Zeytin Savaşı Yine Başlıyor
Türkiye’de; kazanan, satışları iyi sektörlerin lobi gücü kadar güç, az vardır.
Zor durumda bir sektörseniz, siyaset sizi pek kale almazken, güçlü iseniz önünüze hep bir yol açılıyor.
Bir formül tutmazsa bir başka formül mutlaka bulunuyor.
Lobi savaşlarının doğasında bu var.
Güçlü olan kazanacak...
Bazıları itiraz ediyor,”olmaz doğa bozulur”, sanki doğa deyince lobiler susacak...
* * *
Susmuyor ve inatlarından vazgeçmiyorlar.
Yaklaşık bir yıl önceydi.
TBMM Sanayi ve Ticaret Komisyonu tarafından görüşülen 3213 sayılı Maden Kanunu’ndaki değişiklik Ege’deki zeytincileri ayağa kaldırmıştı.
Madenciler, “Zeytin alanlarının 3 kilometre yakınına kadar herhangi bir maden veya sanayi tesisi yapılamaz” hükmü bulunan 4086 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmasını istiyorlardı.
Aslında kaz dağlarında harıl harıl altın arayan, bir anda Türkiye’de mantar gibi çoğalan maden arama şirketleri için formül bulunacaktı.Sadece Kaz dağlarında maden arayan 72 şirket vardı.
* * *
Olmadı, madencilerin isteği gerçekleşmedi, tüm körfez bölgesi ayağa kalktı. Özellikle Ayvalık ve İzmir’li üreticiler “Kilometrelerce zincir olur, yine de zeytinalanlarına yönelik 3 kilometrelik yasağın delinmesine izin vermeyiz” dediler.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Başkanı Mustafa Tan,”10 milyon kişiyiz, zeytin alanlarını tarumar ettirmeyiz.” diyerek Başkente gidip mücadele etti.
Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Rahmi Gencer, Ayvalıklı üreticiler adına büyük bir çaba harcadı, direndi.
Maden sektörünün gücü bu maddeyi değiştirmeye yetmedi!
Daha doğrusu bizler öyle sandık...
Oysa bakıldı ki bu formül çok tepki doğuracak, yeni bir formüle geçene kadar vazgeçildi.
Hepsi bu...
* * *
Veee şimdi yeni formül karşımızda...
Bu kez sahne Maden Kanunu değil,Tarım Kanunu...
Zeytinciliğin ıslahı, yabanilerin aşılattırılmasına dair yönetmelikte değişiklik yapılması için bir taslak hazırlandı. Taslağa hemen birkaç hüküm eklendi ve dendi ki “Madencilik faaliyetleri petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetleri, ilgili Bakanlıkların onaylı belgeleri ile mahallin en büyük mülki amirine başvurulur.”
İşte güç...
* * *
Konunun tartışılması gereken bir çok yönü de var elbette. Örneğin, yenilenebilir enerji şirketleri zeytin alanlarının içinde tesis kurmakta zorlanıyor. birkaç kel, güdük zeytin ağacı olunca hiçbirşey yapamaz hale de gelebiliyorsunuz.
Ama bu tür istekler, maden talepleriyle birleştirildi, paçal edildi.
Üstelik bu düzenleme için, enerji şirketleri değil, Hazinenin arazileri için mücadele eden madenciler bastırıyor.
UZZK Başkanı Tan ve Rahmi Gencer, arkalarında üreticiler şimdi yeniden direnmeye başladılar.
İşleri bu kez daha zor...
Bakalım pek de iyi kazanamayan sektör, dünyanın en çok kazanan sektörüne nereye kadar direnecek ?
Hem olmaz ki canım, bu doğa dediğinizin metrekaresi, sonuçta kaç ons ediyor !
AKP’nin büyükşehir adayı Yıldırım’dır
‘Maşallah bu ne öngörü’ diyeceksiniz, daha yerel seçimlere üç yıl var...
Olsun ben söyleyim...
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayıdır...
Gerçi aynam yok ama ipuçlarım var...
Yıldırım, Bakanlığın merkezini çaktırmadan İzmir’e taşıdı. Artık Ankara’ya arada bir gidiyor,
Tamam Başbakan, Bakanları kritik illerle ilgilenmeleri için görevlendirdi de Yıldırım kadar görevine sahip çıkan Bakan görülmedi. İzmir’de Nükhet Hotar ve diğer milletvekillerinin neredeyse esamesi okunmuyor.
Hem Gavur İzmir’i kuşatmak AKP camiası için Bakanlık yapmak kadar onurlu...
Gerçi kehanet yeteneğimi geç keşfettim ama iddialıyım..
Asıl maharet zaten uzağı görebilmekte !