content
23 Tem

Hamam Böcekleri

Markette ne varsa almıştı sanki. Bir iki eksik için gitmişti oysa. Eve gelinceye kadar kolları kopmuştu. Ara sıra yolda poşetleri bırakıp kollarını dinlendirerek gelmişti. Hava soğuktu. Kışın ortalarıydı. Allahtan yağmur kesilmişti. Poşetler avuçlarını acıtıyordu. Elleri buz kesmişti. Anahtarı güçlükle çevirdi. Sıcacık bir bardak çay ne iyi olur diye düşündü. Kapıyı açtı.  Holde biri duvara tırmanmaya çalışan, diğeri ayaklarının dibinde dolaşan iki hamam böceği ile karşılaştı. Hiç kımıldamadan öylece kaldı. Poşetler kollarını aşağıya çekiyordu. Küçük bir ayak hareketiyle yerdeki böceği ezdi. Ayağını kaldırmaya cesareti yoktu. Poşetlerini bırakmadan duvardaki böceğe de bir şey yapamazdı. Bütün vücudunun ürperdiğini hissetti. Yorgunluğunu bile unutmuştu. Tüm dikkati duvardaki hamamböceğindeydi. Ne yapacağını düşünemiyordu.  Hiç dayanamadığı haşereydi hamamböcekleri. Yavaşça elindeki poşetleri bıraktı. Ayağını kaldırmadan ayakkabısını çıkardı. Böcek ayakkabının altındaydı. Ayakkabının öteki tekiyle duvardakini öldürmeyi planladı. Elini havaya kaldırdı. O ana kadar kendisini izleyen hamamböceği ani bir hareketle fırladı kaçtı. Arkasından yetişemedi. Böcek kapının girişindeki vestiyerin altına girerek kayboldu. Sinirleri bozulmuş, bütün neşesi kaçmıştı. Kapıyı kapatıp içeri girdi. Nerden çıkmıştı şimdi bunlar.

Ne yapacaktı. Marketten aldıklarını mutfağa yerleştirirken tedirgindi. Dolapların içinden çıkıvereceklermiş gibi şüpheyle baktı hep. Biraz sakinleştikten sonra daha mantıklı düşündü. “ Dışardan gelmişlerdir. Başka da yoktur” dedi.

Ortalığı temizledi. Endişe edilecek bir şey yoktu. Belki bir daha karşılaşmayacaktı. O böcek de geldiği gibi kapının altından çıkıp gidecekti. Böyle olmasını diliyordu.

Gece rahat uyuyamamıştı. Gözlerini ovuşturarak odasından çıktı. Geçit törenine hazırlanan hamamböcekleri dış kapının arkasında sıra olmuş komut bekliyorlardı. Birden çığlık attı. Ani bir refleksle böcek spreyini kaptı. Böceklerin üzerine sıktı. Sayılarını tam bilemiyordu ama dört beş tane vardı. İki tanesi yerde sürünerek biraz ilerledi ve sırt üstü dönerek tepinmeye başladı. Onların işi tamamdı ama diğerleri kaçıp kaybolmuşlardı. Sinirden yerinde duramıyordu.

Bütün gün elinde böcek spreyi evin içinde dolanıp durdu. Birkaç böcek de öldürmüştü bu arada. Önemli olan nereden çıktıklarını bulmaktı. Sanki vestiyerin altından geliyorlardı. Kaçanlar da oraya girip saklanıyorlardı. Evde böcek muhabbetinden başka bir şey konuşulmaz hale geldi. Eşi sürekli abarttığı konusunda ısrar ediyor konunun ciddiyetini anlamıyordu. Derdini kimseye anlatamamanın sıkıntısı bir yana hamamböcekleriyle savaş tüm hızıyla devam ediyordu. Her geçen gün sayıları artıyordu.  O da işi gücü bırakıp deliler gibi böcek kovalıyor, her gün markete gidip böcek ilacı alıyordu. Bu böyle olmayacaktı. Bir yandan da kafa patlatıyordu. Nerden çıkıyordu bu böcekler.

Hamamböcekleri sıcak yerleri yani mutfağı, ocağı, kalorifer kazanını severdi. Ama oralarda yoktu. Sadece dış kapıda ve vestiyerin altında görünüyorlardı. Artık bundan emindi. Dolabı yapan mobilyacıyı aradı. Dolabın sökülmesini istedi. Adam güldü. İki böcek için koca dolap yerinden sökülür müydü? Hem sonra yeniden yerine yerleşmeyeceğini bozulursa sorumluluk alamayacağını söylemişti. Hamamböcekleri her geçen gün sayılarını artırarak evi istilaya devam ediyorlardı. Artık kâbus haline gelmişlerdi. Elinde fıs fıs böcek peşinde koşmaktan kafayı yiyecekti. Ölen böcekleri süpürüp attığı için kimseyi inandıramıyordu. “Hadi canım her evde üç beş tane böcek olur büyütme” diyorlardı. Bu öyle sizin bildiğiniz böceklerden değil diye anlatmaktan dili dolanır olmuştu. Kesin kararlıydı. Dolap molap umurunda değildi artık. Mobilyacıya tekrar uğradı. Bak kardeşim durum bundan ibaret. Gel bir gör. Sök şu dolabı diye ısrar etti. Adam bakarız tamam deyip başından savmış olmalı ki gelmedi. Çıldırmasına az kalmıştı. Bütün parasını böcek ilacına yatırır olmuştu. Evin içine kokudan girilmiyordu. Böcekler sarhoş sarhoş dolaşmaya başlamışlardı. Allahtan odalara kadar ulaşamadan tepetaklak geliyorlardı. Sonunda eşine derdini anlatmayı başardı. “Peki bu gece otelde kalalım evi de bir güzel ilaçlayalım. Hem seninde sinirlerin yatışır, dinlenirsin. Mayolarımızı da alır, havuza girer, bu  bahaneyle tatil yaparız” dedi eşi. Bu düşünce çok hoşuna gitti.

Evi tepeden tırnağa köşe bucak ilaçladılar. Vestiyerin altına üstüne bolca sıktılar. Evi kapatıp gittiler. Bu kısacık tatil gerçekten de sinirlerine iyi gelmişti. Gecelerce rüyalarına giren kâbusu olan hamamböceklerini düşünmek istemiyordu bu gece. Günlerdir iştahtan kesilmişti. Midesi bulanıyordu. Oteldeki yiyecekler, havuz ve duş biraz da romantik müzik O nu bu kâbusundan uzaklaştırdı. Ertesi günü düşünmek bile istemiyordu.

Eve döndüklerinde anahtarı kapıya takarken kalbi hızlı hızlı çarpıyordu. Nasıl bir manzarayla karşılaşacaktı. Kapıyı araladı. Yavaşça süzüldü içeri. Adımları havada asılı kaldı. Ayak basacak yer yoktu. Harmandalı oynar gibi zıplayarak basmak için yer aradı. Hamamböceklerine basmadan içeri geçmeye çalıştı. Çoğu ölmüştü. Ölmeyenlerde sırtüstü tepiniyorlardı. Ben demiştim diye söylendi. Ben böyle olacağını söylemiştim. Biliyordum. Nasıl temizlenirdi ki bu ev. Kendisine inanmayanları düşündü sonra. Böyle bir şey ne görülmüş ne de duyulmuştu bu güne kadar. Saymayı denedi. Delirdin mi dedi kendine. Elektrik süpürgesiyle süpürse bozulur muydu acaba. Yok, olmaz dedi. Çalı süpürgesini ve küreği alarak topladı hamamböceklerini. Tam çöpe atacakken aklına bir fikir geldi. Çok komik geldi, bu düşüncesine gülümsedi. En iyisi buydu. Ona inanmayanlar şimdi ne yapacaklardı bakalım. Bir kavanoza doldurdu ölü böcekleri. O gün akşama kadar hamamböceği süpürdü kapının ağzından. Dolabın altından sürekli çıkıyorlardı. Çıkanı kavanoza koymak için bütün gün nöbet tuttu. Artık hiç şüphesi kalmamıştı. Dolap mutlaka sökülmeliydi. Tekrar mobilyacıya gitti.  Kızgındı. Israrcı tavrıyla dolabın sökülmesini istedi. Eğer gelmezlerse kavanoza doldurduğu hamamböceklerini dükkâna getireceğini söyleyerek tehdit etti onları. Artık herkesi inandırmıştı. Görenler şaşkınlıklarını gizlemiyorlardı. Belki yüzlerce böcek yakalamıştı. Arkası bir türlü kesilmiyordu. Nerden geliyorlardı.

