Halis Kahriman ve 6N+1K…
Yaklaşık 7 yıldır Beylikdüzü'nde yaşıyor...
Dede mesleğine Fransa'dan kesin dönüş yaptıktan sonra, 1977 yılında başlamış.
Avcılar-Firüzköy'de 1 şubeyle başlayan süreç, 2004 yılında Beylikdüzü'nde Beylik Kapalı Pazarı'nda açtıkları 4. şubeyle beraber büyüme başlamış. Bugün 14 şubeye ulaşmış.
Ardından inşaat sektörüne giriş yapmış...
Bugüne kadar 1000 konut üretmiş...
2014 yılında adı, Beylikdüzü'nde AK Parti Belediye Başkan Aday adayı olarak geçti.
Ağrılılar’ın büyük desteğini almasına rağmen, partinin Yusuf Uzun'u tercih edileceği söylenince adaylıktan, büyüklerinin isteği üzerine vazgeçmiş.
****
Yarın söyleşinin detaylarını okuyacağınız bir söyleşiyi, Kahriman ile geçtiğimiz günlerde yaptım.
Söyleşi yaparken, WOW Otel'de Ağrı Dostluk Platformu ile buluşacağını ve bir muhabir gönderip gönderemeyeceğimizi sordu. Bende bir muhabir göndereceğimi söyledim.
****
Toplantıya gönderdiğim muhabir arkadaşım, haberi yapıp gazeteye gönderiyor.
Adı AK Partiyle anılan, Beylikdüzü Belediye Başkan Aday Adayı olarak hafızalara kazınan (ancak müracaat etmeyen) Halis Kahriman ile ilgili bir haber editörün önüne gelince, habere doğal bir ekleme yapılıyor.
"Ağrılı İşadamları ve Ağrı Dostluk Platformu üyeleri, yaklaşan seçimlerde AK Parti İstanbul Milletvekili Aday Adaylığını açıklayan Halis Kahriman'a destek için biraraya geldi." Spotta yer alan bu cümleler haberin içersinde geçmiyordu.
Kahriman; "Yarın siz nerede ol diyorsanız, bu kardeşiniz orada olacaktır. Sizlerden ve milletimizden taraf olarak her zaman mücadele edeceğim" diyerek, Ağrı'nın sevincinin kendi sevinci olacağını belirterek, hemşerilerinin kendisine gösterdiği destek için teşekkür etmiş.
****
Ancak haberin hiçbir yerinde Aday aday olduğunu söylemeyen, bunu ima etmeyen Kahriman, gazetemizin 22 Ocak tarihli sayısında 16. sayfanın manşetinde "Bir elin nesi var, iki elin sesi var" başlığı ile yer alıyor, spot da ise yukarıda dediğim gibi, "AK Parti'den İstanbul Milletvekilliği için adaylığını açıklayan" diye yer alıyordu.
****
Bu örneği neden veriyorum.
Bir insan, herhangi bir partiden aday adayı olmak için nabız yoklayabilir.
Bir insan, herhangi bir parti ismi olmadan da nabız yoklayabilir.
Bu bir tercih meselesi...
Nabız yokladıktan sonra koşullar uygun değilse aday adaylığı için müracaat etmekten vazgeçebilir.
Yine nabız yokladıktan sonra, koşullar uygun ise aday adaylığı için müracaat edebilir.
****
Kimileri 'aday olamasam bile adım duyulur, parti içersinde gelecekte etkili olabilirim' diye müracaat edebilir.
Seçilemeyeceği bir yerden aday gösterilse dahi 'adaylığını' yıllarca bir etiket olarak kullanan adamları çok gördük.
Bırakın bunu, aday adaylığını bile 'adaydım' diye kullananları gördük.
Belki bu seçimlerde de göreceğiz.
Hatta her seçimde her yere aday olanları ya da hep aynı yere aday olanları da gördük. Sanki tombala çekilecek ve onlarda onun içinden çıkacak gibi...
****
Biri için, 'bir partiden aday adaylığını açıkladı' derseniz her şeyden önce demediği için kendisine ayıp yapılmış olur.
İki, milletvekili aday adaylığı için destek istediği kesimler için ayıp olur. Çünkü, daha destek için girişimlerde bulunmaktadır.
Üç, haberi yapan muhabire karşı ayıp edilmiş olur.
