content

yazarportal-com-bilgiagi-net-tasviriefkar-com

09 Eki

Hayattan Notlar

Sizlere bir soru sorsam: ‘ sizi hayatta en çok mutlu eden şey nedir?’ desem bana bir çok şey söylersiniz. Bu soru bana sorulduğunda ben de bir çok sıralarım. Bunların başında ise kitaplar gelir. Yani kitap okumak…

Kitapların arasına girdiğim an da her ne okursam okuyayım bu dünyadan soyutlandığımı hissediyorum. Yaşadığım andan kopup bambaşka diyarlara gidiyorum. Varsa hüzünlerimi, sıkıntılarımı unutuyorum. Ve bu beni çok mutlu ediyor.Mutlu olduğum için de beni üzecek ya da üzen olaylara karşı daha ılımlı yaklaşabiliyorum. Hayata biraz daha olumlu bakmaya başlıyorum. Gülüp geçmeyi öğreniyorum…

Fakat birkaç aydır bu zevkten, bu mutluluktan uzak kaldım. Sınavlardı, koşturmacaydı derken bir tane bile kitap okuyamadım. Geçenlerde kitap sever bir dostum yeni aldığı ve henüz okumadığı kitaplarını bana getirdi. O okuyana kadar ben çoktan okurmuşum. İşin içinde kitap olunca asla reddedemem.Pazar gününden bu yana fırsat bulduğum her an kitapların arasında kayboluyorum.hatta bu öyle bir hale geldi ki kitap arası soru çözmeye başladım. Kitap okumaya başladığım andan itibaren kendimi daha  huzurlu ve daha mutlu hissediyorum.

Elime aldığım ilk kitap: Canan Tan’ın Aşkın Sanal Halleri isimli kitabı.  Bir çok kişiye göre Canan Tan bir yazar değil.

Basit konuları seçip, hikayeleştiriyor ve yazıyor. Ben öyle düşünmüyorum. Basit konular seçiyor olabilir ama  bunları güzel bir şekilde hikayeleştirmeyi başaran iyi bir yazar. Özellikle de 15-20 yaş arası gençler için kitapları okunmaya değer. Elbette ki kitapların yaş sınırı yok. Fakat ne hikmetse bende böyle bir düşünce hakim oldu. Oysa kitaplarını her yaştan kesim okuyor. Bu kitabı veren kitap sever dostumda dahil. Bende hemen hemen her kitabını okudum.

Kitabı  elime ilk aldığımda yine bir klasik Canan Tan kitabı okuyacağımı düşünüyordum. Yine tek bir hayat ve tek bir hikaye diyordum. Sayfaları çevirmeye başladığım andan itibaren yanıldığımı gördüm. Bir çok hayat vardı anlatılan ve hepside birbirinden farklı. Kitabın isminden de içerik anlaşılıyor. İnternet aşklarını basit ama güzel bir şekilde dile getirmiş...  

Diğer kitap ise; Alexandra Cavelius’un Leyla isimli kitabı. Bosna savaşında Bosnalı Leyla’nın hayatını ve yaşadıklarını anlatıyor. Leyla savaş sırasında Sırplar tarafından günlerce, aylarca belki de yıllarca tecavüze uğrayan kadınlardan bir tanesi . Onun hayatını okuduğum anda damarlarımda dolaşan o feminist kan daha hızlı akmaya başladı. Zihnimden hep erkekler sanki sadece cinsellik için var düşüncesi geçti. Üzüldüm, sinirlendim, ağladım…

Bu ve buna benzer bir çok kitap okudum. Özelliklede Çeçen direnişçilerinin yaşadıklarını. Her biri bir birinden acı ve gerçek hayatlar. Ve hepsinin ortak yanı Müslüman olmaları… Çeçeni, Boşnağı, Afganı vs… Hepsinde türlü türlü işkenceler, tecavüzler… Kitap bittiğinde düşünmeye başladım. Belki bizlerde topyekün  bir savaşa gireceğiz.

İşkencenin çeşitlerini çekip defalarca tecavüze uğrayacağız. Sonra birileri çıkıp hayatımızı yazacak. Ya da aynı acıları çeken fakat isimleri dahi bilinmeyenlerden biri olacağız. Tıpkı onları kurtaracak kişiler olmadığı gibi savaşa seyirci kalan arada bir ah vah eden belki biraz yardımda bulunan bizler gibi ülkeler olacak. Ama hiç biri o kötü gidişe dur demeyecek ve bizde acı çekmeye devam edeceğiz. İşte bu düşünceler içerisinde durup halime şükrettim. Böyle bir şey olmayacağının da kimse garantisini veremez. Fakat durup düşündüğümde; benim ülkemde topyekün bir savaş yok.

