Hahamlar ve Türkiye’deki Siyaset Oyunları
İsrail'in Gizli Yöneticileri "HAHAMLAR" ve Türkiye'deki Siyaset Oyunlar
İsrail'in gizli yöneticileri "haham" kadrosundan oluşuyor. Ve alınan kararlar bu gizli üst kurulun (yöneticilerin) onayından geçerek kararlaştırılıyor.Türkiye'den özür dileme konusunda bazı İsrailli yöneticiler özür dilemekten yana olsalar da gizli üst yöneticiler olan hahamlar bu konuda taviz vermiyorlar.
Aynı zamanda hep söylediğimiz gibi bu hahamlar mason yapılanmasının da beyin kadrosunda yer alıyorlar.
Masonlar, gizli siyonist teşkilatlanmanın bir parçasıdır. Ve maalesef Türkiye'de mecliste yer alan bazı milletvekilleri bu teşkilatın mensubudurlar...
Hahamlar, ABD'de tekrar yönetime hakim olup yeni üretilen silahları neo-conlar ile birlikte denemek istiyorlar. Yöntem aynı; bir bahane bul, gir ve katlet...
Ama gün gelecek devran dönecek ve tüm bu yaşananların bedeli bir gün ödenecek...
Yukarıda bahsettiğim gibi; İsrailliler ellerindeki değiştirilmiş Tevrat'a iman ediyorlar. Tüm siyasi stratejilerini gizli üst yönetici hahamlar kararlaştırarak Tevrat'a uygun en iyi kararı almaya çalışıyorlar.
İsrail'in izlediği bu politika İsrail'in sonunu getirmektedir. Uydukları otoriteye öylesine bağlılar ki; akıllarını çalıştıracak olsalar uyguladıkları politikanın akıl ile hiçbir alakası olmadığına kendileri de şahitlik etmiş olacak. İşte İsrail'in sonunu bu akılsızlığı getirmiş olacak.
Nitekim Kur'an-ı Kerim'de:
“Onlar toplu olarak sizinle savaşmazlar, ancak müstahkem şehirlerde yahut surların ardında sizinle savaşmak isterler. Kendi aralarındaki çekişmeleri oldukça çetindir. Sen onları toplu sanırsın, oysa onların kalpleri dağınıktır. Öyledir, çünkü onlar aklını kullanmayan bir topluluktur.” (Haşr, 59/14)
Yukarıdaki ayette gözüktüğü gibi "Onlar akıllarını kullanmayan bir topluluktur."
Ayrıca İsrail'in ABD dolaylı politikaları ve savaş yöntemleri bu ayette apaçık açıklanmıştır. Özellikle İsrail'in kendisini koruma altına almayı amaçladıkları surları da kendilerine kâr etmeyecektir.
Peki İsrailli yahudiler, Müslümanlardan neden bu kadar korkuyor dersiniz?
İsrail'in izlediği politikalar hep Müslümanlarla ilgili olmuştur. Her Müslüman ülkeyi kendisine potansiyel bir tehlike olarak algılayan İsrail, dünyanın hiçbir yerinde güçlü-güçlenen bir Müslüman ülke görmek istemiyor.
Müslüman ülkelerin en ufak gelişmeleri MOSSAD tarafından titizlikle takip ediliyor, gerektiğinde "yılanın başını küçükken ez" politikası ile olumlu gelişmeler sabote edilmeye çalışılıyor.
İşte İsrailoğullarının korkusu buradan başlıyor;
Ahir zaman Peygamberi (asv) buyuruyor:
“Müslümanlar, Yahudilerle harp etmedikçe kıyamet kopmayacak. Harp olacak ve Müslümanlar onları yenip öldürecekler. Öyle ki, Yahudiler ağaç ve taşların arkasına saklanacaklar, o ağaç ve taşlar konuşarak, 'Ey Müslüman, ey Allah’ın kulu, arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür.' diyecek. Sadece arkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır.” (Ennihaye, cilt 1, shf. 87, 103, 104, 117; İbni Mace, cild: 2, shf: 1363; Müslim, cild: 4 Shf: 2239)
İsrail'in ABD'li Müslüman katletme yöntemi devam edecektir. Siyonistler özellikle güçlenen İran ve Türkiye'yi karanlığa sürüklemek için elinden geleni yapacaktır. Yeri gelecek güç kullanmayı amaçlayacaklardır.. Ve bu gücü Türkiye'ye kullanmak istediklerinde hahamlar kullanmadıkları akıllarının cebelesini çekeceklerdir...
