Haber Türk Maymuncu Mu?
Türk medyası maymuncudur' desek önemli ölçüde hata etmiş olmayız. Hürriyet, Habertürk, Cumhuriyet, Milliyet, Sözcü gibi gazetelerde sürekli olarak insanlık tarihi ile ilgili saçma sapan teoriler, kesin bir dille haberleştirilir. Bunun son örneği 3 Temmuz tarihli Habertürk gazetesinde yer aldı.
“912 bin yıl önce insan” başlıklı haberde, Mart ayında Güney Afrika'da bir mağarada bulunan 15 iskeletin insanlık tarihini değiştirebileceği iddia ediliyordu.
912 bin yıllık olduğu iddia edilen kemiklerin, “evrim sürecinde ilkel primatlar ile insan arasında bir köprü” olduğu iddia ediliyormuş soytarı bilimcilerce.
Aynı gazetede bu saçmalıklar konusunda o kadar çok haber çıkmış ki bunlardan biri de şöyle: ‘ABD'li bilim adamlarının bitlerin DNA analizlerinden elde ettiği verilere göre, insanoğlu ilk kez 170 bin yıl önce giyinmeye başlamış'mış.
Araştırmayı gerçekleştiren Florida Üniversitesi'nden Dr. David Reed adlı şempanze, bunun yanında atalarımızın vücudundaki yoğun kılların dökülmesiyle kıyafet giymeye başlamaları arasında 830 bin yıllık bir süreç olduğunu vurgulamışmış.
Bu tür haberler gazetenin zihniyetini ele vermesi bakımında son derece önemli.
Darwin teorisi olarak bilinen ve insan diye bir varlığın olmadığını, maymunun zaman içinde evrimleşerek insanlaştığı tezini günümüz şartlarında savunan bir kişiye “insan” denilebilir mi? Doğrusu ben dememeyi tercih ederim.
Bu tip kimseler Allah'ın varlığına inanmıyorlarsa zaten söz biter. İnanıyorlar da bu düşüncede iseler, onların inandığı yaratıcı ile bizim inandığımız Allah (c.c.) aynı olamaz.
Allah (c.c.) Kur'an-ı Kerim'de yaratılma hadisesini açık seçik bildirmekte ve her şeyi ilk insan Âdem'e öğrettiğini beyan etmektedir.
Aksi yöndeki yayınlar Müslüman mahallesinde salyangoz satma girişimindeki ısrarı gösterir.
GÖRMEZ SAKAL-I ŞERİFTEN NEDEN RAHATSIZ?
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Habertürk gazetesine konuşmuş ve “DAEŞ'e tek bir kişi dahi katılsa kendimizi mesul sayarız” demiş. Keşke bununla kalsaydı. Devamında ise şu talihsiz açıklamalarda bulunmuş: “Ben bir hadis talebesi olarak derim ki; Hz. Peygamber (s.a.v.) bugün yaşasaydı Sakal-ı Şerif'leri yasaklardı…”
“Neden” diye sormaya gerek yok. Zira İbn-i Teymiye geleneğinin böyle bir takıntısı var. Hadisçi bile olsalar bir ölçüde Hadis-i Şeriflerle sorunları var. Modernist oldukları için -bunu çoğu kez açıktan dile getiremeseler de- geleneği reddederler.
Afgani, Abduh, Reşit Rıza'nın fikirleri DNA'larına kadar işlediğinden biri çıkar Hz Âdem'in çocuklarının evliliğine takılır kalır. Bir diğeri “O gün Ebubekir olmak kolaydı. Ebubekir gelsin de bugün Ebubekir olsun” diyecek kadar hadsizleşir. Biri çıkar “Peygamber de insandı. O'nun da hataları vardı” diye saçmalar. Bazıları çıkıp İmam Buhari'yi, İmam Tirmizi'yi, Ebu Davud'u eleştirir. Kişilerin zırvalama hakları vardır ama hiçbir zaman zırvalar için tevil gerekmez.
Mehmet Görmez Hocanın sakalla derdi, beslendiği kaynak ve hocalardan dolayı olabilir. Ama bu halk bu düşünceyi asla kabul etmez.
Hocaya aşağıdaki sorularımı sormazdan evvel demek isterim ki, “Bu halk sakala da, sakalın sahibine de tapmıyor. Sakal-ı Şerif sahibini hatırlatıyor. Millet o mübarek kılları değil, o mübarek kılların sahibi ve mirasını seviyor. Peki, bu sizi neden rahatsız ediyor?
- Sakal-ı Şerifleri Sahabe-i Kiram'ın eline nasıl geçti?
- Peygamber (s.a.v.) kendi eliyle ashabına verdiği Sakal-ı Şeriflerinin muhafazasını yasakladı mı?
- Yasaklamadı ise Görmez Hoca nereden biliyor Hz. Peygamber'in bugün olsa yasaklayacağını? Yoksa bizim bilmediğimiz bir irtibatı mı var?
- Diyanet işlerimiz bütün meselelerimizi çözdü de, tek sorunumuz Sakal-ı Şerif'e gösterilen hürmet mi?
Sakal-ı Şerif'e hürmet gösterenlerden DAEŞ'çi çıkmaz ama hürmet göstermeyenlerden çıktığını dünya âlem biliyor.