content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

21 Ara

Herkes Gazeteci Olunca!

Bütün meslekler özeldir, önemlidir ve güzeldir. Ama gazeteci ve gazetecilik eğitim, kültür, bilgi, görgü ve en önemlisi medeni cesaret gerektirdiği için çok özel ve çok önemli bir meslektir!

Gazetecilik karşılıksız seveceğin gibi özel yaşamından büyük özveride bulunarak çalışmayı ve emek vermeyi gerektiren çok meşakkatli mesleklerin başında gelen bir başka özel, bir başka güzeldi!

Gazetecilik, eğitimli, kültürlü ve medeni cesaret sahibi ehil insanların elinde iken milleti gerek ülkesinden, gerekse dünyadaki haberlerden haberdar etmesi noktasındaki önemli görevi nedeniyle çok özel, çok güzel ve yazdığına herkesin inandığı ve çok güvendiği önemli bir meslekti.

Düne kadar, Gazeteci denince ülkenin ve insanların geleceklerine ışık tutan önemli olayları kamuoyuna anlatan ve açıklayan en güvenilir kişi akla gelirdi. Bugün herkes gazeteci olduğu için, nerede çokluk orada… Misali bu çok önemli meslek sıra dışı anlayış nedeniyle önemini ve güvenini yitirerek resmen ayağa düştü. Yani eskiden gazeteciler ülkesi ve insanı için en önemli ve güvenli haberleri veren en güvenilir belli sayıda insanlardı. Şimdi herkes gazeteci olunca, meslek önemini, gazeteci de güvenilirliğini kaybetti.

Geçenlerde eline 500 TL.para sıkıştırıldığı için insanlara kuru sıkıda olsa silahı çekinmeden doğrultup sıkan ve ekranlarda boy boy resimleri ve röportajları yayınlanan adamın, ben açım gardaşım açım,ülke ve insanlar gerginmiş ben ondan anlamam, ver parayı savcıyı teslim alayım diyen gözü kararmış kişiler misali,bilgisizlikleri ve görgüsüzlükleri nedeniyle para karşılığı her türlü haberi ve reklamı gözünü kırpmadan yapan sözde gazetecileri,mesleğe olan güveni sarsmışlar,mesleği meslek olmaktan çıkararak ayağa düşürmüşlerdir
Basın ve medya kuruluşlarının mantar gibi çoğalmasıyla birlikte işinin ehli insanlar kendilerine gazeteciliğin özünden taviz vermeyen belli sayıdaki basın ve medya kuruluşlarında yerlerini koruyunca ortalık doğal olarak boşaldı.

Mantar gibi çoğalan bu basın ve medya kuruluşları ehil insanı üç kuruşa çalıştıramayacaklarını anlayınca ortalık işsizler ordusundan gazeteciliğe hevesli kişileri bulmaya ve bu önemli kuruluşlarda görev vermeye kaldı.Son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntıdan azami ölçüde darbe alan gazetecilik, işi bilmeyenlerin ellinde önemini ve kamuoyu nezdinde ki güvenini kaybedince, en son yapılacak işler kategorisindeki yerini alarak, sıradan bir meslek oldu çıktı!
İnsanın doğuşundan sonra ihtiyaç duyularak gündeme gelen gazetecilik doğduğu günden bugünlere gelinceye kadar mutlaka bir takım sıkıntılar yaşadı bundan sonrada yaşayacak ama inşallah böyle ayağa düşerek değil!

Gazetecilik mesleği, icra edenler tarafından tarafsızlığına gölge düşürmeden, günümüzdeki kadar ayağa düşmeden bir yerlere ya da birilerine payanda olarak değil, her meslekte olduğu gibi kendi mesleğinin etik kuralları çerçevesinde hareket ederek, sorunlarının üstesinden gelmeye, kendi iç sıkıntılarını dışa vurmadan gidermeye çalışılmalıydı.
Bu ve benzeri iç sorunlar ”Kol kırılır yen içersinde kalır” özdeyişinin de açıkça ifade ettiği gibi, kendi içinde “tereyağından kıl çekmek” misali çözüme kavuşturulmalı idi. Ama bu gibi önemli konular kendine saygılı işine âşık, mesleğini her şeyden üste tutan hassas ve kişilikli gazeteciler tarafından sessizce çözülür ve çözülmeliydi ama görüldüğü gibi ok yaydan çıkmış durumda. Biz yinede ümidimizi kesmeyelim Çünkü “çıkmayan candan ümit kesilmez” demiş atalarımız.

