Hastanede Sağ-Sol Vakası!
"Allah Kimseyi Hata İle Terbiye Etmesin"
Saygıdeğer okurlar, yanlış insanların ve yanlış işlerin kaybetmesi, doğruluğun ve doğruların kazanması için mutlak surette yaptığımız ve yapacağımız işimizden emin olmak zorundayız. Bu bütün meslek dalları için geçerlidir. Aksi halde günümüze kadar olduğu gibi bugünden sonra hata yapılan işte ilgili olarak duyulacak son pişmanlık fayda etmez. Biz hayatı paylaştığımız bütün insanlarımız için iyiliği, güzelliği ve doğruluğu pekiştirmek adına başladığımız işimizle ilgili yaşam mücadelemize yaşanması mümkün bütün olumsuzluklara rağmen geri adım atmadan devam diyoruz. Aslında kendinden emin, ne yaptığını nasıl yaptığını bilerek yapan bütün meslek erbaplarının yaptığını yapmanın gayreti içersindeyiz.
İnsanlık, akıl sahibi insan olmak, insanca hareket etmek neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz. Yaptığımız ekstra bir şey yok. Sadece insanlığın gereğini yerine getiriyoruz hepsi bundan ibaret. Yapılan her doğru davranış Allah’ın rızasını kazanmaya yönelik olmalıdır. Bizde bu duygu ve düşünceden hareketle insanlık doğru olmayı ve doğru yaşamayı emrettiği için insanlığın gereğini yerine getiriyoruz.
Bütün bunları yaparken insan olarak hata yapma olasılığımız yok değil var. Ama ne kadar var, işte burası çok önemli. Hata veya yanlış düşünce eksikliği gereği bir ya da iki kez yapılır, üç kez değil. Onu da çok bunaldığınız, şaşırdığınız veya işin içinden çıkamayacağınızı anladığınız esnada(Allah kan düşmanımız dâhil hiç kimseyi şaşırtmasın, bunaltmasın) yaparsınız, ancak bu hata ve yanlış üst üste üç defa olmaz ve olmamalı. Olursa bu hata ve yanlışlık olmaktan çıkar kasta girer.
Allah kimseyi hata ile terbiye etmesin derken, ülke genelindeki sağlık kuruluşlarının bazılarında; özellikle de devlet hastanelerinde, görevli bazı sorumsuz bir yada iki uzman hekimin, bir başka uzman hekim üzerinden hastalarını ameliyat ettiği ve aynı cerrahın sağ fıtık rahatsızlığı şikâyetiyle bıçak altına yatırdığı hastanın, sağ yerine sol kasık fıtığının yanlışlıkla yeniden ameliyat etmesi üzerine, mağduriyet yaşayan hastalardan bir çoğu tarafından haklarını aramak adına, yanlış yaptıklarını düşündükleri doktor yada doktorlar hakkında, suç duyurusunda bulundukları yazılı ve görsel basında zaman zaman yer alıyor.
Evet, saygıdeğer okurlar, hasta böbrek yerine sağlıklısının alınması, tümörlü göz hedeflenirken diğerinin çıkarılması, kanserli meme yerine ötekinin ameliyat edilmesi, fıtığın yerinin karıştırılması gibi yanlış operasyonları yazılı ve görsel basın aracılığı ile duyuyor veya bizzat yaşıyoruz.
Ülke genelindeki bazı sağlık kuruluşlarında, özellikle Devlet hastanelerinde görevli genellikle dikkatsiz doktorlar sayesinde her yıl birçok sağ-sol hatası yaşanıyor. Sayısal açıdan diğer tıbbi yanlışlar kadar fazla olmasa da sonuçları gerçekten vahim. Yanlış organın veya uzvun kesilmesi sakatlık veya ölümle sonuçlanabiliyor. Allah ne hastaya nede hekimlere böyle bir yanlışlık yapmayı ve yanlışlığa kurban gitmeyi nasip etmesin. Çünkü böyle bir hata hem hekimin hem de hastanın hayatını bitirebilir.
Ambulansım Var, Şoförüm Yok!
Bizim hastanemizde genel cerrah uzmanımız var. Ama bizim hastanemizde ambulansımız olmasına rağmen şoförümüz yok! Şu anda teknisyene ihtiyacımız yok. Şoför olarak listeyi verdik. İsteyen buyursun nereye gitmek istiyorsa gitsin. Ama önce gidin cezayı yatırın, ambulansın işini bitirin diyerek çalışan personelinden bazısını makamında dakikalarca sert bir dil ve üslup ile zaman zaman ses tonunu yükseltip ağız bozarak devlet adına milletin kör kuruşunun hesabını sorar gibi görünen yöneticileri (Başhekimleri) bu tuttum ve davranışından dolayı tebrik etmek doğru olmaz diye düşünüyoruz.
Çünkü, devleti ve milleti düşünen bir kamu görevlisi (Başhekimler) öncelikle hastalıkların teşhisinde büyük önemi olan araç ve gereçleri kuruma kazandırarak hastalarını bu alet, bu cihaz bizim kurumda yok deyip hastane dışındaki sağlık kurumlarını işaret ederek hem hastayı, hem de kurumu zorda bırakmaz. Millete ait olan devletin kurumunu özel kurumlar kadar hatta özel kurumlardan daha çok düşünür. Adil bir yönetici sorumluluğunu taşıdığı hekimlere ve tüm sağlık çalışanlarına karşı eşit mesafede olur. Sorumluluğunu taşıdığı kurumun ve kurumdan sağlık hizmeti alacak vatandaşlarının hak ve menfaatlerini korur, gözetir. Doktora öyle, sağlık çalışanına ve hizmetliye böyle davranmaz.adil bir yöneticinin kafası kurumundaki olumsuzluklar nedeniyle ne kadar bozuk ve bulanık olursa olsun başkalarının hırsını çalışanından çıkaramayacağı için, tepkisi doğru olmasına rağmen üslubu doğru kabul edilemez.
Adil görev yapan bir başhekim hastanelerde istenmeden yaşanan yanlış ameliyatlar nedeniyle mahkemeye başvurular olsa dahi kamuoyuna yansıyan olaylara ve dedikodulara hem meydan vermez, hem de olumsuzluklara anında müdahale ederek kurumunda sükûneti sağlar ve hatta sağlamakla yükümlüdür diyor, saygılar sunuyorum.