Hepsi de Aynı Kazan’ın Etrafında Dönüp Duruyor
Başbakan ERDOĞAN'ın ve Yardımcısı Bülent ARINÇ'ın daha önceleri sık sık dile getirdikleri, hatta dillerinden hiç düşürmedikleri;
-Evet Kürt sorunu var!
-Gerekirse Apo ile de görüşürüz!
-Kürt sorunu yoktur dersek yanlış olur...
-Kürt açılımı...
-Yaradılanı severiz yaradandan ötürü...
Gibi söylemleri nedense şimdilerde AKP tarafından rafa kalktı!
Rafa kalktı çünkü ERDOĞAN'ın KÜRT AÇILIMI ne yazık ki gerçekleşmedi! Sözlerinin altı doldurulamadı!
Başbakanın Doğu'yu, Güneydoğu'yu ziyaretlerinde esnaf kepenk kapattı. Hal böyle olunca Muhafazakâr Başbakan ERDOĞAN da bir anda söylemlerinden vazgeçti, milliyetçi anlayışla hareket etmeye başladı. Değişti gibi...!
Bu değişikliği iyi gören ve değerlendiren, BAYKAL zamanında gidilemeyen Doğu ve Güneydoğu'ya giderek mitingler düzenleyen CHP Lideri KILIÇDAROĞLU'nun; "Kürt sorununu çözersek biz çözeriz" diyerek, çözüm görevini üstlenmesi, dengeleri de alt üst etti.
KILIÇDAROĞLU ile büyük bir değişim gerçekleştiren, tüm Türkiye'yi kucaklayan söylem ve Kürt politikasıyla göz dolduran CHP, şimdilerde gözle görülür bir hızla yukarılara doğru tırmanırken, AKP, buralardan kaybedeceği oyların yerini doldurmak için bu defa, MHP tabanına göz dikti ve milliyetçilik söylemleriyle oylarını almaya, MHP'yi baraj altı bırakmaya çalışıyor... Bunu yaparken de CHP'nin kürt konusundaki politikasından ziyade BDP'yi legal olmayan bir parti gösterme ve onunla işbirliği içerisinde olmakla suçlayarak MHP tabanına milliyetçilik söylemle oy almaya çalışıyor...
Yani dengeler değişiyor... Söylemler değişiyor...Hatta roller bile değişiyor.
Tabanda ufacık şeyler yüzünden vatandaş birbirini adeta boğazlarken, tavanda söylemler, politikalar, yıldırım hızıyla değişmekte ve tabana sadece İZLE-GÖR mesajları verilerek yola devam edilmekte...
Evet, MHP aslında tavanda bundan büyük rahatsızlık duymakta. Ancak tabanda bir bütün sergilenemediği de ortada! Örneğin Referanduımda evet-hayır bölünmesi yaşayan MHP, bu bölünmüşlüğü henüz üzerinden atamadığından olsa gerek Başbakan ERDOĞAN'ın o yöndeki söylemlerine büyük neden olarak gösterilmekte.
Sözün Özü!
İşler biraz karışık... Adeta Futboldaki sezon transferlerine benziyor! Transferlerde futbolcu nasıl gizli tutuluyorsa, siyasette de kimin ne söylediği belli olmasa da kafalarda gizli düşüncelerin olduğu çok açık! Ortada kaynayan bir kazan var! Herkes o kazandan yemek zorunda ancak, biri yemeğini erken alıyor, biri beklesin kıvamını bulsun sonra alırım diyor, biri, sıcak severim diyor, diğeri soğusun sonra alırım diyor, birisi altına ateş atıyor, birisi çok harlı oldu diyor ve ateşi geri çekiyor! Kısacası kimin ne zaman kepçeyi kazana daldıracağı belli değil amma herkes, o kazanın etrafında dönüp duruyor...