Hayatımız Torpil
Türk Dil Kurumunun sözlüklerinde, torpil, bir kimseyi kayırma işi, kayırıcı şeklinde tanımlanmaktadır.
Toplumda, birçok insanın okul hayatında torpil nedeniyle yüksek not aldığı, doğru düzgün direksiyonu tutamazken torpille ehliyet aldığı, memur veya işçi olarak kamuya torpille girdiği, torpille makam/mevkii edindiği, torpil yaparak rahat askerlik yaptığı, kamu kurumlarında torpille daha hızlı iş yaptırdığı, kitap dahi okumazken akademisyen olduğu kamuoyu tarafından bilinen gerçeklerdir. Toplumdaki tüm torpil alanlarını saymak mümkün olmadığından bu kadar örnekle yetinilecektir. Gerisini, okuyucunun hayal gücüne ve kendi gerçeklerine bırakıyorum.
Futbolcuların bile torpille milli takımda forma kaptığı veya büyük takımlarda oynamaya devam ettiği, milletvekili, belediye başkanı adaylıklarında bile torpilin belirleyici olduğu düşünülürse “hayatımızın neden torpil” olduğu daha iyi anlaşılacaktır.
Yüreğin yetiyorsa “Hayatta hangi kazanımlarını torpille elde ettiğini” kendine sor. Eğer, gerçekten yürekli ve samimi bir şekilde tüm kazanımlarını torpilsiz, “kendi yeteneklerimle, çalışmalarımla elde ettim, başım dik, vicdanım rahat”, diyorsan seni ayakta alkışlayalım.
Eğer, “hayatta kazanımlarımı torpille elde ettim” diye samimi bir itirafta bulunursan sonuçlarını birlikte değerlendirelim.
Torpil olayında iki aktör var. Birisi torpil yapan, birisi ise lehine torpil yapılan, yani torpilli diye ifade edilen kayırılan şahıs.
Torpil yapan şahsın davranışı, kesinlikle hakka, adalete, hakkaniyete, vicdana, ahlaka, etik davranış ilkelerine, insan onuruna aykırıdır. Torpil yapmak bir insana yarar/avantaj sağladığı kadar, diğer torpilsiz, masum insanların haklarının gasp edilmesi anlamına da gelir. İnsan hakkını gasp etmeyi kendine onurlarına yakıştıranlar eylemlerine devam etsinler! Gün gelir, belki bu eylemlerinde utanırlar. Tabii, utanacak yüzleri kalırsa.
Kendi lehine torpil yapılan şahısta doğal olarak bir başka insanın hakkını gasp etmiş olur. Bu şahsın davranışı da, yukarıda ifade edilen evrensel ilkelere aykırı olduğu kadar, insanoğlunun ne kadar bencil olduğu anlamına da gelir. Böyle bir davranışı benimseyen insanın, iktidara/amaca giden yolda her şeyi meşru gören Niccolo Machiavelli düşüncesinden ne farkı var? Cevabı, basit. Bizce hiçbir fark yok.
İnsanlar yetenekleriyle hak ettikleri gibi yaşamalı.Başka insanların haklarını gasp ederek değil…
Birazcık adalet…Birazcık vicdan…Birazcık utanma…Birazcık insan olma…kimseye zor gelmesin!
