Halil Soyuer’i Arıyor ve Özlüyorum
İnsanların vefatla aramızdan ayrılmalarından sonra unutulmanın sıklıkla görüldüğünü, yaşandığını biliyoruz. Şayet birinci deredeki yakınları, dostları, arkadaşları ve üyesi yada mensubu olduğu kuruluş yöneticileri vefalıysa, ölüm yıldönümlerinde anmaların, hatırlamaların gerçekleştirildiği, unutulmaların azaldığı görülüyor.
Edebiyatımızın bilinen, gazeteci şair, yazar ve araştırmacılarından Halil Soyuer’in vefatından sonra geçen zaman içinde, unutulmak bir yana, kızları Nursel ve Birsel ile oğlu Emrah, Nursel’in eşi Hikmet Gündüz(vefalı evlatlar ve damat) başta olmak üzere Türkiye genelindeki dostları, arkadaşları Halil Soyuer ismi üzerinde titrediler,her fırsatta ondan söz edilmesini sağladılar.
Halil Soyuer’in ölümünün 10.yılında, 18 Ocak 2014 tarihinde, Ankara, GMK Türk Dil Kurumu Konferans salonunda gerçekleştirilen İlter Yeşilay’ın sunumunu yaptığı anma toplantısı, Halil Soyuer’in kızı, E.Emniyet Müdürü Nursel Soyuer Gündüz’ün konuşmasıyla başladı. 50.sanat yılında hazırlanmış Halil Soyuer belgeselinin gösteriminden sonra; Abdullah Satoğlu, Prof. Dr. Abidin Kumbasar, Dr. Agah Oktay Güner, Cemal Safi, İsa Kayacan,İsmet Sezgin, Prof. Dr.Necdet Basa,Yahya Akengin,Yekta Güngör Özden, Prof. Dr.Muharrem Gerçeker, Halil Soyuer’le ilgili anılarını,onun şiir, sanat, edebiyat ve gazetecilik anlayışıyla ilgili görüşlerini dile getirdiler.
TRT saz sanatçıları eşliğinde, Elif Avaroğlu, Kenan Güner, Tuncay Yalın üçlüsünce, Halil Soyuer’in şiirlerinin bestelenmişlerinden,” Hançer-i aşkınla ey yâr gönlüm üzre vurma
hiç” adlı eser başta olmak üzere, sözleri Halil Soyuer’e ait öteki TSM eserlerinden örnekler sundular.
Halil Soyuer: 04 Ocak 1921 tarihinde Balıkesir’in Havran ilçesinde doğdu. Babası Bayburt’un Pulur Bucağından ve Akkoyunlu sülalesinden Osman Soyuer, annesi Emine hanımdır.1940 yılında Balıkesir Lisesini bitirdi. Şiire bu çağlarda başladı. Yetişmesinde edebiyat öğretmenlerinin büyük etkisi oldu. İlk şiiri 1937 yılında Balıkesir Lisesi yıl sonu dergisi ‘Alkım’da yayınlandı.
Askerliğinden sonra 1944 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nda memur olarak çalışmaya başladı. Ankara Halkevi salonlarındaki şiir günlerini, Behçet Kemal Çağlar’dan sonra hazırlayıp sundu.1946 yılında Münevver hanımla evlendi. Bu evliliklerinden Nursel, Birsel isimli iki kız çocukları ile Emrah isimli bir erkek çocukları dünyaya geldi. İlk şiir kitabı 1950 yılında ‘Liman’adıyla yayınlandı.
1955 yılında memuriyetten istifa ederek gazeteciliğe başladı. Ulus, Hakikat, Medeniyet, Halkçı, Ankara, Telgraf, Devrim ve Adalet Gazetelerinde polis muhabirliği, istihbarat şefliği, yazı işleri müdürlüğü ve köşe yazarlığı yaptı. Turhan Dilligil’in yayınladığı Adalet Gazetesi kadrosundan,1982 yılında emekli oldu. Sürekli basın kartı sahibi Halil Soyuer, pek çok şiir yarışmasında birincilikler aldı, onlarca ödülün sahibi oldu.
