Hayatımın en Uzun Tatili…
Sevgili eşim Aynur'un sürekli 'tatile çıkalım, tatile çıkalım' istekleri olmasa hayatımın en uzun tatilini yapamayacaktım... Eşim Aynur arkadaşlarıyla Bodrum'da bay-ram için üç günlük tatil rezervazyon yaptırmıştı... Ve biz iki oğlumuzla be-raber arife günü Ege'ye doğru yola çıktık... Önce Küçükkuyu'da abimler-de bir mola verdik... Bayramın ilk gü-nü Küçükkuyu'dan Bodrum'a doğru yola çıktık...
Üç günlük tatilde, Okyanus ve Ak-deniz'le vakit geçirdim... Havuza ve denize birer kez girdim. Toplam daki-kası ise birkaç dakika...
Neyse sonuçta iş yok, haber yok, gazete yok, ödemeler yok, yok oğlu yok...
***
Yıllar önce gördüğüm Pamukkal-e'yi görmek için yola çıktık... Gece vardık Pamukkale'ye...
90'lı yıllarda gördüğüm Pamukkale değişmişti... Oteller kaldırıldıktan son-ra başka bir Pamukkale ortaya çık-mıştı... Yıllar öncesi küçücük bir yer olan Pamukkale, otellerin kaldırıl-masından sonra başka bir güzelliğe dönüşmüştü.
Akşam yemeğimizi Pamukkale'de yedikten sonra, Dinar'da bir otelde kaldık... Ve ben sabaha doğru büyük bir mide rahatsızlığı ile uyandım.. Ço-cukları uyandırmamak ve telaşa vermemek için sabaha kadar kendi başı-mın çaresine bakmaya çalıştım.
***
Ertesi gün Dinar Devlet Hastanesi Acil Bölümü’nde kan tahlili yapıldık-tan sonra, doktorun tahlilleri gördük-ten sonra 'şöyle bir uzan' demesi üzerine telaşa kapıldım. Ciddi bir ra-hatsızlık vardı galiba. Halbuki, sonuç-larını ayakta da söyleyebilirdi.
Neyse ben Pamukkale'de yediğim yemekten zehirlendiğimi düşünürken, yediklerimden dolayı bağırsak enfek-siyonu olmuştum...
Bu satırları yazarken bu hastalığın, 10 seyahat hastalığından biri olduğu-nu öğreniyorum...
***
Dinar'da kahvaltımızı yaptıktan sonra Sivas'a gitmeye karar veriyo-ruz.
Navigasyonumuza Sivas yazıyoruz ve yola çıkıyoruz. Yolların yeni yapıl-masından dolayı navigasyon bazen ya-nılıyor(!) ve biz yolların çıkışını bazen kaçırıyoruz.
Sonunda Afyon'da bir yola giriyo-ruz... Navigasyonu tekrar tekrar kont-rol ediyoruz... Yok gittiğimiz yolun doğru olduğunu ısrarla teyit ediyor...
Ancak ne bir araç geçiyor, ne bir kervan... Köylerin içersinden geçiyo-ruz... Belli ki eski yollardan biri... Neyse kilometrelerce sonra bizi adam gibi bir yola çıkarıyor navigasyon...
***
Uzun tatilde şunu öğrendim. Ka-zaların çoğu uykusuzluktan ve yor-gunluktan gerçekleşiyor. Ve uykumu-zun geldiği her anda en yakın bir ben-zin istasyonuna çekerek uyuduk...
Kısa molalarla kazasız belasız bin-lerce kilometre yol yaptık. Demem o ki, uykunuz geldi, dikkatiniz mi dağı-lıyor mola verin. Ne kende hayatınızı ne de başkaların hayatıyla oynayın.
***
Sivas... Çocukluğumun en uzun se-yahatini yaptığım karlar altındaki kent...
Abimin ilk defa bana askeri bir bot aldığı, uzun yıllar severek giydiğim botumun kenti... Sevgili eşimin kenti Sivas... Ve doğal olarak çocuklarımın kenti... Ve tabi ki hocanın hesabı benim de kentim...
***
İlk akşam Aynur'un babası soba yaktı. Kendisin uyardım. "Hasan amca, dikkat et çocuklar sobayı tanı-mıyorlar bir yerlerini yakarlar, dikkat et..." Sen misin bunu söyleyen yarım saat sonra içeriden bir kıyamet kopu-yor. Akdeniz sobaya düşmüş... Elini yakmış...
Evin içersinde bir telaş, hemen ha-zırlanıyoruz ve Zara'ya dağ köyünden yola çıkıyoruz...
Hastaneye ininceye kadar anamız-dan emdiğimiz süt burnumuzdan geli-yor. Ve oğlumuz kıyameti koparıyor... 25 kilometre boyunca yol bitmiyor. Dağ yolu en fazla yapabildiğimiz hız 30-40 km.
İnsanın çocuklarının bir yeri ağ-rırken, acıdan ağlarken hayatından hayatlar gidiyor.
***
Zara Devlet Hastanesi'nde müda-hale ediliyor. Ancak yanık elini sarı-yorlar. Doktor hanıma yanığın sarıl-maması gerektiğini hatırlatıyorum. Israrla sarılması gerektiğini söylüyor.
Köye dönüyorum. İçim rahat et-miyor... Akdeniz'in doktorunu arıyo-rum. Yarayı hemen açmaması ve kul-landığımız kremi kullanmaması ve yeni krem kullanmamız gerektiğini söylüyor. Gece yarısı tekrar Zara'nın yollarına düşüyorum...
***
İmranlı festivali ve Cogi Baba'da yapılacak açılışlardan dolayı İmranlı İşadamları Dernek Başkanı sevgili kirvem ve sınıf arkadaşım Murat A-çıl, hafta sonu Mustafa Sarıgül ile be-raber Sivas'a geleceklerini hatırlatı-yor.
Hafta sonunu Sarıgül’le geçiriyo-ruz. (Türkiye'de ilk defa Sarıgül'ün adaylığı ile ilgili açıklamayı ve yaptı-ğım söyleşiyi cuma günü gazetemizde okuyacaksınız.) Dönüşte, Kayseri, Ürgüp, Kapadok-ya üzerinden İstanbul'a dönüyoruz.
Salı sabahı geldik İstanbul'a...
Not1: Gezi izlenimlerimizi yazmaya devam edeceğiz.
Not2: Ayrıca Avcılar Kaymakamı Tuncer Savaş'ın Antalya'nın Kepez ilçesine tayininin çıkmasıyla ilgili düşüncelerimizi de yarın yazacağız.