Hatayın Künefesi
Hatayın Künefesi
Bir arkadaşım iş icabı Hatay’a gitmiş.
Bana Hatay da başından geçen şunları anlattı:
“Hataya gidilirde künefe yenilmez mi?
İşlerimi hallettikten sonra; bana tavsiye edilen künefeci dükkânına girip, uygun bir masaya oturdum.
Dükkânın içinde birde ne göreyim. Dükkânın camekânı hariç tüm duvarlarına plastik iki litrelik kola, fanta şişeleri iki sıra halinde dizilmiş.
Duvarlar göz hizasında hiçbir özelliği olmayan sarı, kahverengi renkler ile doldurulmuş.
Ben olsaydım o duvarlara güzel tablolar asar, Hataya ait antika özellikli eşyalar ile dekore eder, hoş bir görüntü sergilerdim.
Garson siparişimi almaya geldiğinde, dükkânın sahibinin kim olduğunu sorarak öğrendim.
Künefe servisim yapılmış yememi beklerken; yakınımdan dükkânın sahibi geçmek üzere idi. Kendisini elim ile bir dakika beyefendi diye işaret ettim.
Seslenmem üzerine yanıma geldi buyurun dedi.
Bende kendisine ‘duvarlara dizilen kola şişelerinin güzel durmadığını, başka şeyler yapılırsa daha güzel olacağını söyledim ve sustum’
Patron yüzüme baktı ve ‘sana ne lan, istediğimi dizerim’ dedi ve yanımdan ayrıldı.
Kötü bir şey söylememiştim. Böyle bir karşılık beklemiyordum.
Hatta bana ne yapılabilir deseydi, ne yapacağı hususunda fikrimi söyleyecektim.
Bu karşılıktan sonra ne yapacağımı şaşırdım.
Önce künefeyi yemeden, dükkândan kalkıp gitmeyi düşündüm.
Künefe ise bana beni ye diye bakıyordu.
Uğradığım uygunsuz davranışa rağmen bir güzel künefemi yiyip, üzerine soğuk suyumu içerek, hesabımı ödeyip dükkândan ayrıldım.”
21.10.2009- Ankara