Her Halde Muhtar Görüştü!
Biliyorsunuz, Kandil Dağının tepesinden “biz devlet ile görüştük, anlaştık” açıklaması geldiğinden beri iktidar şaşkın.
RTE görüşen şerefsizdir, Başbakan’a inanmıyorsunuz Karayılan’a inanıyorsunuz diyor. Biz sana nasıl inanalım. Bizim sana inanmamız için geçmişte bizi inandıracak işler yapmış olman gerekir. Mesela BOP eşbaşkanı olduğunu 34 yerde halka açıkladın, sonra ben eşbaşkan değilim dedin biz sana nasıl inanalım.
Biz görüşmedik dedikten iki gün sonra devletin organları görüştü dedin. Şu anda devletin Başbakanı değil misin?
Devlet, devlet deyip duruyorlardı, bu gün de devletin kim olduğunu Gül’den öğrenmiş olduk. Gül “terörle mücadele sadece silahla olmaz, bazen de başka yollar kullanılır” dedi. Görüşmelerin mücadelenin bir yöntemi gibi verdi. Yani görüşüldüğünü ve işin içinde olduğunu ima ediyor.
Böylece, PKK ile görüşmeden doğan sıkıntı ikiye bölünmüş oldu. Yani RTE’nin referandum sürecinde rahatlatılmasını sağlamış oldu. Buda, görüşme işinden doğan sıkıntının, halka hazmettirilmesi yollarından birisi olsa gerek.
Biz görüşmedik, devlet görüştü demek, ordu görüşüyor demektir. Peki, siz değil miydiniz, PKK ile görüşüyorlar, PKK’yı yönetiyorlar diye generalleri Silivri’ye tıkan?
İyi ki, Ordunun Ergenekon kanadı görüştü demediler.
İktidar ve Gül öyle zor durumdalar ki, PKK’dan gelecek 3-5 oya muhtaç oldular.
Hem Gül’ün, hem de RTE’nin söylediklerinden PKK ile pazarlık içinde olduklarını anlamamak için geri zekâlı olmak gerek.
Pazarlığın temel maddesinin demokratik özerklik olduğu hususu birazdan anlatacağım sebepten daha iyi anlaşılacaktır.
RTE, 2011 yılında Anayasayı tümden değiştireceklerini, 12 Eylül’de oylanacak olanların sadece bir başlangıç olduğunu açıkça söyledi. Siz referandumda evet derseniz biz Anayasanın tümünü değiştiririz dedi. BDP(pkk) ise Anayasa değişikliklerinin kendilerinin istediği değişiklikler olmadığını, olsaydı destekleyeceklerini söyledi. Yani eğer şimdi bize söz verirseniz, biz evet deriz. Ama daha sonraki Anayasa değişikliklerinde bizim demokratik özerklik talepleri yer almalıdır. Her iki tarafın yaptığı açıklamaların perde arkasında bunlar var. Şimdiki boykot açıklamaları pazarlığı güçlendirmek içindir.
Tayyip şunu biliyor: 8 Mayıs 1991 tarihinde Anavatan iktidarı döneminde yasalaşan 3723 sayılı yasada, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı vardır. Bir sonraki aşamada bu yasayı Anayasa hükmü haline getirerek bölünmeyi yasallaştırmış olacaktır. PKK’ya verilen söz budur.
Tam biz bunları konuşur ve tüylerimiz diken olurken, Birinci Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız sanık olarak, dört saattir ifade veriyordu.
Takunyalı Führer kitabı için yazarını dört yıldır hapiste tutan gladyo bakalım, Hanefi Avcı’ya ne yapacak? Bakalım referandumdan sonra da Führer’lik yapacak mı?
TAKUNYALI FÜHRER tabiri çok ilginç :>
Ağustos 25th, 2010 at 12:13Yazınız çok güzel ve yerinde olmuş
AB cier ve küresel sermayeciler bu ihanetin bedelini dünya dada ahirette de ödeyeceklerdir.
AB bize ihanet ettikçe bunlarda vatana ihanet ediyor sanki