Halil Ağanın Öküzü ve Farkın Farkı!
Değerli okurlarım, malumunuz Mustafa Kemal Atatürk, sık sık memleketi dolaşan bir liderdi. Çiftçi, işçi, sanatkar, esnaf ile konuşur; memleketin derdini arar bulur, meclise getirir, milletvekillerinden, bakanlardan hesap sorardı.
İşte böyle yurt gezilerinden birinde Orta Anadolu’da tarlasında çift süren bir çiftçi ile karşılaşmıştır.
- Kolay gele, bereketli ola ağa.
- Allah razı olsun bey
- Hayrola ağa, öküzün teki ne oldu?
- Devlete borcumuz vardı bey, icra kapımızı çalınca çaresiz kaldık, koca öküzü satıp borcumuzu ödedik.
- “Sağlık olsun ağa” diyerek konuşmasını kısa kesmiştir.
Çiftçinin adı Halil Ağa idi. Atatürk’ün yanındakiler, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya, Salih Bozok, Kılıç Ali, Hüsrev Gerede, Emir Subayı Resuhi Bey, daha birkaç yakını vardı. Yürüyorlardı. Atatürk düşünceli idi. Salih Bozok’u yanına çağırdı. “Salih, yarın sabah git, Halil Ağayı bul, bana getir. Benim kim olduğumu sorarsa, bizim bey seni bir kahve içmeye çağırıyor de. „
Ertesi gün Salih Bozok, Halil Ağa’yı bulmuş Atatürk’ün yanına getirmiştir.
Atatürk ayağa kalkarak; “Buyur Halil Ağa” deyip bir sandalye göstermiştir. Zamanın başbakanı İsmet İnönü de salonda bulunuyordu ve olanlardan habersizdi. Atatürk Halil Ağa’ya dönerek: “Halil Ağa, anlat şu vergi işini bir daha” demişti.
Halil Ağa, vergi borcunu, icrayı, satılan öküzünü tekrar anlattı.
Atatürk kaşlarını çatarak, İsmet Paşa ve Şükrü Kaya’ya dönerek; “Arkadaşlar, biz İstiklal Savaşı’nı Halil Ağa’nın öküzünü icra yoluyla satalım diye yapmadık. Bu memlekette adaleti, vatandaşı böyle mi koruyacağız, gerekirse vergi borcu ertelenebilir. Köylünün çift sürdüğü öküzü elinden alınmaz.”
Halil Ağa “Sen Atatürk Paşamsın galiba, beni bağışla, kusur ettim” diye yalvaracak oldu.
“Sana güle güle Halil Ağa, sen bizim gözümüzü açtın” diye Halil Ağa’yı ayakta uğurlamıştı. Atatürk Türk Köylüsünün borcu konusunda çok titiz davranmıştır. Sahi, bu gün; milyonlarca açlık, işsizlik ve yoksulluk sınırında inim inim inleyen yurttaşlarımızı görse ne derdi acaba!...
Şimdiki yönetcilerle kıyas ettğimiz zaman farkın farkını farkediyorsunuz öyle değil mi?
ATATÜRK KÖŞESİ
Köylü Milletin Efendisidir…
DÜŞÜN-TAŞIN
Alemlerin Rabbi Allah’a Hamdolsun…
GÖNDERMELER
-TÜYAP Fuarcılığın İmparatoru, Kurucusu Ve Yönetim Kurulu Başkanı Bülent ÜNAL’a tartışılan kitabım “Kur’an’da Gladio”’yu imzaladığımı merak ettiği “Kurandaki Gladionun bir numarası” hakkında kendisini bilgilendirdiğimi biliyor musunuz?
-Başkomutanın davetine katılmamayı, teamülleri güçlü kurum olan Türk Silahlı Kuvvetlerine yakıştıramadım, bu emre itaatsizlikle eşdeğerdir.” Diyen Adana milletvekilini tanımayan var mı?
-Türkiye’nin muhtelif akademisyen ve bilim adamlarının Kozan’ın 50 yıllık geleceği üzerine kafa yorduklarını biliyor musunuz?
-Aytaç Durak Bey’i İstanbul’daki imza günüme davet ettiğimi ancak “kendisinin ben Adana’da yaşıyorum” diyerek yanıtladığından haberiniz var mı?
-Gittiği bir barda Fatamagül’ün Suçu Ne dizisinden etkilenen sarhoşların: “Bir güzellikte bize yap” diye musallat olduğu Beren Saat’ın barı neden terk ettiğini biliyor musunuz?
-TÜYAP’ta dillere destan bir Stant açan ALTINKOZA’mızın ünlü sanatçıların ODAK’ı haline geldiğinden haberiniz var m?
-AK Parti Milletvekili Köksal Toptan ve Türkiye Medyasının bence starlarından hemşerimiz Yüksel EVSEN ve dahi ünlü işadamı Murat Sancak’a Kur’an’da Gladio adlı eserimi imzaladığımı biliyor musunuz?
-Beykent İş Merkezinin Erkek Kuaförü Samsunlu Mehmet’in fanatik bir Adana sevdalısı olduğunu biliyor musunuz?
EKSPRES ( yukselmertoglu@hotmail.com)