Halklar Neden Ayaklanıyor?
Her şey ortadadır. Önceki ABD Dışişleri Bakanı Condalize Rise bunun işaretlerini yıllar önce vermişti. Coğrafyamızda başlayan durumun adı yeni Yalta sürecidir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Yalta'da Avrupa, Orta Doğu ve Avrasya ABD-Rusya ve İngiltere tarafından yeniden dizayn edilmişti. Bugün olan aynısıdır ama bu sefer ABD tek başınadır yani taksim yerine çıkara göre dizayn söz konusudur.
Paxamericana enerji coğrafyası ile İsrail'in güvenliği için yeni bir harita hazırlıyor.
Mağripteki dalga sadece Arap dünyasına değil, İran'a ve yukarıda ifade ettiğim gibi Türkiye'ye de, metot farklılıkları ile olsa da yansıyacaktır.
Fas'tan Endonezya'ya kadar İslam dünyasında bir kaos var. Bu kaosu, diktatörlüklere karşı çıkan Müslüman halkların başkaldırısı olarak yorumlayanlar olduğu gibi Genişletilmiş Büyük Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi'nin somut uygulamaları olarak görenler de var.
Baskı rejimleri ile yönetilen bu ülkelerin halklarının, eş zamanlı olarak veya birbirini takip ederek ayağa kalkmalarını, devrimci bir şahlanış olarak nitelendirenler, Mısır olayları ordunun yönetime el koyması ile bitince durumu izah etmekte biraz zorlandı!
Libya'da durum biraz farklı! Orada halk hareketini aşiretler yönetiyor! Yani feodalite, demokrasi istiyor!
Arap dünyası için şimdi biraz umutlandım! Emperyalizmin boyunduruğundan kurtulmak istiyorlarsa, nasıl bir toplumsal ruh kazanmaları gerektiğini Avrupa ülkelerindeki devrimlerin oluşumundan ve sonuçlarından öğrenebilirler.
Denilebilir ki, Evet ama bugün dünden çok farklı!
Biliyorum bazıları bu emperyalizm kelimesinin kullanılmasından da fena halde rahatsız oluyor. Çünkü, bu kavramın kabul edilmesi halinde ardından işbirlikçi kavramı geliyor! Rahatsızlığın sebebi budur!
Ama o gün halkları, bütün uğraşılarına rağmen, bir gün halkın varlıklarını refahlarını bağımsızlıklarını korumak zorunda kalacağını biliyordu! Çünkü, kişisel çıkarlarına düşkün olan insanların vatan satıcılığı yapabileceğini kendi tecrübeleriyle öğrenmişti.
Ancak bütün bu ahval ve şerait içinde, yapılabilecek çok şey olduğunu da yine kendileri ispatlamıştı.
Esin kaynağı da dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanan devrimlerdir.
Bunların başında da Türk devrimi gelir.
Türk devriminin lideri Atatürk ne yapmıştı?
Atatürk, dünyada ulus devlet modeli dışında yaşamanın mümkün olmadığını kavrayarak ulusal yapılarını çoktan tamamlamış devletlere karşı, üstelik işgal altındaki bir imparatorluğun elde kalan topraklarında, bir direniş hareketi örgütleyip o hareketin geniş halk kitleleri tarafından benimsenmesini sağladı, ordusunu yeniden düzenledi ve milli gücü oluşturdu, güce dayanarak savaşı kazandıktan sonra da yeni bir savaş başlatarak ulusal devrimi gerçekleştirdi.
"Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk milleti ve bir de milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir. Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin mesnedi Türk topluluğudur" diyordu.
Araplar da kendileri için böyle bir düşünce geliştirmek mecburiyetindedir.
Yalnız şimdi Türkler ve Araplar dahil Avrasya milletlerinin ayrı ayrı değil birlikte hareket etmesi gerekiyor ki koalisyonun yeni stratejik saldırısına karşı kendi küresel modellerini kurabilsinler! Böyle bir gelişme, bütün insanlık için umut ışığı olur.
Günün Sözü: Ders almasını bilmeyenlerin aynı hataya düşmesi kaçınılmazdır.