Nihayet dolabı söktüler. Feci bir manzaraydı dolabın altında gördükleri. Yüzlerce ölü böcek vardı. Birbirlerinin üzerine yığılmış, kümeler halinde birbirlerine sarılıp ölüp kalmışlardı. Ölülerin üzerinde sarhoş, yarı baygın dolaşanlar kaçmak için son bir çaba sarf ediyorlardı. Biraz kaçışıp ters dönüyorlardı. Bu ne ya demişti mobilyacı. Ben demiştim de inanmamıştınız diye zafer kazanmış komutan edasıyla kasıldı böcekleri süpürürken. Alışmıştı böcek süpürmeye. Hamamböcekleri vestiyerin arkasındaki duvardan, sıvasız tuğlaların arasından geliyordu. Hiç değilse nerden geldiklerini biliyorlardı şimdi. İlk iş olarak o duvarı sıvattılar. Bolca ilaç sıktılar o duvara. Peki, ama o duvara nerden gelmişlerdi.

O günlerde alt katta tadilat yapılıyordu. Komşular senin böceklerin yuvasını bulduk diye geldiler. Aynı duvarın alt kata uzanan bölümünde eski bir baca vardı. Çoktan iptal edilmiş olduğu için kullanılmıyordu. Meğer hamamböcekleri burada yıllardır yaşarlarmış. Baca yıkılınca tuğlaların arasından yol bulup üst kata taşınmışlar. Hem alt kattan hem yukarıdan ilaç bombardımanına tutulunca hamamböceklerinin kökü kazındı. Bütün apartman ilaçlandı. O günden sonra bir daha hiç hamamböceği görmediler ama bu kâbus uzun süre konuşuldu apartmanda. Esprilerin ardı arkası kesilmedi. Senin böcekler diye takılıyorlardı. Ev iyice temizlenmiş olmasına rağmen günlerce hamamböceklerinin kâbusuyla yaşadı. Onun bu zaafını bilen oğlu plastikten şaka hamamböceği alarak geldi bir gün. Yavaşça annesinin koluna bıraktı. Öyle bir çığlık attı ki kadın kalp krizi geçirip ölecekti. Böyle kötü bir şaka yaptığına pişman olan oğlu defalarca annesinden özür diledi. Bir daha o evde hamamböceği konuşmak yasaklandı.

 ŞERİFE ÇINAR

Etiketler : , , ,

Bu Yazıyı Yazdır Bu Yazıyı Yazdır

2 Kere Cevaplanmış to “Hamam Böcekleri”

  1. 1
    Şerife ÇINAR Says:

    Sizin hiç başınıza gelmedi mi bilmiyorum. Ne feci bir manzaradır. Aman ya şimdi sırası mı demeyin. Bu sıcaklarda zaten bunalmışken, niye daha serinletici bir konu değil de bu diyorsanız...

    İnsan bazı şeyleri başına gelmeden yaşamadan anlayamaz. Bence şimdi okumanın tam zamanı. Neden mi? Henüz önlem almadıysanız aklınıza gelmemişse size bir uyarı olabilir.

    Sağlıklı, keyfli hamam böceksiz günler dieğimle.

  2. 2
    Aynur AVCI Says:

    Merhaba sevgili çınar

    Paylaştığımız yaşamın bir parçasını yok etmek için uğraşsak ta tek elin sesiyle ne kadar faydalı olabiliriz.
    Tabii ki belediye yardımıyla ilaçlanarak en aza indirebiliriz.
    Apartmanda ki uyum da çok önemlidir.
    Kolay gelsin efendim.Sevgimle.



2007-2012 Bilgi Agi / Turkiye nin Interaktif Kose Yazari Gazetesi

Designed By Online Groups
ÇÖZÜM ORTAKLARIMIZ

bizajans, kent akademisi, sunubank