Hayatın Ağır Yükü
Hiç beklemediğimiz bir anda taşımaya gücümüzün yetmediği ağır yükler yüklemiştir sırtımıza hayat bizlerin, ama gücümüz olmasa bile taşımak zorundayızdır o yükü. Nereye kadar götürebiliyorsak oraya kadar. Atmayı düşünürüz sırtımızdan bu yükü fakat bir türlü başaramayız. Ya mecbur olduğumuzu kabul ederiz ya da atmaya cesaret edemeyiz.
Çaresiz kaldığımız anlarda bir çıkış yolu ararız, bu yolu bulabilmek için de bir yardımcıya ihtiyacımız olur. Tek başımıza çıkamayız o karmaşanın içinden. Birilerinin elimizden tutsun, gönlümüzü alsın isteriz.
Üçüncü kişinin de aramıza girmesine gönlümüz razı olmaz. Gece ile gündüzün bir birini kovaladığı gibi bizde dönüp kalırız aynı yörüngede. Sözler boğazımıza düğümlenir, kelimeler anlamını bulamaz. Tekrar karşılaşmak için saatler sayarız iki laf edebilmek için. Dostça bir merhabanın bile hatırı çok büyüktür bizim için.
Yüreğimize su serper bu konuşmalar dertleşiriz saatlerce. Ben onu dinlerim o da beni. Kanayan yaraya tabip olamayız belki ama en azından sarmaya çalışırız.
Zaman olur bir birimizi yanlış anlar fırça yeriz, zaman olur duygu yüklü sözler gülümsetir bizi. Sanki romantik bir gece yaşamış gibi. Kadere isyan ederiz sonunda ikimizde neden bu zaman neden şimdi diye.
Fakat keş kelerin bir faydası yoktur aradaki mesafenin çok uzak olduğu gibi. İşte o zaman derin bir iç çeker kalırız. İkimizde tarif edemeyiz ne yaptığımızı. Belki anlamsız ama bunu düşünmek aklımıza bile gelmez. Hislerimiz de müsaade etmez silip atmayı. Yük çok ağırdır ama ondan kaçmayı başarmakta bir o kadar zordur.
Öyle durumlar yaşarız ki bunu tarif bile edemeyiz. Tek taraflı olduğunu da söyleyemeyiz, karşılıklı olabileceğini de. Buna ya bizim şartlarımız uymaz ya da karşıdakinin. Sabrımız yoktur daha fazla beklemeye ama boş ver gitsin demeye de yüreğimiz yetmez. Bu nedir, nasıl bir şeydir ben tarif edemiyorum. Biliyorsan sen söyle ama umutların tükendiği yer olmasın.
Biliyor musun haz duyarız zevk alırız çoğu zaman sohbetlerden muhabbetlerden. El ele değmek şart mı yani. Kerem Aslıyı görmeden senelerce gezmedi mi peşinde. Önemli olan sevgi ise görmeden de hissedilebilir. Asıl olan kabullenmek ya da gönül bağları değil mi? Bu duyguları yaşayabilmek değil mi?
Belki de ikimizde taşıyamayacağımız bir yük aldık sırtımıza bocalıyoruz altında. Ama kararlıyız taşımaya gidebildiğimiz yere kadar. Ya ikimiz birden pes ederiz ya da takatimiz kalmayıncaya kadar taşırız. Ama hadi sen git demek yok asla, olamayacakta. Buna katlanabileceğimizi, çekip gidebileceğimizi hiç sanmıyorum.
Hep söyledim onun mutluluğuna en çok sevinen yine ben olacağım. Belki acı çekeceğim ama yinede buna sevineceğim. Çünkü o her şeyi hak ediyor. Mutlu olmalı, geçmişin acısını unutmalı, hak ettiği yerde olabilmeli.
Ey asil ve yüce insan sen hep var olacaksın bende, nerde olursan ol, nasıl olursan ol ama senin varlığın bende olacak. İkiye mi bölüneyim diyeceksin belki ama deme bunu sen yoluna devam et, ben sensizde yürüyebilirim. Peşimden gelen gölgem gibi hep benimlesin sen.
Boş ver be, demiştim ya çileye alışkınım ben katlanmasını bilirim. Kolay olmayacak belki ama inan senin için değer bu yükü taşımaya. Hem de götürebileceğim yere kadar. Sen bunu bil yeter. Sen yoluna devam et, istediğin şekilde ama ben ilk karşılaştığımız durakta hep bekleyeceğim.