Hayat Devam Ederken
O kadar derin mana taşıyan duygularım var ki, duymak istemeyeceğin kadar anlam yüklü ve istemeyeceğin kadar da hasret dolu.
Yarına hep gülerek bakmayı düşündüm fakat beceremedim galiba her ne yaptımsa sonu hüsran oldu. Ama yüreğimden sevgi hiç eksilmedi. Belki bu sevgiyi sunacak cesareti bulamadım kendimde ama yinede dilim döndüğünce paylaştım layık olanla.
Bedenim titrerken ürkek düşüncelerin altında zaman oldu yüreğim buz tuttu. İçimde beslediğim kin ve nefreti haykırmak istedim acımasız ve zalim hayata karşı fakat bazılarının yanlış anlayacağını düşünerek yine içime gömdüm bütün karamsarlığımı. Umutların bitmeyeceğini düşündüm hep.
Omuzlarıma çöken ağırlık yıldırmadı beni, aldırış etmedim değeri üç kuruş etmeyenlere güldüm geçtim. İyi niyetimin ve dürüstlüğümün karşısında gördüğüm sahtekârlık ve adam olmazlıklar insanlık adına beni üzerken, karşıma çıkan ve hiç beklemediğim, değeri hiçbir şeyle ölçülmeyecek adına dost diyebildiğim, saygının ve sevginin karşılığını verebilenlerle karşılaşmak umutların bitmediğini gösterdi bana.
İşte dedim böyle olmalı insan ve sonra pek çok olayın iyi tarafından bakmayı düşünmeye başladım. Doğru olanın iyiyi kötüden, güzelin çirkinden ayrılmasına inandım. Adam gibi adam olmaktı hep yaşantım ve aynı şekilde olmanın hazzını duydum bir daha. Verdiğim emeklerin pek çoğu boşa gitti belki ama ben kendi adıma düşündüğümde yine kazançlı gördüm kendimi.
Kırıldım ama eğilmedim ve namerde de boyun eğmedim. Var olan azım çok geldi bana kendi halimce kurmuş olduğum yaşam biçimim hiç rahatsız etmedi beni var olanla yetinmesini bildim.
Bazen sustum, bazen üzüldüm fakat suskunluğumun ve üzgünlüğümün kendi bedenimi ve ruhumu incitmekten başka bir faydasının olmadığını ve kendime haksızlık ettiğimin farkına vardım. Değer verdiğim çok insanın son derece değersiz olduğunu gördüm ve insanları bir birinden ayırmaya başladım. Kalbimde ve düşüncelerimde canlandırdığım insan örneklerini aradım. İçimde ki yalnızlığımı paylaşacak beni ben olarak görebilecek dostlar aradım. Fakat bulduklarımın çoğu da diğerlerinden farklı olmadılar.
Bir akşamüzeri dalgın ve yorgun bir şekilde yürürken birine rastladım, merhaba dedim o da bana merhaba dedi. Sanki yıllar önceden aynı caddeyi, aynı sokağı paylaştığım biri gibiydi. Hiç yabancı gelemdik nedense.
Böylece bir yakınlık başladı aramızda daha sonra can olduk bir birimize. Zaman geldi derdimizi yandık, zaman oldu yaşamın inceliklerini paylaştık. Özü güzel, sözü güzel olan bu insan hayatın nice çilesini çekmiş, acılar yaşamış, hayatın içinde pişmiş birisi.
Hoş bakıyor anlıyor ve hafife almıyor karşısındakini. Demiştim ya hani umut bitmemiş diye işte aradığım bir umut oldu bana. Böyle dostlara can kurban diyoruz ya işte onlardan bir dost.
Ne duygularını, ne de iç yüzünü gizlemek gerekmiyor onunla konuşurken. O kadar içten,o kadar sıcak ve samimi.
Karşılaşıp hal hatır sorulduktan sonra koyu bir sohbete dalıyoruz. Döküyoruz içimizi bir birimize öyle paylaşıyoruz ki yaşamın acı ve tatlı yönlerini zaman geliyor ilaç oluyoruz bir birimize. Zaman geliyor hasretini ve özlemini içimizden söküp atamadığımız yalnızlığı paylaşan iki sırdaş oluyoruz.
Ey! Sen vefalı dostum, arkadaşım, sırdaşım bak geceler ne kadar karanlık olursa olsun sabahı mutlaka varmış. Nasıl ki şimdiye kadar dimdik ayakta isen öyle devam et. Yaşadıkça sana yoldaş olmaya adadım kendimi.
Mesafeler ne kadar uzak olursa olsun, kelimeler ne kadar anlamsız olursa olsun. Biz seninle öyle bir dostluk kurduk ki ne uzaklık ne de anlamsızlık umurumuzda. Mademki her şeye rağmen hayat devam ediyorsa, mademki hayat yaşandıkça güzelleşiyorsa, mademki paylaştıkça yürekler birleşiyorsa yeter bunca yıldır çekilen çile.
Gün, her gün yeniden başlasın, kederin gamın yerini neşe sevinç alsın. Evet, kolay olmuyor dostum söylemesi kadar ama inan ömrün son demini coşkuyla yaşamak her şeye değecektir.