Hangi Milli İrade?
Üzülerek izliyoruz; Türkiye’de tam anlamı ile bir kaos yaşanmaktadır. İnanılmaz, akla, mantığa, vicdanlara sığmayan davranışlar sergilenmektedir. İktidar, kendisi gibi düşünmeyenlere, yardakçılık yapmayanlara, savaş ilan etmiş gibidir. Her türlü hakaret, iftira, baskı, yalan, beyin yıkama operasyonu, ayrımcılık, fişleme, zulüm, kıyım vb. insanlık dışı davranış mubah sayılmaktadır.
Yolsuzluk, rüşvet, torpil, israf, saltanat, iş takibi vb. suçların gündem dışına atılabilmesi için, her yola başvurulmakta, her türlü demagoji yapılmaktadır.
1-Neymiş? “Milli iradenin önü kesilmekte imiş”
? 2-Neymiş? “Paralel Devlet varmış”?
3-Türkiye’de milli irade kalmış mıdır ki, önü kesilsin? Türkiye’de tek bir irade vardır. Sn. Başbakan’ın iradesi.
Her şeye kendileri karar vermekte, herkes onun ağzına bakmaktadır. En küçük bir karşı çıkma, aksi fikir söyleme, hemen cezalandırılmaktadır. Yandaş medyanın da işbirliği, baskılar, iftiralar peş peşe sıralanmaktadır.
Her türlü çirkin yakıştırma, “Vatan Haini, Ajan, Tuzluk vs.” yapılabilmektedir.
4-Bugün Türkiye’de “Demokrasi’nin, D’sinin bile varlığından” bahsedilmez. Zira TBMM, Yargı, Kabine, Bürokrasi, velhasıl tüm birimler devre dışıdır. Tek adam yönetimi vardır.
Fikir, irade, teşebbüs vb. hürriyetlerin tümü rafa kaldırılmıştır.
5-Milli irade kavramı istismar edilirken, AKP’ye oy vermeyenler yok sayılmakta, gayr-ı milli irade olarak vasıflandırılmaktadır. Ülkenin yüzde 50’si devre dışı bırakılmaktadır.
6-Milli irade, iktidara, yolsuzluk yapın, rüşveti yaygınlaştırın, tüm ihaleleri ve özelleştirmeleri yandaşlara peşkeş çekin, yargının önünü kesin, suçluları koruyun, servetlerinize servet katın, iş takibi ve rant peşinde koşun, şehirleri perişan edin mi demiştir?
7- Kaldı ki; her dönemde yolsuzlukların üzerine gidilmiştir. Kimse de "Milli iradenin önü kesiliyor" safsatasının arkasına sığınmamıştır.
a) Hatırlayalım; Milli Şef dönemindeki "Havuz-Yavuz" davasını. İlgili bakan, hemen istifa etmişti. Konu derhal yargıya havale edilmişti.
b) Sayın Ecevit'in "11'lerin transferi" ile anılan hükümetindeki, birçok bakan, yüce divana gitmedi mi? Mahkum olmadı mı?
c) Mesut Yılmaz; Koray Aydın, yüce divana gönderilmediler mi?
d) Sayın Demirel'in yakınları akrabaları, yargılanmadılar mı?
e) Merhum Özal; Özdağları, kendi eliyle yargıya sevk etmedi mi?
f) Sayın Çiller'in döneminde, aynı türden suçlamalar, yargılamalar olmadı mı?
g) Kaldı ki; AKP döneminde, (halkın oyları ile göreve gelen, yani milli iradeyi temsil eden) Sayın Aziz Kocaoğlu ve Sayın Aytaç Durak (ve daha birçok belediye başkanı) ile ilgili yargılamalar olmadı mı? Sizin yandaşlarınız suç işlerse, dokunulmayacak? Diğer partiler söz konusu olunca, milli irade engellenmiş olmayacak? Bu ne biçim mantıktır? 8- Yolsuzluklar açıkta. Deliller ortada.
Bunu hiçbir baskı ile örtemezsiniz. Tetikçi medya için 630 milyon dolar değil, on katı para toplasanız, halkı (hele hele Cenab-ı Hak'kı) kandıramazsınız. Yandaş müteahhitlerin, ne gücü ne de (şaibeli) ihale ve özelleştirmelerden elde ettikleri kazançlar, kafi gelmez.
Mağduriyet masalları da, (bu defa) işe yaramaz. 9- Bu iktidar, Türkiye'yi hızlı uçuruma, kaosa, bölünmeye, ekonomik çöküntüye sürüklemektedir. Devlet çarkı paramparça edilmiştir. Hukuk düzeni ortadan kaldırılmıştır. Güneydoğu, (asıl paralel devlet olan) KCK'ya teslim edilmiştir.
Yurt içinde ve dışında, kavga edilmedik, muhatap kalmamıştır. Terör azmış, devlet otoritesi sıfırlanmıştır. Kaçakçılık zirve yapmıştır. Dış ödemeler açığı 100 milyar dolara ulaşmıştır. Tek çare; halkın 30 Mart'ta, demokrasiye sahip çıkması, 'Tek Adam Yönetimi'ne ciddi bir ders vermesidir. Aksi halde, çok pişman oluruz...