Genç kızların ve kadınların,: babaları, ağabeyleri, kardeşleri, dayıları, amcaları, oğulları dururken yabancı ülkelerin vahşi erkeklerine gerek kalmıyor tecavüze uğramak için… Hemen hemen her gün birileri çıkıp bir birlerini doğrayıp, öldürebiliyor. Haksızlık, adaletsizlik, çirkeflik, çirkinlik diz boyu… Bu duygular içerisinde kitabı masamın üzerine bırakıp diğer kitaba geçiyorum.

Son kitap ise Hanefi Avcı’nın Haliç’te Yaşayan Simonlar isimli kitabı. Aslında bu tarz kitapları okumayı sevmiyorum. Bir şekilde de okuyorum. Kitabın henüz yarısında bile değilim. Fakat her sayfayı çevirmem de çok cahil olduğumu gördüm. Araştırmayan, öğrenmeyen bomboş bir hayat yaşayan ben, tıpkı herkes gibi… Hani burada da bir taraf değilim yanlış anlaşılmasın. Cahilliğim her konuda…Nasıl İslamiyet’e karşı olan Allah ve peygamber inancı olmayan ama olanlara da saygı duymayan, kulaktan dolma bilgilerle hareket eden, ön yargılardan arınıp araştırmaktan, öğrenmekten kaçınanlara kızdığım gibi… Yani bir annenin çocuğuna: ‘ yavrum onu elleme o cıs’ dediğinde çocuğun onu ellememesi gibi. Çocuğun arkadaşı sorsa neden ellemiyorsun dese. Çocuk annem elleme o cıs dedi demesi ve neyi neden ellememesi gerektiğini bilmediği gibi..  Kitap için şuan ki düşüncelerim bunlar. Kitap bittiğinde ne olur bilmiyorum.

Şimdi bu kadar üzücü ve sinir bozucu şeyler okumuşsun, nasıl okuduklarından sonra mutlu ve hayata daha olumlu baka biliyorsun? Diye soranlar olacaktır. Kitapları okumaya başladığım andan itibaren kendi kimliğimi çıkartıp attım.

 Her bir kahraman ben oldum.  Evet, sinirlendim, üzüldüm, ağladım, kendimle yüzleştim. Ama kitapları bitirdiğimde hiç birini birebir ben yaşamadım. Bu yüzden halime şükrettim. Kendi yaşadığım sıkıntıların, üzüntülerin onların yanında bir hiç olduğunu gördüm. Daha genel düşünmeye başladım. yaşanılanları tıpkı diğerleri gibi beynimin bir yerine kaydettim. Belki de dersler aldım.. tıpkı okuduğum diğer kitaplar gibi her birinden ayrı etkilendim.

Ve karar verdim artık kitap okumaya ara vermeyeceğim. Elime her ne geçerse okuyacağım.Çünkü her biri hayatın birer kanıtı…

 Şimdiden alınacak kitapların listesi elimde bile:

Ahmet Ümit’in İstanbul Hatırası isimli kitabı

Firmin Hümanist Entel serseri kitabı

Sunay Akın’nın Ay Hırsızı isimli kitabı

İskender Pala’nın İki Darbe Arasında isimli kitabı

Greance’nin  Ölü  Ruhlar Ormanı isimli kitabı bunlardan bazıları…

Kitap seven herkese de bu üç kitabı tavsiye ediyorum…

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Hayattan Notlar”

  1. 1
    Uğur ÖZALTIN Says:

    Asuman hanım
    Kitapları okuyup kendi anlayış kapasitenizce de olumlu etkiler almış nasiplenmişsiniz kutlarım ve kitap dostluğunuzun devamını dilerim.
    Kişinin her okuduğu kitaptan sonra NE KADAR CAHİL OLDUĞUNU düşünmesi onun o kitaptan verim aldığını gösterir. Bu çok iyi bir şey.
    Toplumumuzun kitap okuma oranı çok düşük ve bu her alanda kendini gösteriyor.
    Hayat da zaten bir kitap değil mi ?
    Çevremizdeki insanlarda o hayat kitabının paragrafları gibi.
    Başarılar selam ve saygılar

  2. 2
    Asuman ORHAN Says:

    Uğur Bey yazılarıma yaptığınız her yorumda sanki yazılarım yeni bir anlam buluyor. Güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim.

    Hayat da zaten bir kitap değil mi ?
    Çevremizdeki insanlarda o hayat kitabının paragrafları gibi.

    bu sözlerin üzerine de diyecek söz bulamadım. Tekrar teşekkür ederim.

    Saygıyla



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank