Hangi “An”?
Hayat akıp giderken, zamanın neresine tutunduğunuzu hiç düşündünüz mü? An’la birlikte mi akıp gidiyoruz, arkasından mı koşturuyoruz, yoksa önüne mi geçmeye çalışıyoruz? Hangisini yapıyor olursak olalım, her birimiz bu dünyada kaliteli bir yaşam arzuluyoruz…
Kaliteli yaşam ya da yaşam kalitesi diye de adlandırılan bu deyiş günümüzün popüler kavramlarından biri haline geldi. Artık insanlar bedensel ve ruhsal anlamda ne yaşadığından daha çok nasıl yaşadıkları ile ilgilenir oldular ve yaşam döngülerini de kendilerini gerçekleştirme yolunda attıkları adımlarla oluşturmaktalar. Kendini gerçekleştirme deyimi şu an pek çoğumuzda hümanistik görüşün önemli temsilcilerinden biri olan Maslow’u çağrıştırabilir. Maslow ne demişti; İmkanlar sunulduğunda her insan eninde sonunda kendini gerçekleştirecek, potansiyelinin farkına varacaktır. Sağlıklı insanı tarif etmeye çalışırken de, sağlıklı bir kişiliğin gelişebilmesi için gerekli olan piramit biçiminde bir “ihtiyaçlar hiyerarşisi” oluşturmuş ve bu ihtiyaçların en tepesine de “kendini “gerçekleştirme" ihtiyacını yerleştirmiştir.
O na göre bir insanın kendini gerçekleştirebilmesi için öncelikle güdülenmesi, yani daha alt basamaklarda yer alan fizyolojik, güvenlik, sevme-sevilme-ait olma ve saygınlık sağlama ile ilgili temel ihtiyaçlarına yeterince doyum sağlaması gerekmektedir. Temel ihtiyaçlarına doyum sağlayan kişi de kendini gittikçe daha özgür ve iyi hissedecek ve nihayetinde kendisinde varolan tüm potansiyelini ortaya çıkaracaktır. Diğer bir deyişle “kendisi” olabilecek , kendisini gerçekleştirebilecektir.
Maslow’a göre kendini gerçekleştirmiş bir insan;
Kendini ve başkalarını ve doğayı olduğu gibi kabul eden, güçlü ve zayıf yönleriyle kendisini ve başka insanların farklı duygu ve düşüncelerini hoşgörü ile karşılayıp olduğu gibi kabul eden;,
Gerçeği olduğu gibi algılayıp, içinde bulunduğu ortama kolay uyum sağlayıp,. eksik ve hatalardan aşırı düzeyde rahatsız olmayan;
Daha derin ilişkleri kurabilen, karşısındaki insanlara sevgi ve saygı duyabilen;
Yaşamdan büyük zevk alabilen, düşünce ve davranışlarında özgür,demokratik bir kişilik yapısına sahip,herkesten bir şeyler öğrenebileceğine inanan;
Doğal, içinden geldiği gibi davranan yaratıcı ve mizah anlayışı yüksek, yaratıcı özelliklere sahiptir.
O halde soruyorum, hangimiz bizlere bir kereliğine kesilmiş bir hayat biletini, kendini gerçekleştirmiş bir birey olarak yaşayıp, döngümüzü tamamlamak istemeyiz? Şimdi tam da bu noktada bize verilen bu hayat biletini nasıl değerlendirdiğimiz karşımıza çıkıyor. Bu anlamda zamanın neresinde olduğumuz kendini gerçekleştirme yolunda da nerede olduğumuzun önemli bir göstergesi gibidir aslında. Şu an geçmiş zamana takılıp “keşke”lerle depresif hayatlar mı, ya da “ya şöyle olursa ya böyle olmazsa” tarzında panik hayatlar mı yaşıyoruz?
Yaşam kalitemizin belirleyicilerinden biri de “an’da aldığımız solukları yine “an’da” vermeye çalışmaktır, zamanın gerisine yada ilerisine vermeye çalışmak değil. “Şu An’ını” tam olarak yaşayabilen insan zaten bir elinde sağlam bir “geçmiş” referansı, diğer elinde de “umut”lu bir gelecek bileti taşıyordur. Iskalanan bir “an” ıskalanmış bir hayattır belkide... Yaşam felsefemiz “An”ları yaşanarak geçirilecek güzel bir yolculuk olabilmeli…