***
Türkiye'de siyaset arenası gitgide kızışıyor, Türkiye'nin derin yapılanması son kozlarını piyasaya sürüyor...
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın görüşmesi akıllara yeni oyunlar silsilesinin oluşturulabileceği hakkındaki soruları getiriyor.
Aynı zamanda derinlerin Kemal Kılıçdaroğlu faslı da sona eriyor. KK'nın koltuğuna tekrar Baykal'ın getirilmesi planlanıyor. Bakalım faturası kesilecek KK'nın yerine "hangi birader" gelecek...
Önceki yazılarımda derin devlet için bu seçimlerin çok büyük bir önem arz ettiğini söylemiştim. Eğer bu seçimde derin devlet partileri etkili olamaz ise derin devlet silah ve anarşi kullanacaktır.
Derinciler, seçimde istediklerini elde edemeyeceğini anlamaya başladıkları vakit Tayyip Erdoğan'a suikast girişimlerde bulunacaklar. İki iki daha dört. Bu konuda güvenlik güçlerimizin çok dikkatli olmaları gerekiyor. Malum güvenlik güçlerimizin içinde "dönmeler" mevcut...
Bu seçimlerden sonra Türkiye istikrarını aynı sistemle sürdürmeye devam ederse; bu durum ülkeyi pozitif yönde çok güzel yollar kat ettirecektir... 2013'de Genelkurmay Başkanlığındaki değişimle de askeriye içerisindeki derin devlet avı zirveye ulaşması bekleniyor.
Dua edelim de bir zehirlenme vakası ile karşılaşmayalım. Yahut kazaya kurban gitti, intihar etti vakasıyla...
***
WİKİLEAKS'TEN SONRA FACEBOOK
Facebook da yakın zaman içerisinde dünyanın en iyi hacker yarışmasını başlatacağını duyurdu.
Bu duyuru ile birlikte facebook dünyanın en iyi hackerlarını hedeflemiş durumda. Bunun nedenlerini çeşitli sebeplere bağlayabiliriz. Ama bunun için erken.
Malum bir anda trilyoner olmuş bir yapıdan bahsediyoruz. Elbette ki bu konularda şüphelerimiz olacak. Wikileaks kadar Facebook da çok fazla bilgiye sahip...
Aslında söylemek istediğim bazı şeyler var amma gene de şu aşamada susmak daha hayırlı olacaktır...
***
AH DERNEK VAH VAKIF
Yazılarımı takip eden dostlar bilirler; dernek ve vakıflar derin devletin damar yollarıdır.
Bu konuda bir haberi siz değerli okuyucularımızın dikkatine arz etmek istiyorum:
http://www.aktifhaber.com/iste-cyddnin-burs-verdigi-pkklilar-366979h.htm
Eşref Zeki PARLAK
e.zekiparlak61@hotmail.com
Twitter: http://twitter.com/#!/ezmparlak
Güzel, faydalı yazı için teşekkür ederim Eşref.
Ocak 16th, 2011 at 01:16Eşref bey,
Ocak 16th, 2011 at 13:22Yazınızın son bölümünde yer alan haber bağlantısında, ÇYDD'den burs almış olan bazı şahısların terör örgütüyle bağlantısı olduğu iddia ediliyor. Buna yorum yapmak isterim.
ÇYDD bir istihbarat örgütü olmadığından, burs vereceği öğrencilerin niteliklerini belli bir kademeye kadar değerlendirebilir.Bu ülkede devletin resmi bursunu almış binlerce hırsız, gaspçı, rüşvetçi, sahte çekçi ya da kalpazan olabilir. Bu, devletin bunları gözeterek, bile bile burs verdiği anlamına gelmez.
Ben de burslu okumuş öğrencilerden biriyim ve sayısız arkadaşım muhtelif burslardan istifade etmişler. İçlerinde şu an cezaevinde olanlardan tutun da, Rusya'da kaçak yaşayanlar da var.
Terör örgütü üyesi/avukatı/yazarı olanlar TBMM'ye bile girmişken, talebelik zamanında bir yerden burs kullandıklarını gösterip ilişkilendirmek doğru görünmüyor.
Yorumlarım habere ilişkindir.
Selamlar.