Hayırlı ve Uğurlu Olsun
Saygıdeğer seçmenler, içinizden büyük bir kitle her seferinde dereyi görmeden paçayı sıvayıp elinin tersiyle bir kenara iterek iyi ama kazanamaz ki diye oy vermediği partilere 12 Haziran 2011 Pazar günü yapılacak genel seçimde artık yolun sonuna gelindiğine göre bu kez dereyi görerek paçayı sıvayıp kazanacak diye oy versin ki. İyi ama kazanamaz ki denilen iyi partiye oy verenler çığ gibi çoğaldığı zaman Bakalım hangi parti ve hangi düşünce sahipleri kazanıyor, ülke ve insanlar tarafından bir kez olsuna bunlar görülsün ve değerlendirmeler yorumlar ona göre yapılsın.
Aklıselim seçmen, geçmişte yaşadıklarından çok önemli bir ders çıkararak artık bu sefer siyasi partiler içersinde kendisi ve bir avuç yandaşı yerine ülkenin ve insanlarının huzurlu ve güvenli geleceklerine daha çok katkı yaparak devleti adına milletine adam gibi hizmet edeceğine inandığı ve sonsuz güven duyduğu partiye ve adaylarına oyunu kullanarak asla elim kırılsaydı demez ve dememiştir.
Eyvah! Bu kez de yanlış yaptım ya da topluca yanlış yaptık dememek için dereyi görerek paçayı sıvayın. Bu sözler saygıdeğer seçmenlerin tümü için değil. Bizler gibi düşünenlere göre büyük bir çoğunluğu için geçerlidir.
Saygıdeğer okurlar ve seçmenler, bugüne kadar yaşanan seçimlerde olduğu gibi 12 Haziran 2011’de yapılacak genel seçimden sonrada iyi ama kazanamaz ki diyerek peşlerinden koşulan ve ardından elimiz kırılsaydı denilen sözleri bir daha asla sarf etmemek için dereyi görerek paçayı sıvayıp iyi ama kazanamaz ki denilen partilere oy verilmeli.
12 Haziran 2011 Pazar günü yapılacak genel seçimde artık son düzlüğe girildi. Halk olarak özelliklede seçme yaşına erişmiş seçmen olarak iyi olduğunu bildiğiniz ve hatta bu partinin cennet vatan ülkeye ve insanlara daha çok yarar sağlayacağına inanıldığı halde iyi ama kazanamaz ki diyerek kendisinden ve yandaşlarından başkasını düşünmedikleri her seferinde ortada olan partilerin peşlerinden koşarak oy verip elerimiz kırılsaydı demek yerine iyiliğinden ve dürüstlüğünden emin olduğunuz ve kazanamaz ki dediğiniz partiye oy verin ve iyi ama kazanamaz ki dediğiniz parti öyle kaybetsin. Seçmenlerin büyük çoğunluğu iyi olduğundan emin olukları bu partiye oyumuz ziyan olur diye oy vermekten kaçınırsa iyiler ve iyi partiler tabiî ki kazanamayacaklar.
Ama atalarımızın dediği gibi “denizi görmeden paçayı sıvamak yerine” bir kez olsun,iyi olduğundan emin olduğun ve kendilerine güvendiğin fakat her nedense kazanamaz dediğin partiye ve adaylarına bu sefer ver.
Bak bakalım kazanamaz ki dediğin halde oyunu verdiğin parti kazanıyor mu yoksa kaybediyor mu. Herkes senin gibi iyi olduğunu bile bile kazanamaz ki diyerek geçmişten günümüze oyunu iyi dedikleri partiye kullanmazsa iyi partiler ve adayları nasıl kazansın.İşte böyle her seferinde kaybedecekler.Öyle diyen siz saygıdeğer seçmenlerde,her seferinde olduğu gibi bu kez de hislerine mağlup olarak yanlışa oy kullandığınız için elim kırılsaydı demeye devam edecek misiniz. Bu nahoş durumdan ve düşünceden kurtulup oyunuzu bu kez iyiliğinden nemin olduğunuz partilere ve adaylarına ver. Seçimin neticesini gönül huzuru içersinde akıl sahibi b ütün insanlar istediğin yerde ve zamanda istediğin gibi değerlendir.