Dört, gazetenin olumlu algısına yanlış yapılmış olur.
Beş, editörler haberin içersinden spot çıkarması gerekir ki, haberde geçmeyen bir cümleyi, spota çıkarırsa bu haberciliğin tüm ilkelerini yok saymış olur.
****
Belki, Halis Kahriman yapacağı girişimler sonrasında aday adaylığından vazgeçecektir ve doğal olarak hiçbir partiden aday müracaatı yapmamış olacaktır. Aynen 2009 yılında yerel seçimlerinde yaptığı gibi...
****
İstanbul'da 2014 yılında yapılan adrese dayalı nüfus araştırmasında 157 bin Ağrılı, Ağrı da ise 551 bin 177 insan yaşıyor.
2011 seçimlerinde Ağrı'da bulunan 278 bin 640 seçmenin 208 bin 188'i oy kullanmış. AK Parti 96 bin 525 oyla 3 milletvekili, Bağımsızlar (BDP) ise 82 bin 996 oyla 1 milletvekili çıkarmış.
Anlayacağınız İstanbul'da her koşulda siyasi partilerin 1 Ağrılı adayı parti listelerinden aday göstermesi gerekiyor ki, Ağrılı seçmenlerin oyunu alabilsin.
Geniş kesimlerin desteğini almış Ağrılı bir adayın, partilerin listelerinden aday gösterilmesi mümkün gözüküyor.
****
Kahriman belki de; tüm girişimleri yaptıktan sonra, onbinlerce insanın biraraya geldiği, Ağrılı kanaat önderlerinin ve derneklerinin katıldığı ve de destek imzalarının atıldığı görkemli bir salon toplantısında aday açıklamasını yapacaktır.
Kamuoyunda büyük ses getirecek ve parti kurmaylarının dikkate almak zorunda kalacağı bir etkinlik de, parti kurmaylarının da katıldığı bir toplantı ile aday adaylığının açıklanması anlamlı olacaktır.
Ve bugün için 'adaylığını açıkladı' haberleri kendisi için olumsuzluk olabilir.
Bir salon toplantısında yaptığı adaylık açıklamasının aslında çok da anlamı yoktur, çünkü.
Şayet bir bölgenin, bir ilin, bir gurubun adayı olarak ortaya çıkıyorsanız doğru olan binlerce insanın katıldığı bir toplantı ile bunu yapmaktır.
****
Yaptığınız yanlış bir haberle, haberde olmayan bir spotla birinin izlediği yolu, staretejiyi boşa çıkartmış olursunuz ki, bu hem şahsın kendisine, destek verenlere hemde gazetemize ayıptır.
Tüm meslektaşlarıma önerim şudur: Toplantılarda mutlaka kayıt cihazı bulundurun. Haberin spotunu, haberin içersinden çıkarın. Toplantıda konuşulmayan hiçbirşeyi, subjektif düşüncelerinizi ve arka planda özel konuştuklarınızı asla haberde yer vermeyin.
İnsanların yıllarca uğraştığı hedefe ve emek verdiği projeye zarar verebilirsiniz.
****
5N+1K'ya, (ne, nasıl, niçin (neden), nerede, ne zaman, kim) dikkat edeceğiz ve son yıllarda yeni kullanılan 6N'ye özen göstereceğiz.
6. 'N' ne mi? Nereden sorusu...
Haberin kaynağı nereden? Haberin kaynağı günümüzde de, dünde çok önemliydi.
Çünkü, haberin kaynağının ne olduğu aynı zamanda haberin doğru olup olmadığını, manipülasyon olup olmadığını da belirliyor. Muhabir ve etidör arkadaşlarımıza düşen en önemli görev, haberin nereden geldiğini mutlaka sorgulamak zorunda olduklarıdır.
Son söz: Ne bizi ne de gazetemizi kimsenin kullanmamasına izin verilmemelidir.
Okuyucuyu yanıltma, kandırma, yanlış algı oluşturmak üzere kullanılmamıza izin verilmelidir. Bunu yapabilirsek, gazetecilik mesleğine ihanet etmeden mesleğimizi yapmış olacağız.
Birilerinin masa başında oturup yaptıkları haberlerden kaçınmalıyız ki, mesleki saygınlığımızı koruyabilelim.