Adı, Havran’da Belediye Meclisi kararıyla bir Caddeye verildi. Balıkesir Belediyesince “Fahri hemşehrilik” ünvanına layık görüldü. Hayatı,TRT tarafından ‘Yöremiz Türkülerimiz’adlı program içinde yapılan çekimlerle, iki ayrı program halinde belgeselleştirildi. Hayatı değişik kitaplar, lisans ve doktora tezleriyle sayfalara aktarıldı.
Liman(1950),Kin, Aylak insalar kenti, Körkuyu, Akşamüstü, Anılarla şairler albümü, Gönül dağları, Sonbahar çiçekleri, Sorma hiç, Zaman akıp gidiyor, Ankara Kabadayıları, Sevgi çiçekleri, Sevgi burcu, Kader faslı, Yürektir sevginin adı,Sevgi bende hiç izne çıkmadı,Sevgi seli,Sevgi bağları,Bakış Mektubu(2002),Şair Dostlarım(2004), adlı kitaplarıyla(20 ayrı kitap)’Çaba’ adlı sanat dergisini üç yıl süreyle yayınladı.
Şiirleri İngilizce, Fransızca ve Farsçaya çevrilen, Yedigün, Çınaraltı, Defne, Ece, Türk Edebiyatı gibi pek çok dergide yayınlanan Halil Soyuer’in 218 şiiri, 65 ayrı bestekar tarafından bestelenerek, TSM dünyamıza kazandırıldı.
Tahlil uzmanı ve araştırmacı Ayhan İnal’ın “Halil Soyuer hayatı ve şiirleri(1981)” yine tahlil uzmanı ve araştırmacı Mustafa Ceylan tarafından “Halil Soyuer’in hayatı, sanatı ve eserleri(2000)”adlı geniş kapsamlı kitaplar yayınlandı.
17 Ocak 2004 tarihinde Ankara’da vefat eden Halil Soyuer’in cenazesi,19 Ocak 2004 tarihinde, Kocatepe Camii’nde kılınan öğle namazının ardından toprağa verilmek üzere doğum yeri olan
Havran’a götürüldü. Soyuer,20 Ocak 2004 tarihinde Balıkesir’in Havran ilçesinde Camii Kebir’de kılınan cenaze namazının ardından Şehir Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Halil Soyuer’in vefatından sonra, Ankara-Yenimahalle Belediyesince de bir parka adı verildi. Kızı Nursel Soyuer Gündüz tarafından “Kazdağı Eteklerinden Ankara Doruklarına Babam Halil Soyuer, Anı-Biyografi(2007)adlı kitapla, oğlu Emrah Soyuer tarafından hazırlanan “Halil Soyuer’in Bütün Şiirleri (2014)”adlı kitap yayınlandı.
Ahmet Tufan Şentürk ve İsa Kayacan’ın birlikte hazırlayıp Nisan 2004’de yayınladıkları ‘Armağan-3’adlı kitabın 193-194.sayfalarında ve İsa Kayacan’ın hazırlayıp Mayıs 2007’de yayınladığı ‘Aramızdan Ayrılanlar’adlı kitabın 62 ve 63.sayfalarında yer alan Halil Soyuer’le ilgili görüşlerden:
1- Şiiir pınarı da ayrıldı aramızdan. Soyuer dedik onlara biz. Birimiz, ikimiz, üçümüz, hepimiz söz ustasıydı, ses ustasıydı, şiir pınarıydı. Bozuldu denge/Anıttı yenge. Vurgun demişti ya Cemal. Böyle vurgun da olmaz be! Yerleri cennet olsun. Evlatların, torunların, tüm dostların başı sağ olsun (Ahmet Tufan Şentürk)
2- Halil Soyuer Ankara’ya geldiğimde ilk tanıdığım şairdi. Benimle yakından ilgilendi. Onda ‘Sevginin hiç izne çıkmayışı’ şiirimizin berraklığını koruyan bir pınar gibiydi.
O’Şiirin mülkiyeti yeteneğin üstüne kayıtlıdır’ diyerek, gerçeklerle sahtelerin ayırımını açık olarak anlatan, beyaz saçlı bir delikanlıydı. Şiir dünyamız için,ikinci bir Halil Soyuer gelir mi?, gelirse kaç yıl sonra gelir,bilinmez!.
Minnet ve saygıyla anıyorum.
Mekânı cennet olsun (İsa Kayacan)