Hasret Başladı!
""Bir dur bakalım, sıcağı sıcağına anlamazsın. Yaran çok taze, henüz hissetmezsin acısını ama zamanla anlarsın nasıl bir özlem olacağını da şaşırır kalırsın!" demişlerdi. Demişlerdi ve diyenleri, gerçekten o zaman anlamamıştım... Hatta acı acı gülümsüyordum, halime; nerde bende o gönül, o hasret benim paslı gönlüme gelip konar mı? diye geçirmiştim içimden, utanarak.. Özleyeceğimi hiç umut etmiyordum...
Oysa şimdi nasıl da fotoğraflarını görünce heyecanlanıyorum, kalbim küt küt atıyor ve kulaklarımdan ruhuma işleyen, yüzyılları aşan o tanıdık aynı makamı duyunca, güçlü bir kasırganın içine girip saniyede yüzlerce devap üçyüz atmış derece kendi etrafımda dönüp, dönüp, hooop huzuruna gelip gözlerimi açtığımda, sanki sen karşımdasın ve nasıl da mutluluk başım dönüyor!
En çok neyini özlüyorum biliyor musun? O ana rahmi gibi beni saran sımcıcak güven duygusunu... Nasıl da ruhumun sanki yaratılıştan bir parçası sana aitmiş gibiydi... Bana açılan her bir kapın, evimin bir odasına ait gibi güvenli ve huzurluydu... Nasıl bu kadar ruhuma tanıdık, nasıl böylesi benden ve sendendim?
İnanılır gibi değildi.. İlk günden itibaren her şeyimle sana aittim sen de benimdin...
Ruhumun en dingin
En mesut günleri
Ah, şimdi nasıl da özlüyorum o yerleri...
Geleceğim yine ey sevgili
Çağırman umudu ile beni
"Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim"(1)
(1) Sezai Karakoç, "Ey Sevgili"