Her seferinde bir dahaki sefere asla diye diye bugünlere ülke ve insanlar olarak nasıl ve neden gelindiğini geçmiş seçimlerden elde ettikleri engin tecrübeleriyle bilerek ve inanarak 12 Haziran 2011 Pazar günü sandık başına gidecek olan saygıdeğer seçmenlerin geçmişten ders alarak dereyi görüp paçayı öyle sıvadıktan sonra iyi ama kazamaz ki dediği partilere oylarını vererek asli görevlerini yerine getireceklerine inanıyoruz.
Genel seçimin ülkemize, milletimize ve iki günlük fani dünyada yaşamını insanca idame ettirerek gönül huzuru içersinde ebediyete intikal etmek suretiyle arkasından gelen yeni nesle yaşanılabilir bir Türkiye ve dünya bırakmak isteyen sorumluluk sahibi bütün dünya insanlarına hayırlar getirmesi dileğiyle saygılar sunuyorum.
Ahmet yenin
Hayırlı ve Uğurlu Olsun
-----------------------------------------------------------------
Spor,Seçim Heyecanı
Baharla birlikte tabiatın canlandığı bu güzel günlerde, Ordu'muz çok güzel olaylar yaşıyor. Mayıs 7'sinin kutlandığı 20 Mayıs'ta insanlar gruplar halinde deniz kenarlarında,piknik alanlarında eğlendiler.Ordu,Fatsa sahilinde kurulan standlardan alış veriş yaptılar.Ünye'de gece düzenlenen "2. Uçan Fener Şenliği"ne katıldılar.Bu güzel günlerde tüm Ordu'luların aklında olan play off gruplarına kalan Ünyespor ve Ordusporun başarılı olup olmayacağıydı.
İlk müjde 26 Mayıs akşamı Ankara 19 Mayıs stadyumundan geldi.Ünyespor 2 - Lüleburgazspor 0 ve Ünyespor 4 yıl aradan sonra 2.Lige tekrar çıktı.Ünye'de yer yerinden oynadı.İnanıyorum ki bütün Ordu ve gurbette yaşayan Ordu'lular bu habere çok sevindi.Futbolcuları karşılama töreninde binlerce insan Cumhuriyet meydanına akın etti.
İkinci müjde 29 Mayıs akşamı yine Ankara 19 Mayıs stadyumundan geldi. Orduspor 88.dakikada Ahmet Kuru ile gole ulaşıyor ve Gaziantep B.B'yi mağlup ederek Süper Lige çıkıyor. 26 yıllık hasreti sona erdiren futbolcular,Ordu'dan Ankara'ya giden ve Ordu Belediye Meydanında dev ekrandan maçı seyreden on binlerce taraftarı sokaklara döküyor.Ertesi gün Ünye'de muhteşem bir şekilde karşılanan futbolcular Fatsa ve Perşembe'den sonra merkeze ulaşıyorlar.Buradaki buluşma zafer kazanan bir ordunun şehre girişi misali çok görkemli oluyor.Sokaklarda binlerce vatandaş futbolculara tezahuratlarla sevgi gösterilerinde bulunuyor,Evlerinin,işyerlerinin balkonlarına çıkanlar futbolculara çiçekler atıyor.Stadyuma varan futbolcular halkı selamlıyor, belediye bandosu müzikleri ve havai fişek gösterileri arasında program bitiyor.
Bu güzel müjdelerle halkı sokaklara döken,meydanlarda,stadyumlarda bir araya getiren Ünyesporumuza 2. ligde ve Ordusporumuza Süper ligde başarılar dilerim.
Bugünlerde sokaklarımız ve meydanlarımız boş kalmıyor çünkü 16 Haziran milletvekili seçimlerine çok az kaldı.Ordu'nun önemini bilen ve değer veren parti liderleri Ordu'da mitinglerini yaptılar.Halka seçim heyecanını yaşattılar.Daha önceki yazılarımda CHP mitingini ve MHP mitinginden izlenimlerimi sizlerle paylaşmıştım.Has Parti mitingini Ünye'de yaptığı için takip edemedim. AKP mitingine gittim ve 1 saat bekledikten sonra dayanamayıp ayrılanlar arasında bende vardım. Seçmenleri için birşey demeyeceğim ama orada vatandaşa bilgi ulaştırmak için bulunan gazetecilere,güvenliği sağlayan emniyet mensuplarına,resmi görevle bulunan sağlıkçılara,zabıtaya,zorunlu getirilen taşeron firma elemanlarına hakkınızı nasıl helal ettirirsiniz bilemem.