Sorumluluk duygusuyla mesleğini icra etmeye çalışanlar olarak, mesleğimizin düştüğü yerden kalkmasına gayret edelim. Evet, saygıdeğer okurlar, her defasında dile getirildiği gibi her işte ve meslek yaşanan bu ve benzeri olumsuzluklar kendi içlerinde çözüme kavuşturulabildiğine göre ayağa düşmesinden ülke ve insanlar olarak birlikte zarara gördüğümüz gazetecilik mesleği de kaliteli bir şekilde hayatını devam ettirmesi siz iyi okur sayılarının her geçen gün hızla artmasına bağlıdır.

Tabi okurdan kastımız, yalnızca oy veren insanlarımız değil. Bu cennet vatan ülkenin ve insanların sevk ve idaresine talip olan onlarca siyasi partilerimiz ve bir o kadar da seçilmiş sivil toplum kuruluşlarımız var. Bütün bunlar işinin ehli gazeteciler ve gazeteler tarafından iyi okur statüsünde yer verilen ve söylemlerine itibar edilmesi gereken okurlardır.
Siz saygıdeğer okurlar, birlikte yaşam sürdüğünüz bu toplumun neresinde olduğunuzun bilincinde hareket ederek, gazetenin de gazetecinin de aslı ile fotokopisini birbirinden ayırt edersiniz. Ama sayıları yok denecek kadar az olmasına rağmen yine çok güvenilen siz okurlar, dün olduğu gibi bugün ve hala bana ne diyerek bu işi sözde yapanların ekmeğine yağ sürmeye devam ederseniz, işinin hakkını veren az sayıdaki gazete ve gazetecileri ezmek suretiyle yağdanlıkları büyütmeye devam edersiniz.

Acı ama gerçekleri Üzülerek ifade etmek gerekirse, Ülkemizde basının ve medyanın geldiği ve getirildiği nokta ülkemizin en gelişmiş, sosyal ve ekonomik yönden derdi yok denecek kadar az olan Tarsus’tan, Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz Beyin, Meclis Toplantısı’nın dilek ve temenniler bölümünde yaptığı konuşmasında ”Basın Ayağa düşmüştür” diyerek üstüne basa basa haykırması çok manidardır.
Ayağa düşürüldüğünü bizzat görmekten büyük üzüntü duyduğumuz Gazetecilik mesleğinin hak ettiği yere yeniden gelmesine önemli katkı yapacağına inandığımız haberi İnternetten okuyup öğrendik. Tarsus’un CHP’li Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, gazeteciliğin Tarsus’ta ayağa düştüğünü söyledi. Kocamaz, “Hiçbir iş yapamayan insanlar gazetecilikle, kendilerini gazeteciyim diye lanse ederek bir yerlere kinlerini ve düşmanlıklarını bir şekilde yansıtmak istiyorlar diyerek sözde basına ateş püskürdü.

Bu ve benzeri sözleri zamanın evvelinde Eski Başbakanlarımızdan Necmettin Erbakan beylerde söylemişlerdi ama sözlerinin arkasında duramadılar. Bu gibi sözleri sarf edenler kendilerinden emin insanlar olmak zorundadırlar. Aksi halde sözleri Erbakan Bey misali tavanda böyle asılı kalır. Başbakan Sayın Recep Tayyib Erdoğan bey’de haklı olarak sık sık söylüyor ve söylemeye devam ediyor. İnşallah o da sözlerinin arkasında dimdik durur ve meslek düştüğü yerden kalkarak kendine gelir.

