Hasan Şahmaranoğlu’ndan: Almıla
Ülke genelinde bulunan, Türk Ocağı şubelerinin bazılarında, önemli hareketler, etkinlikler dikkat çekiyor.Kayseri ilimiz merkezindeki Türk Ocağı Şubesi de bu önemli hareketliliklerin gözlenenlerin başında geliyor.
Dergilerimizin yayın görünümleri ve sayfalarındaki gezintilerim çerçevesinde, Bugün Kayseri Türk Ocağı Şubesi Dergisinin sayfalarında bir gezinti yapacağım: Derginin 120 nci sayısı masamda. Önce kimliğine bakıyorum:
Sahibi: Prof.Dr. Abdülkadir Yuvalı, Yazı İşleri Müdürü: Satılmış Başaran. Dört kişilik yayın kurulu var. Bu isimler: Mustafa Argunşah, Satılmış Başaran, Bayram Durbilmez, Şamil Yeşilyurt. Yazışma adresi: Esenyurt Mhl. Türk Ocağı Cad. No: 5 Melikgazi-Kayseri.
Derginin elimdeki, masamdaki sayısında imzaları bulunanlar: Prof.Dr. Cihan Dura, Yrd. Doç.Dr. A. Vehbi Ecer, Mustafa Tezel, Eriman Topbaş, Prof. Dr. İsmail Görkem, Ali Aygün, Doç.Dr. Bayram Durbilmez, Ozantürk, Efendi Barutçu.
Günün, Oğünlerin önemli olayları hakkında, bir başyazı mahiyetinde değerlendirme görülüyor ilk sayfada. Elimizdeki sayısında da öyle olmuş.
Prof. Dr. Cihan Dura’nın yazısının girişinden: Atatürk Gençliğe Hitabı’nda bizi iki amansız düşmana karşı uyarır: Dış ve iç bedhahlar. Dış bedhahla (düşmanlar) çirkin Batıdır. Derin merkezdir. İç bedhahlar (düşmanlar) ise, çıkarları uğruna dış bedhahlarla bir olup kendi milleti aleyhine çalışanlardır..
Ozantürk, Bayram Durbilmez hocadan 11 ayrı beşlikten meydana gelen “Yeter be!” adlı başlıklı şiirden, ilk bölüm:
Bitsin bu gözyaşı, bitsin bu terör!
Son verilsin artık akan kanlara,
Siz vampir cellatlar, vicdanları kör,
Nasıl kıyarsınız, nasıl canlara!
Yakışır mı ölüm, genç fidanlara!
Evet, yeter, yeter be artık,
Dinsin, bitsin bu gözyaşı üzüntüler..
Eriman Topbaş’ın 9 ncu sayfada başlayan, “Fransa, siyaset odaklı tarih öğretimine mi yöneliyor?” başlıklı yazısının girişinden:
Eğitim kavramı, değişik yaklaşımlara göre, farklı şekillerde tanımlanmaktadır. Bu farklılık belli bir süreç sonucunda bireyde görülmek istenen özelliklerin farklılığından kaynaklanmaktadır. Her yaklaşım, bireyde kendi anlayışı çerçevesinde özellikler görmeyi arzulamaktadır.