Herkese Afiyet Olsun…
Havalar malum sıcak.
Her kavşakta, her trafik ışığı altında bir su satıcısı.
Manav, tüpçü, kasap hatta berber dahi su satıyor.
Fiyatı yeri ve zamanına göre farklı.
Piyasa arz-talep ayağına dengesini kurmuş.
Peki, su nereden geliyor?
Doğal kaynağı ne?
*
İzmir’de ilk memba su satışını başlatan…
Ege Bölgesi Polikarbon Su satıcıları Derneği’nin 16 yıldır başkanlığını sürdüren Tevfik Fikret Özkök’ün cevabı:
“ Adı kaynak, gerçeği arıtma!”
*
Dernek Başkanı Özkök, “ Yıllardır bağırıyorum, sesimi duyuramıyorum…. Soygun büyük, halk sağlığı tehlikede. Allah’ın bir kulu, bir gün bu iddiamı sormadı” diye beyanat verince…
Aradım, sordum.
Meğer ne doluymuş.
Bir dokunduk, bin “ah” işittik.
*
İsyanını sıralayalım:
1- Gece yat, sabah kalktığında yeni su markaları karşınızda.
2- Merdivenaltı üretim, tüketime yetişemez oldu.
3- Pet şişe bol, kapaklar özel toplama… Bas şişeye suyu, kimse sormaz. Mahalle çeşmesi, cami avlusundan doldur kaynağını aramaz.
4- Vahşi rekabet, savaş alanı gibi. 19 litrelik damacana 3 TL’ye satan var mı, yarın 2 TL’ye başkası hemen yanında.
5- İş bulamayan buz dolu kova, yolda araçların su istasyonu gibi. İkisi bir Lira… Yanına rakip gelirse, üçü dördü bir lira.
*
Toptancı firmalarda birbirine girmiş.
Önceleri “ Maliyeti kurtarmaz” dedikleri yarım litrelik pet şişenin toptan tanesi 5-6 kuruşa verildiğini söylüyor.
“ Faturalar ortada… Birileri çıksın kontrol etsin yeter”
*
“ Kontrol yok mu?” diye yokluyorum.
Sanki suçlu bizmişiz gibi patlıyor;
“ Olaya takip eden olsa, böyle tablo çıkar mı? Kaçak üretimde, kim nereden şişe bulursa basıyor suyu… Dolum tesisleri ruhsat aldıktan sonra her şey serbest. Kim bakacak, kim ceza kesecek?
? ? ?
“ Ekip mi var, memur mu var?”
*
Akla takılanı soruyorum.
“Nasıl ispat edeceksiniz?”
Cevap hazır:
“ Kaynakların debisi (kapasitesi) ile üretilen su miktarı hesaplansın her şey ortada çıkar.
Tahrik ediyorum:
“ Görsel kanıt, belge var mı?”
Yine anında cevap:
“ Tankerden boşaltılırken resimler var, pompayla su çekilirken de…”
*
Dinledikçe iç karartıyor.
Konuyu bağlamak istiyorum.
“ Ne yapmak gerekir?”
“ Çok şükür biri sordu” diyor, ekliyor:
“ Konu önce bakanlık ve belediyelerce ele alınmalı... Satışlar resmi ve ruhsatlı yerlerden yapılmalı. Kaynaklar denetlenmeli, üretim miktarlarına bakılmalı… Gece yarısı dağdan, ovadan su taşıyanlar takip edilmeli… Yarın bir salgın hastalık baş göstermeden üzerine gitmeli…”
*
“ Bunlar yapılmazsa ne olur?”
Cevabı hoş;
“ İçene afiyet, doldurana kazanç, satana nam olsun…”
***********************
