyeceksiniz kimlere haksızlık edilmedi evet ancak en çok gençlere yazık etmeye başladık. Barakadan bozma yurtlarda, akıl almaz ihmallerle diri diri yanıyorlar daha ne olsun? Önceki gün İzmir CHP milletvekili Murat Bakan, TBMM’ye bir soruşturma önergesi verdi. Diyor ki Bakan; “Yetiştirme yurtlarında devlet ile ilişkisi kesilen gençler belirsiz süreç içerisindeler. Çoğu çalışacak iş, barınacak yer bulamadıkları için sokağa düşüyor, suça meylediyor. Bu eksikliğin üstesinden gelemeyenler de hayatına son veriyor. Sadece Ankara’da son 40 günde yurttan ayrılan 4 genç intihar etti” Dikkat buyurunuz, yurtlarda büyüyen gençlerin istihdamı doğrudan devletin sorumluluğu altında.
Özellikle erkek çocukları, bu sorumluluk yerine getirilmeyince hayatın ağır yükünün altında daha fazla direnemiyor. Aileden ve Sosyal Politikalar Bakanı, Fatma Betül Sayan Kaya size soruyor ve net açıklama bekliyoruz; Yetiştirme yurtlarından ayrılan daha 18 yaşındaki gençlere hangi oranda istihdam sağlanıyor, ayrıca rehabilitasyon dahil nasıl destekler veriliyor?
Devlet doğrudan kendine emanet edilenlere bakmazsa diğerlerine nasıl yetecek?
Ya bu kentte bir gencin dahi kaybının vicdani bedelini bizler nasıl öderiz. Genci mutlu olmayanın geleceği olmaz. Borsa, kurlar, ekonomik kriz mi geliyor, yeni bir dönemece mi girdik; bilmek mi istiyorsunuz?
Pırıl pırıl ruhları ne hale getirdik, onlara bakın. Anlarsınız.