Ordu'da izlediğim son miting 1 Haziran 2011 tarihinde saat 13.00'de Saadet Partisi Genel Başkanı Prof.Dr.Mustafa Kamalak ve Ordu milletvekili adaylarının düzenlediği mitingdir.Aday tanıtımının ardından kürsüye gelen Sn.Kamalak, mütevazi bir kalabalığa hitap etti. Ordu'dan göçü önleyeceklerini,Anayasayı değiştireceklerini,Taşeron sistemi kaldıracaklarını anlatan genel başkan, Maliye ve Eğitim politikalarını anlattı ve Osmanlıca dil dersinin 1.sınıftan,üniversite son sınıfa kadar devam edeceğine vurgu yaptı.AKP politikalarını ve DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetini Kur'an kurslarına getirdikleri yasak üzerinden eleştirdi.1 saatlik konuşmasının ardından Milli Görüş yemini edilerek miting sonlandırıldı.Saadet Partisine ve herzaman partisi için yoğun mesai harcayan değerli aday Veysel İlhan'a başarılar dilerim.
Hiçbir olumsuzluk yaşanmadan tüm seçmenlerin sandığa gitmeleri,
Bunun bir vatandaşlık görevi olduğunu bilerek,kendisini temsil edecek kişiyi belirlemek için oyunu kullanması,
16 Haziran Milletvekili Genel Seçimlerinin ülkemize hayırlar getirmesi dileklerimle,saygılar sunarım.
İbrahim Yıldıran
Ünyeli Gezgin
Spor,Seçim Heyecanı
ibrahimyildiran@hotmail.com
---------------------------------------------
BİR ÜNYE SEVDALISINA VEFA BORCU
Bu Pazar,doğup büyüdüğüm Ünye’min
Orta mahalle sokaklarında dolaştım.
Çocukluğumu yeniden yaşamak istiyordum o an…
Yaşadığım şimdiki zaman olmasaydı diye düşündüm!
Keşke bugün dünküler gibi geri kalsaymış…
……………………………………………..
Zamanı geri getirebilmekten aciz,bakarken karanlıkta…
Kalabuzu’nu bile çok gören,martı uçmalarında insanlığa!
Yaşatırken hasreti,yaşamadan sahilinde ömrümün…
Kaldır yeniden,kaldır ki makus talihim yeniden gülsün
Mazim Çamlığın kucağına gülümseyişlerle dönsün.
Bu dizeler tabiat ve yeşil dostu,Ünye ve Ünyeli sevdalısı Değerli arkadaşım Mahmut Ufuk Mistepe’nin İNCİR AĞACI adlı şiirinden dökülen mısralar.Çok uzun ve buram buram Ünye kokan şiirini kısaltmak zorunda kaldığım için sevgili dostum umarım beni affeder…
Mahmut Ufuk Mistepe, 03.03.1956 tarihinde Ünye’de dünya’ya geldi.Dört evlat sahibi Hüseyin Bey ve Seniha Hanım’ın tek erkek evladıdır.İlk okulu İnönü İlkokulunda okudu(sınıf arkadaşım)Ufuk çok zeki,duygulu,duyarlı ve güzel ahlak sahibi bir arkadaşımızdı.Daha o yıllarda kendisindeki zeka,üstün erdem ve meziyetler öğretmeni ve arkadaşları tarafından fark ediliyordu..Okuyup Orman Endüstri Yüksek Mühendisi olan Ufuk Mistepe, Yurdun değişik il ve ilçelerinde Orman mühendisi olarak görev yaptı.Mesleki uğraşlarının yanı sıra basın ve yayın hizmetlerine de yöneldi.Yüreğindeki tabiat ve insan sevgisi,hizmet aşkı,bir ufuk insanı olan Sevgili Ufuk Mistepe’yi hizmetten hizmete koşturdu.Bu güne kadar sayısı 26’yı bulan değişik gazete ve dergilerde toplumu eğitici mahiyette her biri başlı başına bir değer taşıyan araştırmalar yayımlamıştır.Ayrıca yayımlanmayan 4 adet mesleki kitabı yazılmış olmanın manevi hazzını da taşımaktadır.Bu değerli hemşehrimiz,mesleki açıdan kendisini eğitmek ve kariyerini yükseltmek için,farklı kurumların Türkiye genelinde açtığı pek çok seminer,konferans ve panele katılmış ve her birinden üstün başarı belgesi almıştır.04.02.2000 tarihinden bu yana Ankara T.MO.Genel Müdürlüğünde A.P.K.uzmanı olarak görev yapmaktadır.
Hemşehrimiz,Ufuk insan Ufuk Mistepe,Ünye kültürünün korunmasında,Ünyeliler arasındaki kardeşlik,birlik ve beraberlik duygularının pekişmesinde, yeşilin her tonunu ağaçlarında,ormanlarında barındıran Ünye’mizin doğal güzelliklerinin,tarihi dokusunun ve mimari yapısının korunmasında 19 yıldır gösterdiği gayret,verdiği hizmetler,Ünye ve Ünyeli hemşehrilerine olan çıkarsız ve bedelsiz sevgisinin bir tezahürüdür.
Sevgili Kardeşim Ufuk Mistepe’ye çalışmalarında başarılar diler,kendim,Ünyemiz ve hemşehrilerimiz adına teşekkürü bir borç bilirim.
Sevgi ve Saygılarımla…
Neşet Naim Öner
Tabibi
BİR ÜNYE SEVDALISINA VEFA BORCU
-----------------------------------------------------------------------------------
TÜRKÜLÜ KÖY
Yıllar önce ülkenin birinde bir köy varmış. Köyün sınırları hayli geniş nüfusu da çokmuş. Önceleri kendi halinde mutlu bir şekilde yaşıyorlarmış. İnsanlar bir birine saygı ve sevgide kusur etmiyormuş. Biraz fakir olmalarına rağmen hallerinden pek şikâyetleri yokmuş. Tevekkül ehli insanlarmış.
Zaman geçtikçe nüfus artıyormuş. Köyün çok mahallesi varmış. Önceleri mahalleler arsasında dayanışma fazlaymış. Düğünlerde, bayramlarda bir araya gelir; yılın belirli zamanlarında bir birlerine gelip giderler imiş. Köyün orta yerinde her hafta “Pazar” kurulur bütün mahalleli yiyeceğinden içeceğine ve el becerilerine kadar her şeylerini bir araya getirir; dostluklar pekişirmiş.
Aradan geçen zaman içinde ekonomik yönden daha zengin olan mahalleliler, “bizim ayrı köy olmamız lazım” demeye başlamışlar. Nüfuslarının çokluğundan dolayı köy olmayı “hak” ettiklerini düşünüyorlarmış. Hatta küçük gruplar halinde toplanıp “köy olmak hakkımız engellenemez” diye naralar atıyorlarmış. Bundan örnek alan diğer birkaç mahallede aynı yolu takip etmiş. Sonunda baskılar sonuç vermiş köy bir anda üç parçaya bölünmüş.
Sonradan köy olan yerlerde seçimler olmuş ve yeni muhtarlarını seçmişler. Köylüler küçülmenin ve dostlarından ayrı kalmanın acısını hissetmeye başlamış. İşin en acı yanı okul birinde, cami birinde ve Pazar yeri başka birinde kalmış. Ayrılığın ilk Cuma günü, camisi olmayan köylüler eski camilere değil de şehirdeki camileri tercih etmişler. Yine köy pazarına diğer iki köyden gelen olmamış. Önceleri pek dikkat etmedikleri bu durum zamanla bir takım sıkıntıları beraberinde getirmiş. Önce köylüler arasında eski dostluklar azalmış. Sonra ekonomik yönden daha zor günler geçirmeye başlamışlar. Artık ihtiyaçlarını karşılamak için şehre gitmeye mecbur olmuşlar.
Bu dağınıklık fakirleşmeyi artırmış ama bir çarede bulamamışlar. Yeni nesil bir öncekilere göre daha amaçsız daha kendine buyruk hareket eder olmuş. Sanki hiçbir problem yokmuş gibi davranıyormuş. Ellerinde bir çalgı aleti orada burada çalıp söylüyorlarmış. Köylerinin adı “türkülü” köye çıkmış. Eski ağır görünümünü yitirmiş. Okumuş yazmış olan bazı kimseler “köy birliklerinden” bahsediyormuş. Bazı yerlerde “birkaç köy birleşip ekonomik yönden kalkınmışlar” diye haber veriyorlarmış. Bu birliklerin en meşhuru da “AĞIrupa” birliği imiş.
Fakirlikten çok çeken yeni köylüler, ihtiyar heyetine müracaatta bulunuşlar.“Birliğe bizde katılalım” demişler. İhtiyar heyeti aralarında konuyu müzakere etmiş ve sonunda “ Birliğe” başvurma kararı almışlar. Sonra bir heyet kurup “Birliğe” müracaatlarını yapmışlar. “Birlik”ten kendilerine gerekli “kriterler” ne olacağını daha sonra bildireceklerini söylemişler.
Aradan bir yıla yakın zaman geçmiş. Bir gün köye gelen postacı özellikle muhtarı aramış. Meğer “Birlikten” mektup gelmiş. Muhtar büyük bir heyecanla ihtiyar heyetini toplantıya çağırmış. Haber köyde sevinçle karşılanmış. Artık fakirlikten kurtulacağız diyenler sevinenlerin yanı sıra daha hür olacağız diyenler de varmış. Herkes kendi meşrebince yorum yapıyormuş. Kendini köyün ve köylünün üstünde gören ve gücüne ve kuvvetine güvenen kişilerde artık bizden kimse sakınmaz diye sıkıntıya girdiyse de, köylünün tamamına yakını istediği için sesini çıkaramamış.
Köy ihtiyar heyeti “Birlik”e gönderdiği heyet ile köyde hatırı sayılır kişileri de toplantıya çağırmış. Mektup heyecan ile açılmış. Düzgün okuyan gür sesli birine okutmuşlar. Mektup “Sayın ‘Türkülü’ köyü yetkilileri” diye başlıyormuş. Ve devam ediyormuş.: “Biz on iki köyden meydana gelmiş AĞIrupa birliği köylüleri yetkilileri olarak KONAKHAN kriterlerini bildiriyoruz. Bu kurallara harfiyen uyulup bir tamam oldukta birlik meclisimiz 5-10 yıl içinde bir karara varıp sonucunu size bildirilecektir. Bu kriterlerden kısa vadeli olanlar on yıl, orta vadeli olanlar 20 yıl ve uzun vadeli olarak da 40 yıl olmak üzere yaklaşık 70yıl içersinde uygulanacak ve her yıl denetlenecektir.” Okuyucu bir an susunca orada bulunan ve kendisine “Gazi” unvanı verilen biri ayağa kalkıp “ Bu şartları savaşta hezimete uğramış devletler ile müstemleke ülkeleri bile kabul etmez” demiş.
Ve şartnamenin tamamı okunmuş. Toplantıda olanlar kâh destekleyerek, kâh hoşlanmayarak dinlemişler.
Toplantı sonucu köye ilanen duyurulmuş. Köylülere de ikiye ayrılmışlar. Bunlardan bir kısmı ille de girelim derken çoğunluk ise “ Onların dediklerini yaptıktan sonra onlara zaten ihtiyacımız olmaz” demişler. Tartışmalar uzayıp gitmiş. Nasılsa yazılanlara göre bir yıl düşünme payları varmış. Türkülü Köyün vatandaşları konuyu kendi aralarında tartışmışlar. Gençlerin büyük çoğunluğu “Birlik” ten yanaymış. O zaman köylerine “hürriyet” gelecekmiş. İşsizler ise başka köylerde de iş bulacaklarını düşünüyormuş. Fakat “kriterlerden” birinin zaten işsizliği çözmeden aramıza almayız şartının ne anlama geldiğini bilmezlermiş. Bazıları da “bu birlik” bize kendini baktıracak herhalde, bizim yükümüz bize fazla bile demiş.
Konu köyde tartışılırken gelen haberlerden biri köyde yankı bulmuş: ŞARKılı köyün müracaatını GARaBet Birliği reddetmiş.
TÜRKülü köy şimdilik türkülerine devam ediyormuş…
Zeki Ordu
Gülistan
Türkülü Köy
----------------------------------------------------------------------------------
GÖNÜL DOSTLARI KALDI MI?
Maddenin arş-ı alaya çıktığı bu günlerde manaya önem veren kaldı mı?
Nefesine hakim olup, kendi lezzet tadarken başkalarına fırsat verenler azaldı galiba?
Benim ekmeğim var, dostuma, komşuma ver diyenler azaldı mı?
Çevremizi bir gözden geçirelim. Bakalım şöyle bir.-Değer neye? Kıymet nelere veriliyor? Doğru mu veriliyor? Yanlış mı?
-Sonuçta, amacına ulaşıyor mu?
-İster ulaşsın, ister ulaşmasın.
-Hedefe neler ulaşıyor?
Paraya, pula, maddeye önem verenlerin bu kadar arttığı birbirini boğazladığı, karşısındakine yaşama hakkı vermediği günümüzde;
Gönül dostu kaldı mı? Tabi emeğin karşılığını herkes alsın. Bizim ona diyecek sözümüz yok… Bizim sözümüz gönül gözü açık olanlar kaldı mı?
Bu tufanda, bu her şeyi önüne katıp götüren selin suyun önüne sel vurmaya çalışan var mı? Yok mu? Bizim sorumuz ona.
Ne abdallar var çevremizde, onların yüzü suyu hürmetine yaşıyoruz. Bolluk ve bereket var çevremizde…
Ama bu tevazudan anlamayan, anlayamayan aptallarda çok. Abdal alim durumunda iken, aptal olmak durumuna düşmüyor mu? İyi ki bu güzel sözler çevremizde yakamoz oluşturuyor.
Gönül dostları çevremizi aydınlatıyor. Arkalarından merhametleri, maharetleri anlatılıyor. Karşıtı olanlar ise ne aydınlatıyor. Ne ismi, ne cismi kalıyor. Yeryüzünde… Tevazu incelik. Alçak gönüllülük…
Kimde ne varsa en zengin o! Yoksa kendisi bilir. Kimseye ahkam kesmeye gerek yok. Ama bildireceksin. Bildiğini anlatacaksın. Tebliğ edeceksin. Sorumluluğunu yerine getireceksin… Görevini hakkıyla yapacaksın.
Senin dinin ‘hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?’ demiyor mu? Hatta kitabın Kuran-ı Kerim ‘İKRA’ diyor. Okumayı öğütlüyor. Bilmeyi öğrenmeyi öğretmeyi sana emrediyor. Nerde;
Bildiğini inandığını, güzelliğini, özelliğini en iyi şekilde göster.
Yolun açık olsun. Kaldı mı gönül dostu? Gönül gözün açıksa etrafında bolca var. Yaşa_başa bakma. Genç yaşlıya bakma. Çelik çocuğa bakma.
__Çevrene iyi bak.
BULURSUN. Ara yeter ki. Gönül dostu, gönül gözü açık demek. Nerede karşılanacağın bilinmez ki. İyi düşün. BULACAKSIN…
YAŞADIKÇA
YAŞAR BAŞAR
GÖNÜL DOSTLARI KALDI MI?
-----------------------------------------------------------------------
Başkan Arpacıoğlu’ndan Destek İstediler
“Okul Yolu” adlı dergiyi ilk kez 2009 yılı şubat ayında çıkaran Ünye Yaşar Gazi İlköğretim Okulu 2 yıldan bu yana kendi imkânlarıyla belli aralıklarla dergiyi çıkarmayı sürdürüyor. Okul yönetimi ve okul aile birliğinin destekleriyle çıkarılan derginin son sayısı için Ünye Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu’ndan destek istediler.
Okul İdarecileri ve Okul Aile Birliği Üyeleri ile birlikte Ünye Belediye başkanı Arpacıoğlu’nu makamında ziyaret eden Okul Müdürü Temel Ovalı “Okul dergimize çıkarmaya başladığımız günlerde çok büyük bir katkı vermiştiniz. Sizin açtığınız o yolda biz de devam ettik. 2 dergi daha çıkardık. 4 dergiye geldik, fakat imkânlarımız kısıtlı olduğu için belli bir maneviyat da gerektirdiği için okul aile birliğimizle karar verip desteğinizi almak istiyoruz.katkılarınızdan dolayı şimdiden teşekkür ediyoruz”dedi.
Ünye Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu “Eğitim konusunda endişe etmeksizin elimizden geldiği kadar destek içersinde olduk. Ünye Yaşar Gazi ilköğretim Okulumuzun da başarılı Müdürü ve aile birliği başkan ve yöneticileri var. Gösterdikleri gayretlerden dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Bizim de bir katkımız oldu ise o da bizi mutlu etmektedir. Eğitim kurumlarımıza, geleceğimizin teminatı olan yavrularımıza yapılan destek ve yatırımların doğru ve gerçek yatırımlar olduğunu düşünüyoruz. Eğitim kurumlarına gücümüz oranında yardım yapmaya devam edeceğiz ”dedi.
Canik Çevre Birliği Toplantısı Ünye’de Yapıldı
Kısa adı Canik Çevre Birliği olan Canik Çevresi, Turizm Geliştirme, Çevre Koruma Ve Temizliği, Yatırım Hizmetleri, Altyapı Tesisleri Yapma ve İşletme Birliği Ünye Belediye Meclis Salonunda toplandı.
Üye belediyelerin (Ünye Belediyesi, İkizce Belediyesi, Çaybaşı Belediyesi, Erenyurt Belediyesi, İnkur Belediyesi, Yeşilkent Belediyesi, Hanyanı Belediyesi, Tekkiraz Belediyesi, Pelikliyatak Beldiyesi, Yenikent Belediyesi, Fatih Belediyesi, Devecik Belediyesi, Kaynartaş Belediyesi, Şenbolluk Belediyesi, Yoğunoluk Belediyesi, İlküvez Belediyesi, Çayıralan Belediyesi, Akpınar Belediyesi, Salman Belediyesi, Seferli Belediyesi, Kızılelma Belediyesi) katılımıyla gerçekleştirilen ve gerekli çoğunluk sağlandıktan sonra yapılan toplantıda ağırlıklı olarak Belediye atıkları sorunu görüşüldü.
Toplantının sonunda encümen üyeleri ve plan-bütçe seçimleri de yapılırken Resmi Gazete’de yayımlanan “Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik” gereği, Katı Atık Bertaraf ve Düzenli Depolama Tesisi için Ordu’da 4 ayrı birlik kurulması ve bu birliklerin acilen yasal statülerine kavuşarak faaliyetlerine başlanması gerektiği konusu ele alınarak değerlendirildi.
Bu birlikler yapılacak uygulama projesi ve CED raporunun içeriğinde;
1. Nüfusun, katı atık miktarının ve içeriğinin belirlenmesi
2. Depolama sahasının taban teşkilinin belirlenmesi
3. Sızıntı suyu toplama sisteminin dizaynı
4. Yeraltı suyu drenaj sisteminin dizaynı
5. Depo gazı toplama ve bertaraf sisteminin dizaynı
6. Depo sahasının örtü dizaynı
7. Tıbbı atıkların uzaklaştırılmasının değerlendirilmesi
8.Depolama Sahası İşletme Planının Hazırlanması
9.Tesis İçin İşletme Sistemi Oluşturulması
Konuları olacak ve AB Çevre Mevzuatı İle Uyumlu Entegre Atık Yönetim Planı hazırlanacak.
Ali Yılmaz Hakkın Rahmetine Kavuştu
Çamurlu Mahallesi sakinlerinden rahmetli damlacı (kiremitçi) Dursun Aşçı’nın kızı Mediha Yılmaz’ın eşi,Şaduman Yıldız,Melek Kılıç ve Ali Yılmaz kardeşlerin babası,Seyit Yıldız ve Ahmet Kılıç ile Hülya Yılmaz’ın kayınpederi, Ünye Soysal Lastik Fabrikasından emekli 76 yaşındaki Ali Yılmaz 31 Mayıs 2011 Salı günü ikamet ettiği Çamurlu mahallesi Kabakçı sokaktaki evinde hakkın rahmetine kavuştu.
01 Haziran 2011 Çarşamba günü akrabaları olan Terme Gündoğdu Köyü merkez camii imam hatibi Abdullah Yıldırım tarafından ikamet ettiği Çamurlu Mahallesi kabakçı Sokaktaki evinin önünde yapılan helalleşme duasının ardından Ünye merkez Büyük Camiye götürülen Ali Yılmaz burada öğle namazına müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Tepe mevkiinde yer alan Türbe aile kabristanlığında ailesi, akrabaları, arkadaşları ve sevenlerinin katıldığı törenle ebediyete uğurlandı.
Aslen Kumrulu olup henüz bir yaşında iken1934 yılında rahmetli ailesi Yusuf ve Ayşe Yılmaz’ın Ünye merkez Yazkonağı Köyüne gelerek yerleşmelerinden sonra askerlik sonrası Ünye merkez Çamurlu Mahallesi sakinlerinden ailesinin tek kızı olan Mediha Aşçı ile hayatını birleştirerek Çamurlu Mahallesine yerleşen ve geçirdiği rahatsızlık nedeniyle son 6 yıldır evinde yataklı tedavi gören evli 2 kız bir erkek çocuk babası,5 torun ve 2 torundan torun sahibi olan Ali Yılmaz ‘a yüce Allahtan rahmet, kederli ailesi ve yakınlarına sabırlar dileriz.
İş Ortağı Ya da İyi Bir Çalışan Arıyor
Ünye adliyesi girişinde uzun yıllar ve halen Halil İbrahim Ocakdan tarafından kurularak faaliyetine başarılı bir şekilde devam eden Halk Yazıhanesine iş yoğunluğu nedeniyle iyi derecede bilgisayar bilen bir ortak ya da çalışan aranmaktadır.
Konuyla ilgili bilgi veren Halk Yazıhanesi sahibi Halil İbrahim Ocakdan ” işyerimizde Tüm Adli Dilekçeler yazılır, Emekli ve SSK işlemleri takibi yapılır ve temyiz dilekçesi yazılır.Ben göreve başladığım günden buyana aktif olarak geçmiş iş tecrübemle işimi eksiksiz olarak yapıp ekmeğimi kazanıyorum.Ancak son yıllarda artan iş yükü nedeniyle tek başıma bu işlerin altından kalkmakta zorlanmaya başladığım için öncelikle işi öğrenerek bu işten adam gibi ekmek yemek isteyen ve bilgisayar bilen çalışkan bir ortağa,olmadı aynı samimiyetle çalışacak iyi bir elemana ihtiyacım var “dedi.
Öncelikle ben kendi işimi kurarak işimin patronu olmak istiyorum,olmadı ben adam gibi burada çalışarak ekmeğimi aşımı bu şekilde kazanmak ist,iyorum diyen ve Arzuhalciliğe ilgi alaka duyan kişi ya da kişilerin Ünye Adliyesi karşısı Merkez Liseler Mahallesi Savcı Erol Tosun Caddesi No: 1/ C Ünye adresinde yer alan Halk yazıhanesine başvurmaları halinde durumu değerlendirerek gereğini yaparız diyen 0544 208 97 84 Numaralı Cep telefonunu kullanan Halk Yazıhanesi sahibi Halil İbrahim Ocakdan” iş benim buradan bana göre balandıra ballandıra anlatmam yetmez .Serbest iş kurarak kendi ayakları üstünde sağlam durmak ve ekmeğini bu yoldan kazanmak isteyen gönüllü kişi yada kişiler bizzat gelip işi yerinde izleyip görecek,aklına yatar ise gereğini birlikte yapacağız ” dedi.
Sevgili Ahmet Merhaba,
Yazilarini begenerek okuyorum, bu sayfayi kendi cabamla buluyoum, hotmail adresime mail olarak bildirme imkani yokmu.
Secimler icin Hayirlisi olsun diyorum.
Haziran 6th, 2011 at 13:28Türkiye Kazansin.