Hak, Hukuk Hepimiz İçindir…
Kutular…
Para…
Yolsuzluk…
Bakan…
Çocukları…
Ve
Başbakan…
Ve çeteler savunması… Görevden uzaklaştırılan polisler, amirler, savcılar…
Bu kadar pişkinliğe pes diyor, üzerine gerçekten de bir bardak soğuk su içmek gerektiğine inanamıyorum !!
Zira vatandaşın gözünün içine baka baka “bir komplo ile karşı karşıyayız…” deniyor! “Siyasi bir olay” deniyor… “Dindarım deyip, kirli işler çevirenler var” deniyor… “Devletin içine sızmış çeteler var” deniyor… Amma bir türlü sadede gelip; “Bakan çocuklarının odalarında, Genel Müdürün evinde şu kadar milyon Euro veya dolar çıktı, bu hırsızlığın hesabı sorulacaktır” denmediği gibi, hem Bakan ve çocukları, hem de genel müdüre adeta toz kondurulmuyor ve sütten çıkmış AK KAŞIKLAR gibi bakılıyor!!
Dahası ise, en garibi ise; bu hırsızlıkları ortaya çıkaran savcı ve polislerin yer değiştirilmeleri, başka yerlere atanmaları veya görevden uzaklaştırılmaları!!
Nedir bu?
Çok manidar değil mi?
Korkulacak bir gelecek bizi bekliyor!!
Asayiş ve huzurumuzu sağlayan, görevini layıkıyla yapan, hızsıza, kaçağa, soyguna, vurguna, talana göz yummayan, canı pahasına olayı aydınlatan ve kamuoyunun gözleri önüne seren savcımıza, polisimize yapılanlara bakar mısınız?
Korkulacak bir gelecek bizi bekliyor!!
Görev yapamayan, görevini suistimal eden, asayiş ve huzurumuzu sağlayamayan polis ve savcılarımızdan dert yanmamız gerekirken; tam aksine görevlerini yerine getirmelerinden dolayı SIKINTIYA düşüyor, görevden alıyor, uzaklaştırıyor ve SUÇLU muamelesine tabi tutuyoruz!!
Korkulacak bir gelecek bizi bekliyor!!
76 milyon insanımızın idaresiyle yükümlü, devleti çekip çevirmekle görevli hükümetimiz; içinde oluşan bu olgunlaşmış, cerahata dönüşmüş, kokuşmuş yarayı kurutmak, müdahale edip bedenden söküp almak yerine, olayı aydınlatan kuvvetlerimize reva gördüğü uygulama içler acısı, zavallılık örneği..!!
Korkulacak bir gelecek bizi bekliyor!!
“İğneyi kendimize, sonra çuvaldızı başkasına batırmak” diye bir söz vardır! İşte tam da bu bugün ve bu hükümet için söylenmiş olsa gerek! Ergenekon’da, balyoz da, 28 Şubat soruşturmalarında veya normal tüm hallerde, gecenin bir vaktinde veya sabahın erken saatlerinde evlerinden apar – topar alınan insanlar, STK Başkanları, 60-70 yaşlarındaki Generallerin alınış saatleri hiç konuşulmazken; yakınları, hamili kartlıkları, milyonlarca euro ve dolar çetelerinin durumu sözkonusu olduğunda, erken saatlerde alınmaları dile getirilebiliyor ve “daha müsamahakar davranılması gerektiği, sabahın erken saatinde apar-topar alınmaları gerekmediği (!)” söylenebiliyor!
Korkulacak bir gelecek bizi bekliyor!!
Can güvenliğimiz tehlikede…
Kanunlar askıda!!
“Ben dedim olacak” denilen, demokrasiden uzak, kaba kuvvetin hüküm sürdüğü, hırsızın değil, yakalayanın cezalandırıldığı, namuslunun değil, namussuzun prim yaptığı, görevini yapanın değil, yapmayanın alkışlandığı, korunup kollandığı, toz kondurulmadığı bir dönemi yaşıyoruz!!
Sözün Özü!
Neden ve niçinleri lütfen biraz daha detaylı düşünelim… Biraz daha demokrasiyi öne çıkaralım, insan hak ve özgürlüklerinin hepimiz için gerekliliğini, yasa ve kanunların, adalet ve hukukun hepimiz için gerekliliğini, vazgeçilmezliğini bilelim ve savunalım… Unutmayalım ki aynı gereklilikler; bugünün kuvveti AKP Hükümeti mensupları için de yarın geçerli olacaktır. Zira medeni bir ülkede yaşıyoruz ve medeni kanun ve yönetmelikler hepimizin vazgeçilmezi olmalıdır…
