Hem Suriye’ye Müdahale, Hem de Anayasa
Amerikan Dışişleri Bakanı Clinton tartışmaya yer bırakmayacak şekilde ifade etti.
“Suriye işinin halledilmesini Türkiye ve Arap Birliğine verdik” dedi.
Hani şu Erdoğan’ın, çokça söyleyip de, sonradan kendi sesli görüntülerine rağmen inkâra yeltendiği “ Bize bu görev verildi, biz bu görevi yapıyoruz” dediği görev. Suriye’ye müdahale görevi resmen Eş başkanlara verilmiş oldu.
Bu arada, Amerika’nın Eş Başkanlara, başka görevler de verdiğini biliyoruz.
Kukla Devletin hamiliği ve bunun kalıcı bir şekilde çözülmesi için Türkiye’nin federasyon yapılandırmasına yönelik Anayasa yapımı…
Görevler bunlarla sınırlı mı, hayır. Türk Ordusunu dönüştürmek için tüm Kemalistlerin ordudan uzaklaştırılması, Hasdal’a gönderilmesi görevi de var.
Kıbrıs’tan askerin çekilmesi, Kıta Sahanlığı ve Eküm eniklik meselesi, laikliğin yeniden tanımlanması v.s.gibi görevleri saymayalım.
Şimdi Eş başkanlığın Suriye’ye müdahale ve Anayasa görevleri var.
Bu Amerika da öyle insafsız ki, Eş başkanlara verdikçe veriyorlar. Ver Allahım ver.
Saydığımız sorunlar Türkiye’nin sorunları hiç değil.
Peki, Eş başkanların Yeni Anayasaya ihtiyaçları var mı?
Hayır.
Çünkü yeni bir anayasa olmadan da her istediklerini yapabiliyorlar. Bırakın Anayasa’yı Meclis olmadan istediklerini yapabilşyorlar.
Yeni Anayasa bölünmenin Anayasası olacak, federasyonlaşmanın Anayasası olacak. PKK ile yaptıkları Anayasa hazır, bir tek meşrulaştırılması kaldı. Muhalefet de AKP’ye desteği verdikçe veriyor. Ver Allahım ver sistemi burada da geçerli.
Bölünme meselesi olmasa, ne ABD’nin ne de AKP’nin yeni bir Anayasaya ihtiyaçları yok.
Peki, hem Suriye’ye müdahale(Her halde, İncirlik Üssüne yerleştirilen Predatorlar Esad’ı vurmaya geldi), hem de Anayasa aynı süreç de ilerleyebilir mi?
Türk Ordusunu Kemalist özünden ayırma, Suriye’ye müdahale, Anayasa yapma işlerini aynı sürece sokmanın bir hesap yanlışlığı olduğunu sanıyorum.
Amerika ve Eş başkanlar adına düşünürsek; büyük bir hesap hatası görünüyor.
AKP, değil %50 çoğunluk, %100 çoğunluğu bile olsa bu işin altından kalkamaz.
Daha Suriye savaşı başlamadan, Antep, Hatay işverenleri ve esnafı ağlamaya başladı.
Bir de Suriye’ye elektriği keserim lafları çıktı. Aklı evveller o elektriği Rusya ve İran’dan aldıkları doğal gaz ile ürettiklerini unuttular her halde.
Bunların dışında ekonomik krizin de derinleşmeye başladığını düşünürsek, bunlar ya hesap yapmayı bilmiyorlar, ya da…
Anayasa, Suriye, Ordunun halledilmesi, ekonomik krizi halledeyim derken, AKP kendisini halletmesin?
Erdoğan yukarıda saydıklarımı söylemeden, karnından konuştuğu günlerde hazımdan söz etmişti. İşte hazmedilecek olanlar bunlardı.
Hiç birisinin hazmedilecek bir tarafı olmadığı açıktır.
Yaşayacağız ve göreceğiz, bunları yandaşlar bile hazmedemeyecekler.
Az kaldı.
20.11.2011, bulentesinoglu@gmail.com