Her Yol Mubah mı?
Geçen yıl Deniz Baykal’ın başına gelenler bu yıl MHP’li yöneticilerin başına geldi. Anlaşılıyor ki geçen yıl Deniz Baykal’la CHP’yi dizayn eden güçler bu yıl da seçime yirmi iki gün kala MHP’yi dizayn etmek istediler.
Aslında dizayn edilmek istenen ne CHP, ne de MHP. Bu iki parti üzerinden Türkiye siyaseti düzenlenmek ve yönlendirilmek isteniyor. Gelin görün ki ülkemiz tiksindirici bu iki olay karşısında iyi sınav verememiştir. Hele de iktidar partisi bu konuda (sözde) savunduğu misyonun tam aksine bir tutum sergilemiştir.
Burada kasetin içeriğini ve müsebbiplerini hoş görecek değilim şüphesiz. Ancak rakip partiyi yıpratacağım diye belden aşağı çalışmak hiçbir dinde hoş görülmeyeceği gibi, iman ehli olduklarını iddia eden kişilerin de başvuracağı yöntem değildir.
Burada bana şunu diyebilirsiniz; Bu kasetleri internet ortamına AKP ya da onun destekleyicileri mi soktu? Böyle bir iddiam yok. Bunun ispatı, şahidi de yok. Burada benim vurgulamak istediğim AKP’nin bu işi fırsat bilmesi, fırsatı ganimete çevirmek istemesidir.
Başbakan Tayyip Erdoğan bundan sekiz-on yıl önce “delikanlı” olarak sunuldu, bu millete pazarlandı. Bizim bildiğimiz, delikanlı gayri ahlakı yollara başvurmadığı gibi bunlara itibar edip faydalanmak istemez. Hatta bu tür yollara başvuranlara karşı durur.
Benim üzüldüğüm ve korktuğum iki şey var. Birincisi bu tür kumpasların, gayri ahlaki yöntemlerin ülkemizde kanıksanması ve mubah olarak görülmeye başlanması. İkincisi ise muhafazakâr ve halkın manevi değerlerinin hiçe sayıldığını iddia ederek ortaya çıkmış bir parti olan AKP’nin buna itibar etmesi. Bu ahlaksızlığa itibar sadece AKP’yi yıpratsa gam yemeyeceğim. Ancak savunduğu fikirler itibarıyla dine zarar verecektir. Bir anlamda muhafazakârlar kendi kendilerini itibarsızlaştırmış olacaklar. Korkum bu.
Demek ki Türkiye’nin yaşadığı süreç o kadar çetrefilli ki ve ülkemizde öyle büyük oyunlar oynanıyor ki sahnedeki oyuncular konumları ne olursa olsun bütün yolları mubah görüyorlar. Ya da görmek zorunda kalıyorlar. Nitekim Deniz Baykal’ın istifasından sonra, önce(mağdura saygı gerekçesiyle) aday olmayacağım diyen Kılıçdaroğlu birkaç gün sonra adaylığını açıkladığında bunun sadece Kılıçdaroğlu’nun şahsiyetiyle alakalı olduğunu zannetmiştim. Lakin başbakanın kaset olayları karşısındaki tavrını görünce ülkemizdeki çatışmanın ne derece derin ve büyük olduğunu anlıyoruz.
Ülkemiz (hangi mevkilerde olurlarsa olsunlar) siyasetçilerinin bu yaşananların içinde figüran olmalarından korkuyorum. Yoksa kalite bu derece aşağı düşmezdi.