Bu halde ülkemiz ve insanımız kazanmış olur. Ama inşallah Tarsus Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz Bey de dediğini uygular ve Tarsus’ta ayağa düşürülen gazeteciliğin yeniden hak ettiği yere gelmesine katkı sağlar.
Evet, saygıdeğer okurlar, memleketimizin yaşayan insanlarından bazıları arada bir de olsa evet gazetecilik ayağa düşmüştür şeklinde ki sözleri devede kulak misali ağızlarının içersinden söylediklerine az ve özde olsa kulak misafiri oluyoruz ama bunu bu şekilde söyleyenler duymazlıktan gelirlerse başkaları nasıl duysunlar.
Ama asıl söylemesi gereken siyasi partilerin ne iktidar, ne de muhalefet kanadından bu konuda çıt çıkmadığı gibi, adı olup kendileri görülmeyen sözde sivil toplum kuruluşlarının kısacası ülkenin ve insanların sevk ve idaresine talip bütün seçilmişlerin basının ve medyanın ayağa düşmesi ya da düşürülmesi konusunda Tarsus’un CHP’li Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz Bey gibi cesaret gösteremediler.

Ülkemiz yıllar yılı devam eden terör belasından bir an evvel kurtulmak ve insanlarını rahata ve huzura kavuşturmak için gördüğümüz kadarıyla müthiş çaba sarf eder iken. Teröristlerde amaçlarına ulaşarak bir şekilde kendinden söz ettirmek için basın ve medya kuruluşlarının ağzından girip burnundan çıkmak suretiyle asarak, keserek, hedeflerine ilerlemeye çalışıyorlar.

Teröristler öyle ya da böyle bir şekilde kendinden söz ettirmek için basın ve medya kuruluşlarını kullanmanın gayreti içersindeler ve medyayı da gayet iyi bir şekilde kullanabiliyorlar. Teröristler hedef aldıkları görevlileri veya grupları kendilerine göre haklı sebeplerden ötürü etkilemek için gayri meşru bütün yolları denerler ve deniyorlar.
Bunun için de çok yaygın propagandaya ihtiyaçları vardır. Terörist hareket yeterli propagandayı yapmazsa istediği hedefe hiçbir zaman ulaşamayacağı için bir yolunu bularak bugün olduğu gibi basın ve medyayı gayet güzel kullanmaktadır. Bunu terör mağduru Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti olarak yalnız biz değil bütün dünya biliyor.

Ama Avrupa ülkelerinin basını ve medyası, terörizmin bu hareketini kendi içlerinde uyguladıkları özel sistemlerle teröristlerin yaptığı vahşi eylemlerin görülmesini ve daha fazla insanlar tarafından duyularak korkuya kapılmalarını önlemek için televizyonlarda terör eylemleri ile ilgili görüntü verilmesi yerine sadece sözlü kısa haber halinde kamuoyuna duyurulması için gayret sarf ederler iken.

Kalkınmakta olan üçüncü dünya ülkelerinde ve ülkemizde medya, sansasyonel haber sunmak sevdasıyla terör eylemlerini teröristlerin istedikleri manada abartarak halka vermek için birbirleriyle yarışmaktadır. Özellikle televizyonlar, aynı sahneleri tekrar tekrar göstererek izleyenleri tehlikeden haberdar edip onları bu tehlikeye karşı önlem almaya sevk etmek yerine, daha çok korku salarak, hayatlarını karartmaktadırlar.

Basın ve Medya alanında günümüze kadar yaşanan bütün olumsuzluklara rağmen Sorumluluk sahibi basın mensupları olarak habercilik sorumluluğunu yerine getirirken kamu düzenini ve milli çıkarlarımızı göz ardı etmeden mesleğimizi ülkemiz ve insanlarımızın çıkarı doğrultusunda adam gibi icra ederek düştüğü ve düşürüldüğü yerden ayağa kaldıralım diyor, saygılar sunuyorum.

Etiketler : ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

Yorumlar Kapatıldı.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank