content
31 Ara

Haybeden ve Kaybeden Evet

12 Eylül 2010 tarihli halk oylaması sonrası Anayasa’daki bazı maddelerin değiştirilmesi kararı kesinleşti. Halkın %58’lik kısmı değikliklere EVET demişken, %42’lik kısmı ise HAYIR oyu kullanmıştı.

Bugün 2010 yılının son günü ve değişim kararının üzerinde aylar geçti.

Peki, ne değişti?

Vatandaşların kişisel davalarını bireysel başvuru haklarını kullanarak Anayasa Mahkemesi’ne taşıyabileceklerini söyleyen Başbakan’a buradan soralım: Başvurabiliyor muyuz? HAYIR. Henüz alt mevzuat hazır olmadığından ve Anayasa Mahkemesi’nin duyurusuna göre asgari iki sene sürecek mevzuat çalışmaları sonrası başvurulabilinecek. Ya da iki sene sonra yeni bir Anayasa yapılacak ve belki de böyle bir madde, tamamen kaldırılmış olacak. Aksini iddia edebilecek olan var mı? Yeni Anayasa için seçim sonrasını beklediklerini söyleyen Başbakan’ın kendisi olduğuna göre, bu maddenin yer alıp almayacağının bir garantisi yok demektir.

Yani haybeden, kaybeden EVET…

Çalışan kesmi cezbeden ve birden fazla sendikaya üyelik hakkı getiren bir Anayasal hakkımız oldu. Peki, bunu hiç deneyen var mı? Bir sendikaya üye iken başka bir sendikaya daha başvurup üyelik isteyen var mı? Yok. Neden? Çünkü iş Anayasa maddesi düzenlemekle bitmiyor, İş Kanunu ve Sendikalar Kanunu’nda da değişiklikler gerektiren düzenlemeler henüz başlamadı bile. Yani aldığımız yanıt yine aynı: Henüz mevzuat hazır değil. Yani HAYIR. Bir haybeden ve kaybeden EVET daha…

1980 darbesinin komutanları yargılanacak, hepsine tek tek hesap soracağız diye meydanları inim inim inletmiş olan Başbakan’a ne dediler? Zaman aşımı işler, yasayı geriye yürütemezsin, onların yargı bağışıklığı var. Başbakan ne yanıt verdi? ‘Benim milletim hesabını sorar.’ Sanki burası Patagonya ve biz cuntacılara hesabı hukukla değil, başka türlü soracağız. Darbecilerin yargılanması sağlandı mı? Herhangi bir darbeci komutan hâkim karşısına çıkarılabildi mi? HAYIR. O halde neye Evet istendi? Haybeden ve kaybeden bir Evet daha…

Kişisel Bilgi ve Verilerin Korunmasına dair bir madde de oylandı. Güya şahsi bilgilerimiz devlet eliyle korunacağı gibi, Anayasal bir hak olarak da yerini aldı. Şimdi Başbakan’a sormazlar mı, Karadeniz’den Ege’ye, Mardin’den Edirne’ye kadar çoluk çocuk hepimiz ‘cep telefonlarımızdan’ dinlendiğimizi ya da dinlenebileceğimizi bilmiyor muyuz? Hangi anayasal haktan bahsediliyor? Siyasi bir liderin gizli görüntüleri çekilip basına servis edildi mi? Edildi. Hesabı soruldu mu? HAYIR. Hangi Cumhuriyet Savcısı görüntülerle ilgili soruşturma açtı? Hangi hukukçu yayınlayan basın organları ile dava yürüttü? Hani kişisel veriler ve bilgiler Anayasal güvencemiz olacaktı? Yani haybeden ve kaybeden bir Evet…

Kadınlara pozitif ayrımcılık denilerek kabul edilen maddeden bu yana, kadınların siyasi-iktisadi alanda herhangi bir pozitif ayrımcılığa tabi tutulduğunu gözlemleyenimiz var mı? HAYIR. Bilakis; Diyanet’te kadın depremini yaşadık. TUİK istihdam raporlarından bakınız; geride kalan aylara rağmen, kadınların istihdamında en ufak bir yükselme göremeyeceksiniz. Haybeden ve kaybeden Evet.

“ Bu anayasa 12 Eylül mirasıdır, değişmeli. Öyle ya da böyle değişmeli’ diye ikna turları atmış olan Başbakan’a açık açık sormaya devam edelim.

Seçim Barajı 12 Eylül mirası değil mi?

Seçim Kanunu ( lider seçer, halk da kendi seçti sanar.) 12 Eylül mirası değil mi?

Siyasi Partiler Yasası 12 Eylül mirası değil mi?

Dokunulmazlığınız ve dokunulmazlık 12 Eylül mirası değil mi?

HSYK’da yer alan Adalet Bakanı ve Müsteşarı 12 Eylül mirası değil mi?

YÖK, MGK ve RTÜK 12 Eylül mirası değil mi?

Kim elinizden tuttu da, bunları pakete almadınız?

Neye EVET dedirttiniz, geride kalan üç ayda apar topar yaptığınız değişikliklere bakılınca anlaşılıyor.

HSYK ve Anayasa Mahkemesi’ne dair değişiklikler çarçabuk gerçekleştirildiğine göre, diğer maddelerin de hayata geçirilmesi sağlanacaktır herhalde…

Yapılan değişikliklerle daha demokratik, daha özgür, daha adil ve daha bağımsız olduğunu düşünen her ‘iyimser’ vatandaş, gözünü kulağını dört açıp son birkaç aylık baskı, sindirme, itiş-kakış, işten attırma, tehdit ve şantaj değirmenlerinde öğütülen insanların vebalini boynunda taşıdığını görmelidir.

Vesayet el değiştirdi hepsi bu.

Millet kendi kaderini belirliyor diye düşünenler, kendini kandırmaya devam etsin.

Olan haybeden Evet’lere oldu.

Kaybeden Evet oldu.

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

3 Kere Cevaplanmış to “Haybeden ve Kaybeden Evet”

  1. 1
    İbrahimî Feyzullah YALÇIN Says:

    Sevgili Serdar,
    önümüzdeki seçimde kazanan yine "haybeden-kaybeden evet" olur, sen de bir tane madde daha eklersin yazına.
    🙂

  2. 2
    Murat Serdar Arslantürk Says:

    O vakit bana yazacak bir madde daha değil, haybeden evet'çilerin boynunda bir vebal daha sallanıp duracak demektir.

  3. 3
    İbrahimî Feyzullah YALÇIN Says:

    🙂



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank