Halk Oylaması Sonuçları
Ak Parti açısından 2007 ve 2010 Halk oylamalarının sonuçlarına bakıldığında Büyükşehir Belediyesi durumunda olan 16 ilde 2007’de evet diyenlerin ve 2010’da hayır diyenlerin yüzdeleri şöyle sıralanmıştır:Adana: % 60.88 - % 43 , Ankara: % 65 - % 54, Antalya: % 57.63 - % 43,
Bursa: % 67 - % 56, Diyarbakır: % 94 - % 93, Erzurum: % 94 - % 86.87,
Eskişehir: % 59 - % 45.98, Gaziantep: % 79 – % 69.85, Mersin: % 51.92 - % 37,
İstanbul: % 66.71 - % 54.87, İzmir: % 48.69 - % 36, Sakarya: % 77 - % 67,
Samsun: % 77 - % 67, Kayseri: % 73 - % 73, Kocaeli: % 71.52 - % 60.89,
Konya: % 84 - % 78, (13 Eylül 2010 Zaman ve Hürriyet Gazeteleri)
Bilindiği gibi 2007’de yapılmış olan Halk oylamasında Türkiye genelinde evet diyenler % 62 iken 12 Eylül 2010’da yapılan halk oylamasında bu oran % 58 olmuştur. Bir önceki oylaması sonuçlarına göre evet oranı % dört oranındaTürkiye genelinde azalmıştır. Büyükşehir durumunda ki illerin oylaması sonuçlarında da bu durum açıkça görülmektedir. Ancak muhalefet cephesi, 2007 halk oylamasında bu hayır kampanyası için bu kadar çok ısrarlı olmamıştır. 2010 halk oylamasında muhalefet daha yaygın ve ısrarlı çalışmış olmasının sonucunda evet oylarında yüzde dörtlük bir azalmanın dışında sonucu etkileyememiştir. 2007 halk oylaması öncesinde MHP muhalefet cephesinde kampanya yürütmemişken 2010’da muhalefetin iki ana gövdesinden birisi olarak yer almıştır. MHP sahiplendiği geleneğin rağmına bir kampanya yürütmüş, kendi tabanında ciddi tartışmalara ve ayrışmalara yol açmış üstelik istediği sonucu da elde edememiştir. Buna rağmen 2010 halk oylamasının Türkiye’de halkın % 60 sağ, % 40 sol eğilimli olduğu gibi (13 Eylül 2010 Birgün Gazetesi) gerçek dışı iddialar ortaya atılmıştır.
Çünkü % 42’lik hayır oyunun içinde MHP’nin ve DP’nin payları çıkarıldığında gerçek sol eğilimin oranı olacaktır. Sol ile ittifak etmiş olmasına rağmen DP ve MHP’nin solda sayılması ise bazı sol çevrelerin yeni bir buluşu olmalıdır.
Halk oylaması sonunda Başbakan Sn Erdoğan’ın adı sanı bilinmeyen derneklerden, sarının her tonuna boyanmış sendikalardan ABD Pensilvanya eyaletine kadar teşekkür ettiği uzun listeye dikkat edildiğinde % 58’lik evet sonucunda hissedarların oldukça fazla olduğu görülecektir.
22 Ekim 2007 Halk oylamasının ile 12 Eylül 2010 Halk oylaması sonuçlarının Doğu’daki bazı illerde katılım oranları karşılaştırıldığında:
Adıyaman: % 72 - % 80, Ağrı: % 70 - % 56. Batman: % 65 - % 39,
Bingöl: % 79.8 - % 77.7, Diyarbakır: % 52.98 - % 35, Hakkari: %74 - % 7,
Iğdır: % 56.84 - % 51, Mardin: % 75 - % 43, Muş: % 72.88 - % 54,
Siirt: % 71 - % 50.81, Ş.Urfa: % 72.77 - %70, Tunceli: % 58 - % 66.71,
Van: % 65 - % 43 (13 Eylül 2010 Hürriyet ve Zaman Gazeteleri).
Doğu Anadolu’da bulunan bu illerde PKK/BDP boykot çağrısında bulundu. Dolayısı ile bu illerde evet hayırdan çok halkın ne kadar yüzdesinin sandığa giderek oylamaya katıldığı önplana çıkmıştır. PKK’nın silahlı tehditlerinin, şantajlarının Hakkari ve Şırnak illerinde büyük ölçünde etkili olduğu, Ak Parti seçmeninin bile bu iki ilde sandığa gidemediği görüldü. Halk oylaması için her türlü güvenlik tedbiri alınmıştır açıklamalarının bu iki ilde ne kadar inandırıcılıktan uzak olduğunu herkes görmüştür. Batman, Diyarbakır, Mardin ve Van illerinde oylama katılım oranı % 50’nin altında kalmıştır. Elbette hiç seçim ve oylamada katılımın yüzde yüz olmayacağı da dikkate alındığında bu dört ilde oylama katılmayanların tümüyle PKK çağrısını ciddiye alarak katılmadıkları söylenemez. Ancak bir önceki halk oylaması sonuçları, 2009 yerel seçim sonuçları ile birlikte dikkate alındığında PKK/BDP’nin kendi seçmen kitlesini bu dört ilde sandığa gitmesini engelleyebildiği görülmüştür.
Ağrı, Adıyaman, Siirt, Muş ve Ş.Urfa’daki halk oylaması sonuçları PKK/BDP için tam bir hezimettir. Hayali Kürdistan haritalarının ne kadar gerçek dışı ve insan aklını hafife alan bir tutumla düzenlendiğini en açık gösteren belirtilerden birisi de bu beş ildeki halk oylaması sonuçları olmuştur.
12 Eylül 2010 halk oylamasının dikkat çeken sonuçlarından birisi de Zazaların büyük ölçüde PKK/BDP çağrılarını reddetmesidir. Büyük ölçüde Zaza nüfusun meskun olduğu Bingöl, Tunceli gibi illerde katılım oranı çok yüksek olmuştur. Bingöl’de evet oranı % 95 (Katılım oranı % 76), Tunceli’de ise hayır oranı % 81 (katılım oranı % 67) olmuştur. Yine Elazığ, Erzincan gibi Zaza nüfusun önemli oranda meskun olduğu illerde ise PKK/BDP’nin boykot çağrılarının hiçbir etkisi görülmemiştir. BDP’nin başında bir Zazanın bulunmasına (S.Demirtaş) rağmen bu oylamada Zazalar ciddi ölçüde PKK/BDP’den ayrılmıştır. Tunceli’de Belediye seçimlerini BDP kazanmış olmasına rağmen halk oylaması aksi yönde sonuçlanmıştır. Yine Ş.Urfa, Adıyaman, Malatya, Diyarbakır, Sivas, Bitlis gibi yerlerde meskun olan Zazalarında büyük ölçüde boykottan uzak durdukları görülmüştür.
Eğer 2010 halk oylaması sonuçları siyasi bir veri olarak ele alınırsa, bütün iddiaların aksine, Zazaların BDP’de temsilin olmadığı gibi Kürtlerin de% 50’sinin çok altında bir oranının ancak BDP’de temsil edilebildiği sonucu ile karşılaşıldığı teslim edilecektir. Bu yüzden halk oylaması akşamında, Kürtler “Demokratik özerklik istedi, istiyor” gibi nakaratların ciddiyeti hayli şüphelidir. Üstelik silahlı tahdit ve şantaj olmasaydı, herkes korkmadan ve özgürce sandığa gidebilseydi sonucun daha farklı olabileceği de kuvvetle muhtemeldir.
2010 halk oylaması sonuçlarını, etkilerini fazla abartmamak gerekir. İktidar çevrelerinin çoğunlukla “vesayetçi sistem” dedikleri, anayasada yüksek yargı ve TSK’ya verilmiş olan ayrıcalıkların bir kısmı ortadan kalkmıştır. Doğrudan halkın iradesini temsil ettiği kabul edilen seçilmişlerin önündeki yüksek yargı vb ayrıcalıklı kurumların engeli vesayeti önemli ölçüde giderilmiştir. Artık Ak Parti’nin halkın bu desteğini, eğilimini gözeten, dikkate alan kalıcı, köklü icraatlara yönelmesi genel bir istek olarak tezahür etmiştir. Ak Parti’nin mazeretleri yeni baştan ve büyük ölçüde ortadan kalkmıştır.