Hayali Bir Kişiye Mektup “Bitmeyen Sevda Masalım”
Bitmeyen Sevda Masalım,
Yıllar sonra sana mektup yazmak, hiçbir şey olmamış gibi yeniden "Merhaba..." demek çok zor! Hüzün yağmurlarıyla yıkanmış, sitem yüklü yüreğimi ve yarım kalan aşkımızı
bir kenara bırakıp yine de sana yazmak istedim nedense...
Ne zaman Ankara' ya gitsem bir yalnızlık kaplıyor içimi. Ankara; "an’ı" gitmiş, "kara’sı” kalmış bir il gözümde... Ayrılığımızdan sonra kaç kez gittim oraya, tahmin bile edemezsin. El ele tutuştuğumuz başkent sokakları bizden sonra bomboş kalmış. Kalabalıklar içinde yalnızlığı yaşadım. Sevemedim o şehri bir daha. Oysa seninleyken ne çok severdim. Özlemenin kitabını yazdım yokluğunda... Kim bilir kaç cilt doldu, bitmedi, bitmez de... Anladım ki sen yoksan her yer boş. Issızlık hâkim olmuş dünyaya... Sensizliğimle boğuşurken fark edememişim. Seni kalbime hapsetmişim meğer...
Üzüm gözlüm, senden sonrasını sorma bana... Hatta senden öncesini de... Sen benim hayatımın milâdısın. Milâttan önce sensizdim, milâttan sonra da sensizim. Sen ışık, senden öncesi ve sonrası karanlık bir tanem! Gecenin karası ak kalır yanında sensizliğimin... Seni özlemenin sıkıntısını kimse bilemez, sen bile... Kırık cümlelerimle anlatamıyorum aşkımı. Hiç de anlatamamıştım zaten. Gerçi sen de anlamak istemedin ki! Yalnızlığın limanına demir attığımda el bile sallayamadan çekip gittin. Öyle sessiz bir gidişti ki ayak seslerini kimse duymadı. Hiç ama hiç kimse beni bu kadar muhtaç etmedi kendine... Giderken bende ne varsa alıp götürdün. Aşkımı sürükleyerek kopardın benden... Beni de yanında götürdüğünü fark ettiğimde artık izini, adresini kaybetmek istediğimi fark ettim. Çok sevsem de gururum vardı beni ben yapan. Giderken bende sadece gururumu bırakmıştın. Gurur hiç eksilmedi içimden, sen de hiç eksilmedin. Dönüşü olmayan bir yola girmiştik. Farklı yönlere giden âşık yolculardık. Ya da bendim sadece seven...
Yalanım yok, ben seni çok sevdim. Bunu kendime bile itiraf etmekten hâlâ kaçınıyorum oysa. "Seni seviyorum." diyen ilk sen olmuştun. Ben utanmıştım, hiçbir zaman diyememiştim seni sevdiğimi... İşte, şimdi itiraf ediyorum, hatta haykırarak söylüyorum: "SENİ SEVİYORUM!"
Sen duymasan da, görmesen de hatta bu mektubu hiç okumayacak olsan da... Kocaman harflerle söyledim seni sevdiğimi! Belki içimde daha fazla büyümemen içindir bu davranışım. Adresini yıllarca sakladım, bilmem o adreste misin hâlâ? Gerçi hiç önemli değil, adresi eksik yazacağım, senin soluduğun havayı solusun mektubum sonra bana geri dönsün. Sen dönmeyeceksin, ben de bunu asla senden talep etmedim, etmeyeceğim de... Yüreğimin bir köşesinde ince bir sızı, ılık ılık kanayan kapanmaz bir yarasın. Hep de öyle kalacaksın. Özlemin olmasa ben bu kanayan yarayla da yaşardım. Olmuyor bir tanem, biriciğim, olmuyor. Kimse sevilmemiştir senin kadar. Ne Leyla Mecnun'u, ne Şirin Ferhat'ı, ne de Aslı Kerem'i benim seni sevdiğim kadar sevmedi. Benim aşkımla Yusuf ile Züleyha öyküsündeki Züleyha'nın aşkı yarışabilir ancak!
Uzun uzun yazmaya gerek yok, kâğıda mürekkeple yazmak pek kolaydır. Ben aşkımı kalbime kanımla yazdım. Tek okuyucusu ise benim tabii ki! Bu mektup, eline bile değmeden bana geri gelecek. Yanlış adreslerde dolaşacak, eski evinin kapısına kadar gidecek belki... Bu kadar zaman geçti, hatta bir ömür bitti belki de... Sen o adreste olamazsın, biliyorum.
Gençlik Parkı, Papazın Bahçesi, Botanik Park sensiz o kadar boş ki! Paramız iki tost almaya yetmediğinde bir tost almıştık. Sen tostu paylaşmak istememiştin, açtın ama hepsini bana vermiştin. Parasızdık ama mutluyduk. Hayallerimiz vardı bizi biz yapan. Nasıl da güzeldi o hayaller! Oysa artık hayal bile kurmuyorum. Yıkılacak bir binanın her taşını tek tek dizmek vakit kaybı gibi geliyor artık. En güzel hayalim yıkıldıktan sonra vazgeçtim rüyalarda buluşmaktan.
Duydum, zengin olmuşsun. Gözüm yok, Allah daha fazlasını versin sana... Birgün paradan da değerli şeyler olduğunu anlarsın belki. O zaman, ben olmayacağım yanında... Geçmişe dönmek mümkün olmayacak. İçin acıyacak, gözlerinde birer damla yaş olacak. Dudaklarından birkaç söz yuvarlanacak boşluğa. "Sevmiştim!" diyeceksin; "Vakitsizdi sevdamız, vakitsizdik biz de..." diyeceğim. Yarınlar uzaklaşacak senden, dünler buharlaşacak, umut ise küsecek yüreğine...
Ölsem de seni unutmayacağımı biliyorum ama bir gün unuturum ümidiyle yaşıyorum. Bu sevda masalı sende bitti, bende ebediyen sürecek. Bunu bir ben bileceğim, bir de yüce Mevlâ'm bilecek.
Hüzünlerimi buğulu camlara yazdım bilesin. Ayağına taş değmesin gözbebeğim... Allah'a emanet ol!
Yaralı Kuş
cok ggüzel
Mayıs 30th, 2011 at 16:15Teşekkürler:)))
Mayıs 30th, 2011 at 20:16