Hemşehrim Uğur Serttaş’ın Şiirlerinden
Burdur’da olup, biten her olaydan her gelişmeden, her üzüntü ve seviçten etkilenirim.
Hemşehrim Uğur Serttaş “Emekli Çöpcü” ünvanıyla, şiirlerini Burdur Merkezde yayınlanan Yenigün Gazetesindeki köşesinde okurlarıyla paylaşıyor. Anadolu Basınının en önemli özelliklerinden biri de, yeni isim ve imzaların ortaya çıkışını sağlamasıdır. Yenigün Gazetesinin yöneticileri bu önemli görevi yerine getiriyorlar, Uğur Serttaş’ın şiirlerini yayınlayarak.
Uğur Serttaş, şiirleri üzerine başlık koymuyor. Yani şiirler isimsiz. İsimsiz şiir olur mu?. Demek ki oluyor.. Ama, her şiirin bir ismi olmalıdır. Başlıklar, şiirin içinden kendiliğinden çıkar zaten.
Uğur Serttaş şiirlerinden mısralar almaya başlayalım: Dört ayrı dörtlükten meydana gelen “Dostum, arkadaşım bacım” mısrasıla başlayan şiirden bir dörtlükle devam edelim:
Toprak olmuşsun genç yaşında,
Başucundaki fidan ağaç olmuştur,
Beklemişsindir bir dal çiçek, bir dua,
Yıllar sonra öldüğünü, biliyorum mu sandın?.
Uğur Serttaş, duygularını şiirlerleştirirken, yaşanmışlıklardan yola çıkıyor. Yorumları, ifade edişleri, arkasından soruları sıralanıp giderken, anlatım yumuşaklığını ortaya koyuyor. Yedi dörtlükten meydana gelen “Denizden uzak, bozkırdaki evimde” mısraıyla başlayan şiirden iki dörtlük alalım:
-Bulgur tanesi koydum önüne,
Bir tas su ile birlikte, bakmadı bile,
Başını yavaşça, kaldırıp aldım elime,
Gagasında bezgin bir haykırış sessizce.
Martı iyileşince duracak mı penceremde,
Deniz kuşu O,ne bulacak bozkırda,
Kanat çırpacak biliyorum çok yakında,
Uygun bir rüzgârı bekleyecek sessizce.
Üçüncü Uğur Serttaş şiiri 5 ayrı beşlikten meydana gelen “Genç dediğin dalgalanır” mısraıyla başlıyor. Buradan bir beşlik:
Esen rüzgarlar, kopan fırtınalar,
Kabartsa da dalgalarını,
Lodos olsa da limanlarda,
Esintide yaratır yaz sıcağında,
Deniz dalgalı olur be aga….